Çarpanlar, hayatta çarpanlarımız nelerdir?
Matematikte çarpmanın mantığı çoğalmaktır.
Hayattaki anlamını hep bulmaya çalışmışımdır çarpmanın, sanırım bu hafta yeterince çarpıldığım için olsa gerek.
Şöyle bir düşünsenize;
Neler çarptı hayatımıza mı?
Bu sorunun cevabı 2020 için her ne kadar Corona olsa da siz kendiniz için bir düşünün derim. Benim hayatımda iyi bir liste bulunmakta.
Bu soruya böyle cevap verdim fakat bir de hayatımıza çarpanların pozitif ve negatif kısmına bakmak gerekir.
Oluşturduğumuz listenin mutlaka negatif ve pozitif tarafı olmalı. Çarpmanın etkisi ile bizi azaltanlar ve çoğaltanlar…
Hadi bir de sağlamasını yapıp, tersten gidelim. Biz kimlere, ya da kimlerin hayatına çarptık? Sanırım bu çarpma matematikteki etkiyi yaratmadı, fakat hayatınızda daha fazla etki yaratacağına eminim.
İnsanoğlu fıtrat olarak önce kendini düşünme becerisine sahiptir, şimdi bu düşünceden biraz uzaklaşarak hemen kimlerin hayatına ne kadar etki ettiğimizi düşünelim.
Tabii bunu düşünürken listemizin yine negatif ve pozitif tarafları olmalı; acaba kimlerin hayatında olumlu, iyi ve ilham verici bir etki oluşturduk veya tam tersini kimleri yerin dibine gömdük…
Belki isteyerek değil ama yapmış olabilir miyiz?
Hayat büyük ve gerçek bir sayı ise, ben bu hafta bu sayının en büyük çarpanlarından ikisini ele almak istiyorum. Merak ettiniz mi? Yoksa cevabı buldunuz mu?
Evet evet ebeveynler+ çocuklar =aile
Bu hafta sanırım çok şahit olduğum ebeveyn ve çocuk çatışması. İletişimdeki dili belki çatışma fakat benim fikrim ve gördüğüm çarpmalar ve oluşan negatif değerler…
Bir çocuk için aile, hayatının en büyük pozitif çarpanı olmalıdır.
Aile çocuk için sadece, barınmayı beslenmeyi sağlayan kısacası maddi ihtiyaçları karşılayan bir çarpan olma yolunda ilerler ise ilişkiler negatif olarak gidecektir. Buraya kadar olanı IQ’nün kullanımını negatif etkileyecektir.
Bir de EQ kısmına bakalım kendine güvenilmediğini, hayallerine saygı duyulmadığını hatta gülündüğünü, düşüncelerinin sürekli sorgulandığını, kendinin sürekli yargılandığını hissettiği yerde çocuklarımız duygusal zekalarını kapatıyorlar. Bu ise belki akademik zekayı kapatmaktan daha olumsuz ve kötü bir durum.
Yalnızlık Vadisi (https://balikesir24saat.com/yalnizlik-vadisi.html ) başlıklı yazımızdan Mevlana’nın sözünü hatırlayalım. “Yalnızlığın en kötüsü seni anlamayanların arasında kalmaktır.” İşte çocuklarımızı aile içinde bu durumda bırakmak çok mu çok üzücü…
Çocuklar anne ve babanın hayallerini gerçekleştirmek için, anne ve babanın zamanında yapamadıklarını yapmak için, çevredeki diğer çocukların başarıları ile kıyaslanmak için gelmediler bu hayata…
Öfkelendiğimizde istemeden olsa öfkemizi boşalttığımız bir stres tahtası değil onlar …
“Sinirimi senden çıkartmayayım git odana dersini çalış” ifadesinin bir de kendinize söylendiğini düşünün lütfen.
Aslında bu tür davranışlarımız ve bakış açımız daha gaddar ve duyguları yok sayan bir neslin olmasını sağlıyor. Çocuklarımız duygusuzlaşıyor, kendilerini online hayata bırakıyorlar. Online hayat ise onlara gereken hazzı, heyecanı ve tüm sorunlarını unutma olanağı sağlıyor.
Çocuk için aile pozitif çarpan olmalı; çoğaltan, güvenen, ilham veren, güç veren, gözyaşlarını silen, yaslanacak omuz, ağlayacak diz, umutsuzluklarına umut, hayal kırıklıklarını giderebilecek güç, umutlarının filizlendiği ve desteklendiği verimli toprak, hayallerin heyecanının yaşandığı ortam olmalı…
Belki de içinizden bunlar bildiğimiz şeyler zaten, fakat olmuyor diyorsanız;
* Öncelik ile yöntemlerimize bakalım. “Nasıl davranıyoruz?” sorusunun cevabını bulalım.
* Empati kuralım. Çocuğunuz yerine kendinizi koyun lütfen fakat bugün ki yaşınız ve tecrübeniz ile değil. Onun yaşındaki duygu düşünce ve hormonlarımızı yükleyerek davranışlarımızın etkilerini düşünelim.
* Çocuğumuzun yaptıklarını, kendi çocukluğumuzda yaptıklarınız ile asla kıyaslamayalım.
* Öğüt verici değil, fikir verici ya da deneyim paylaşıcı olmalıyız. “Ben senin yaşındayken yerine” “buna benzer bir sorun yaşamıştım ve şöyle bir çözüm buldum, istersen anlatabilirim.” gibi
* Çocuğumuzu olduğundan fazla göstermemeliyiz, gerçekçi olmalıyız.
* Çocuğumuzu olduğu gibi kabullenmeliyiz. Olduğu gibi derken mizacını, huyunu, becerilerini, yapabildiklerini…
* Çocuğumuzun limitlerini geliştirmesi için sorumluluk vermeliyiz. Hayat sadece ders çalışmaktan ibaret değil. Hayat sorumlulukları vermeliyiz onlara…
* Çocuklarımızın birey olduklarını, aslında bizleri anlayabilecek düzeyleri olduklarını kabullenerek ve bu durumu uygulamaya koymalıyız.
Yapabileceklerimiz aslında daha o kadar çok ki ama genel olanlar ve çocuklarımızın durumuna göre asal olanları ayırmak gerekir. Belki bu yöntemleri deneyerek çocuğunuza asal olan çarpanları da sizler bulabilirsiniz.
Ebeveyn olarak en büyük korkumuz çocuklarımızın yarını, geleceği, gelecek kaygısı (gelecek çok bilinmeyenli bir denklem belki bir gün onu da yazarız) kaçırdığımız ise çocuklarımızın bugünü…
Şunu söyleyebiliriz; 21. yüzyılın en önemli becerisi doğru iletişim kurabilmek. Bizler öncelikle çocuklarımız ile olan iletişim becerimizi yeniden gözden geçirmeliyiz.
Yıkıcı değil, yapıcı olmaya daha çok dikkat etmeliyiz. (Arkadaşı ile sorununu çözerken saç çekmeyi veya iteklemeyi yapıcı bulan çocuklarımızın sayısı az değil )
Hataları ile yüzleşmenin, eksiklik değil bir erdem olduğunu fark ettirmeliyiz.
Eksikliklerinin neler olduğunu kabul edebilirler ise tamamlama şanslarının yüksek olduğunu göstermeliyiz.
Dürüstlüğün, bilginin, öğrenmenin ve mutluluğun çok bilinmeyenli denklemde (hayatta) en büyük anahtar olduğunu belirtmeliyiz.
Sevginin hayatlarında vazgeçilmez olduğunu, sevgilerini göstermenin eksiklik değil en büyük cesaret olduğunu ve sevgiyle yapılan her işin harika olacağını anlatmamız gerek.
“Çocuklar büyüklerin sözünü dinlemekte hiçbir zaman başarılı olmadılar, öte yandan, büyükleri taklit etmekte hiç başarısız olmadılar.” – James Baldwin
Umarım elinizdeki tüm çarpanları pozitif katlara dönüştürürsünüz. Bu arada iki negatifin çarpımından pozitifin elde edildiğini sizde biliyorsunuz. Bir de elinizdeki sevgi eldesini unutmamak önemli. Gerisi sizde…
Sevgiler……
Müzik: https://youtu.be/_Pv5CLDA7wg (bana da öneri olarak geldi çok beğendim paylaşmak istedim tekrar teşekkürler)
Döndü Polat’ın tüm yazıları için tıklayın…
Teşekkürler.
Çocuklarımızla kemikleştireceğimiz inatlaşmalar yaşamamak için farklı dünülmesi farkındalığı yazısı olmuş.