Siyah bir inci gibi karşımdaydı yalnızlığım her zamanki asaletiyle…
Yolculuğumuzun beşinci vadisi yalnızlığımızdı. Yalnızlık bir çok şarkının sözü, bir çok şiirin dizesi, bir çok romanın ana konusu….
Yalnızlık aslında çok şey ifade ederken bir taraftan da büyük bir boşluktur içimizde..
Karanlığı yaşarken aydınlığı aramak, aydınlığı bulduğumuzda gözümüzün kamaşmasından gerçeği görememektir belki de…
Bazen bir deli sanrısı gibi içimizde, bazen beynimizde, bazen ruhumuzu ele geçiren bir sarmaşıktır.
Ne sensiz oluyordu hayat ne de seninle ikileminin başkahramanıdır.
“Yalnızlığı soruyorlar; yalnızlık bir ovanın düz oluşu gibi bir şey.” demiştir, Cemal SÜREYYA yalnızlığın, uçsuz bucaksızlığı belki ancak bu kadar güzel ifade edilebilir.
Günümüzde insanı yalnızlaştıran etkenin teknoloji olduğu söylenmektedir. Hep denir ya sosyal medyada binlerce arkadaşınız var ama gerçek hayatta?
Yalnızlığın çaresi çok insan, çok arkadaş, çok sosyal hayat mıdır?
Yalnızlık insan kalabalığı arasında giderilebilecek bir durum mudur?
Yoksa insan kalabalıklar arasında da yalnız olabilir mi?
Yalnızlık sadece şiirin, sinemaların, kitapların konusu olmakla yetinmemiş aynı zamanda bilimin de konusu olmuştur. Dünya da yalnızlık üzerine birçok araştırma yapılmış.
Dailyinfographic’in yalnızlıkla ilgili araştırma sonuçlarını derleyerek hazırlamış olduğu rapor, yalnızlığın insanlar üzerinde ölüme kadar varabilen ciddi etkilerini gözler önüne seriyor. Bu rapora göre;
* Amerika Birleşik Devletleri’nde yalnız yaşayan insan sayısı 1980’lerde toplam nüfusun %20’siyken, bugün bu rakam %40’lara ulaşmış durumda.
* Yalnız yaşayan yaşlı insanların %12.5’inin günlük yaşamlarını sürdürmekte daha fazla zorluk çektiği, %27.9’nun merdiven tırmanırken daha fazla zorlandığı ve %29.4’ünün yürümekte daha fazla zorlandığı görülüyor.
* Sosyal olarak izole yaşayan kadınlarda göğüs kanserinden ölme riski %66 daha fazla.
* Yalnız yaşayan yetişkinlerin kalp krizinden ölme riski, yalnız olmayan bireylere göre daha yüksek. Bunun sebebi, yalnız bireylerin alkol gibi zararlı maddeleri daha fazla tüketiyor olması, çevrelerinde onlara destek olabilecek kimsenin bulunmaması, stres seviyelerinin daha yüksek olması, daha zayıf bir bağışıklık ve kardiyovasküler sisteme sahip olmaları, uyku problemleri yaşamaları.
Yalnızlık hayatımızın bir parçası çocukken karanlıkta korktuğumuzda hissettiğimiz şey belki, fakat nasıl tanımlarsak tanımlayalım ne hissettirdiği önemli bizim için.
Yalnızlık hangi hissi uyandırıyor; korku, endişe, kaygı, üretkenlik, verimlilik …
Yalnızlıktan korktuğumuz için kendimizden vazgeçiyorsak, yapmak istediklerimizden vazgeçiyorsak, hedeflerimizden vazgeçiyorsak işte asıl yalnızlık belki de o zaman başlıyordur hayatımızda.
Kendini gerçekleştirmeyen hayatının gayesini bulamayan bir insan ne kadar mutlu olabilir ki ya da yalnızlıktan ne kadar kurtulabilir ki?
Hasan Ali TOPTAŞ’ın dediği gibi “Yalnızlık, sizin size yokuşunuzdur.” Kendi yokuşumuzda hayat nefesimizi harcamak mıdır aradığımız bu yaşam yolculuğunda…
Mevlana der ki; “Yalnızlığın en kötüsü seni anlamayanların arasında kalmaktır.” Bana göre bir insana yapılabilecek en kötü beddualardandır. Bizi anlamayan birçok insanın arasında olmak hayatımızda yaşadığımız en kötü tecrübe olabilir.
Bu nokta insanın en köreldiği kendisini sürekli olarak acımasızca eleştirdiği, yaptığından hoşnut olmadığı, aynaya bile bakmaktan korktuğu dönem olmakla beraber aslında bir nevi kendine işkence haline gelmektedir.
Hayat yolculuğunuzda yalnızlığınızı verimli ovalara çevirmeniz dileğiyle…
Müzik önerisi: https://youtu.be/TuZiAE5byHw
https://www.uplifers.com/yalnizlikla-ilgili-sasirtici-bilgiler-sayilarla-yalnizlik/#ixzz6h6fSkMD0
Emeğine sağlık , yalnız olmakmı, yalnız bırakılmakmı.