Zaman akıp giderken; yeme, içme, gezip tozma, yaz dinlenceleri, bağ bahçe, çayır çimen geze geze, hepimiz olduk birer geveze.
Zamanın derinliklerinden, İBN-İ HALDUN sesleniyor bu günlere;
-”ÇOCUĞUNUZA BİR ŞEY ÖĞRETMEYİN,
ONLAR, NASIL OLSA SİZE BENZEYECEKLERDİR…”
Arab-i deyiş bu, Türkçesi; “ARMUT DİBİNE DÜŞER..”
ZAMANE uyanığı, elinde bir listeyle annesine gelir. Anneciğim, bu yazlıkta, getir götür işlerinin çoğunu ben yapıyorum. Bundan böyle her işin bir fiYatı olacak.
Söz gelimi; Çimleri biçmek: 10 TL, odamı temilemek: 5TL, alış verişe gitmek: 5TL, çöpleri dökmek: 2TL, küçük kardeşime bakmak 15 TL, bahçe temizliği; 5TL… günlük harçlığımı buna göre alırım.
Annesi tamam oğlum, kabul, şimdide benim günlük harçlığımı hesaplayalım, babana doğru, dosdoğru bilgi verelim.
OLUR ANNEM.
Dinle, yaz, aslan parçam;
Seni dokuz ay karnımda taşıdım: BEDAVA,
Hasta olduğunda başını bekledim:BEDAVA,
Senin geleceğin için dua ediyorum:BEDAVA,
Senin için geceler boyu uykusuz kaldım :BEDAVA,
Dağıttığın oyuncakları çıkardığın giysileri topladım:BEDAVA,
Sana süt verdim, yemek yapıyorum,çamaşırlarını yıkıyorum:BEDAVA…
ANLADIM ANNEM.
Bu uyanıklar büyüdüler, üniversiteli oldular;
DERS; Yaşamın içinden.
AMAÇ; Farkındalıklarımızı artırabilme…
KONU; İş önceliklerimiz
ARAÇ-GEREÇLER; Deney masası, çakıl taşları, mıcır, kum, çimento, su, cam fanus…
İŞLEYİŞ ETKİNLİKLERİ;
Profesör derse başlar. Şimdi sizlere, gündemde bulunan zaman kullanımı için küçük bir deney sunacağım. İzleyiniz.
Profesör, fanusu önüne çeker, içine çakıl taşlarını rast gele doldurur.
Öğrencilere sorar;
-Fanus doldu mu?
Öğrenciler hep bir ağızdan;
– DOLDUUU..
Profesör asfalt mıcırlarını fanusa doldurmaya başlar, yeteri kadar mıcır fanusa dodurur ve sorar;
– Fanus mıcırla doldu mu?
Öğrenciler hep birlikte;
– DOLDUUUU..
Profesör deneye devam eder.
İnşat kumunu, fanusa dökmeye fanusu, sallayarak devam eder.
Sorar;
– Kum fanusu doldurdu mu?
-DOLDUUU… sesleri yankılanır salonda.
Profesör çimentoyu alır, fanusa dökmeye başlar. Fanusu silkeler, çimento kum içinde kaybolur.
Profesör sorar;
-Doldu mu?
“ Uyanıklar işi çakazlar;
-DOLMADIIIII…
Profesör sürahideki suyu fanusa boşaltır, taşıncaya kadar. Ve sorar;
-Doldu mu?
UYANIKLAR;
– Dolmadıııııııııı…
diyerek, kendilerince hocalarıyla dalgalarını kakara kikiri yanıtlarlar.
Profesör deneyle ilgili soruyu sorar.
-Bana açıklar mısınız, bu deneyi niçin yaptım?
UYANIK genç;
-Çok güzel, beton harcı oldu hocam!..
YANIT;
– Yanlış, doğru değil…
Profesör
-Ben bu deneyi, sizin için, özellikle hazırladım. Zamanınızı kullanımınız konusunda çok cömertsiniz…
Eğer ben baştan, mıcırı, kumu, çimentoyu, suyu fanusa doldursaydım çakıl taşlarını fanusta koyacak yer bulamazdım.
SONUÇ; yaşam önceliklerimizi belirlemek için gerekli büyük işleri önce yapmak , arada boş kalan zamanlarımızı, dinlenme eğlenme, yemek, içmek ve hobilerimiz için ayırmak başarımızın sırrıdır.
Siyasette, sanat ve günlük yaşamda zaman planlaması yapmadan, gelişi güzel davranışlar, insanı zor durumlara gark eder. Bu durumda sapıtır, işimizi gücümüzü kaybeder derbederleşiriz * İ D U R A K İ *.
Kimseye akıl satmak değil hedefim. Bilimsel eğitim rast gele, günlük, aylık, yıllık planlarla olmaz. On yılları, yüz yılları hedefleyerek planlanır, uygulanır, gerekli değerlendirmeler sonunda gerçek doğrular, yanlışlar ortaya konarak, gerekli önlemler alınır. Yetkili siyasi, bilimsel kurumlarca hedefler belirlenir. Eğitim- öğretim çalışmaları zamana yayılarak gerçekleştirilir.
Gelecekten umutlu olabilmek için, bu günden yarına hazır olmak gerekir, kanımca.
Mutlu, sağlıklı, güzel zamanlarınız başarılarla dolu dolu geçsin.