1992 yapımı filmdi…
Korku, gizem, erotizm, gerilim…
Ne ararsan vardı, çok izlenmiş, çok konuşulmuştu…
92’den bu yana ne sular seller aktı ne filmler çekildi…
Ama film unutulsa da “adı” unutulmadı bir türlü.
Hafızamızda takılı kaldı.
Türkiye’ye bakarsanız…
Zehirli Sarmaşık da ne derseniz?..
Tek kelime yeter:
“Siyaset”.
Türkiye’nin zehirli sarmaşığıdır siyaset.
Nereye girerse çürütüyor, zehirliyor, öldürüyor çünkü.
Eğitime siyaset girer mi?..
Yargıya siyaset girer mi?..
Spora siyaset girer mi?..
Son örnek karşımızda işte; Trabzonspor Fenerbahçe maçı.
Siyasi çürümenin somut bir yansıması değil midir?..
Şampiyonluk yarışında hiçbir iddiası olmayan Trabzonspor ile kendisinden onlarca puan ileride olan lig ikincisi Fenerbahçe arasında oynanan karşılaşmanın böyle çığırından çıkması ülkedeki kutuplaşmanın ve çürümenin en korku veren örneği değil mi?..
Siyasetin etkisiyle korunan kollanan kulüpler; siyaset ile büyüyen, yükselen, yoktan var olan kulüpler yok mu?..
Siyasetin spora, özellikle futbola etkisi yok mu?..
Halil Umut Meler’e kızıyor bazıları; maçı niye tatil etmedi diye?..
Nasıl tatil etsin?..
Bunu sorana kadar, Halil Umut Meler’in o maçta neden görevlendirildiği sorulmalı önce.
Daha birkaç ay önce eski bir milletvekili kulüp başkanından yumruk yemiş, sonra bir derbide görevlendirilmiş, sonra barut fıçısı Papara Park’a atılmış…
Süper Kupa’yı Arabistan’da oynatmaya sevdalanan ve her şeyi eline yüzüne bulaştıran TFF’ye ve MHK’ye sorulmalı önce sorular.
Açık söyleyelim maçı izlemek için ekran karşısına geçtiğimizde bu karşılaşmada olay çıkmazsa mucize olur diye iç geçirmiştik.
Mucize gerçekleşmedi. Korkulan ama beklenen oldu.
Siyasetin bulaştığı, cezasızlığın var olduğu, koruma ve kollamanın ayyuka çıktığı, insanların ve kulüplerin hesaplaştığı(!) bir mecraya döndü futbol!
Hukuku herkese farklı uygularsanız, adalet kavramını çiğneyerek yok ederseniz sonucun başka bir tablo ortaya çıkarmayacağı açıktır.
Buna her makul, orta zekalı, normal bir birey görebilir.
Uzman olmaya gerek yok.
Her şey o kadar basit ve o kadar laçka hale döndü ki…
Zehirli Sarmaşıktır siyaset…
Yaprağı, dalı bir alana girmesin…
Hızlıca sarar, zehirler, çürütür, nefessiz bırakır…
Eğitimde siyaset yok mu?..
Yargı tam tarafsız ve tam bağımsız mı?..
Din gibi kutsal bir alan siyasete malzeme değil mi?
Yav, starbucks’a saldırıp kola dökerek İsrail’i protesto ediyorsun da, “İsrail ile ticaret neden durmuyor” diye soran konuya daha hassas mütedeyyin insanlara verdiğin cevap var mı?..
Zehirli Sarmaşıktır siyaset.
Ortak aklı, ortak doğruyu, Cumhuriyet’in temel ilkelerini yok sayarsanız; aydınlığın yerine yanlışları seçerseniz, kendi siyasi görüşlerinizi “mutlak doğru” olarak addedersiniz ve siyaseti rant ile güç alanı haline döndürürseniz…
Her tarafınızı sarar sarmaşık… Zehirlenirsiniz.
2 Yorum
- Yorumların Sıralanışı
- Yeniden Eskiye
- Eskiden Yeniye
Çocuk okula başlamış öğrendiklerini eve gelince babasıyla tartışmak pekiştirmek ister.
– Baba Devlet diyorlar o kim? Baba yorgun savuşturmak icin
– Devlet annen diye cevaplar. Ertesi gün çocuk sorar – Baba Millet kim ? Baba
– Millet benim.
Ertesi gün Baba siyaset kim?
Baba yeni yeni yürümeye çalışan kardeşini gösterir. -İşte kardeşin
Olayı böylece öğrenir. Sonraki gün babası gazetesini okurken annesi mutfakta yemek yapmaktadır. Kardeşinin altını kirlettiği gören çocuk babasına seslenir.
-Hey Millet, Devlete haber ver, Siyaset dona yaptı.
Bizdeki siyasetin özeti bu.
Değerli kardeşim, evet siyaset zehirli bir sarmaşıktır. Siz bunu o kadar güzel yazıp açıklamışsınız ki ; her makul, orta zekalı, normal bir bireyin bile kolayca anlamasını sağlamışsınız. Gerçekten uzman olmaya hiç gerek yok.Elinize, aklınıza ve kaleminize sağlık. Sizi kutluyorum.