Resmi kayıtlardan.
“… 27 Ağustos 1922 sabahı 57. Alay Çiğiltepeyi kuşatmış, saat 10.30’da Mustafa Kemal telefonda komutana;
– Reşat Bey, bu önemli tepeyi ne zaman alacaksınız?
– Komutanım, yarım saat sonra alacağız.
– Başarılar diliyorum.
Mustafa Kemal (10.45)
– Düşmanın halen direndiğini görüyorum. Gözümüz o tepede, çok önemli.
– Komutanım tepeye düşman bir tümen yığmış direniyorlar. Ama alacağız komutanım, mutlaka alacağız.
Mustafa Kemal (11.00)
– Reşat Bey’i istiyorum.
– Komutanım Reşat Bey size bir mesaj bırakarak intihar etti. Okuyorum, komutanım.
– Yarım saat zarfında bu tepeyi almak için söz verdiğim halde sözümü yapamamış olduğumdan dolayı yaşayamam komutanım.
Mustafa Kemal’in gözlerinden yaşlar boşanır:
– Allah rahmet eylesin, Reşat Bey büyük bir vatanseverdir.
11.45 Başkomutanın telefonu çalar:
– Çiğiltepe alınmıştır komutanım. Yüzlerce ölüsünü bırakan düşman Sincanlı Ovası’na doğru kaçmaktadır, arz ederim”.
İlgili resmi kayıt burada biter.
***
İşte o şehit komutan için Atatürk gözyaşlarına engel olamaz. Atamızı ağlatan o büyük komutana ahde vefayı bile gösteremeyen Milli Eğitim Bakanımıza sorayım; şehitlerimize böyle mi sahip çıkacağız ?
Çok üzgünüm.
Şehit Albay Reşat Çiğiltepe’nin adı Ankara / Mamak ilçesindeki ortaokuldan silindi.
Okula , Milli Eğitim Vakfı’na bağışta bulunan Turhan Polat’ın adı verildi.
Sayın Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk , bu yaşadığımız vefasızlık sizin bakanlığınız döneminde oldu !.
Buraya not edelim!.
***
Türkiye Cumhuriyeti yeni kurulmuştur. Yoksulluk ve cehaletle savaş çetin geçmektedir. Anadolu kadını ve erkeğiyle özveriyle direnip kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ne sımsıkı sarılmıştır. Padişahın kulluğundan çıkıp , birey olmanın huzurunu yaşamaktadır.
Cumhuriyet kimsesizlerin kimsesi olmak için var gücüyle çalışmaktadır.
Osmanlının borçlarını üstlenen savaş yorgunu genç cumhuriyetin kurucuları bile o yoksulluğu yaşamaktadır.
Adam kayırmaca yoktur !.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu meclisinin milletvekilleri bile geçim sıkıntısı çekmektedir.
***
Dönemin Maliye bakanı Atatürk’ün huzuruna özel olarak gider.
” Milletvekillerimizin durumu iyi değildir. Geçinmekte çok zorlanıyorlar. Maaşlarını artırmak lazımdır efendim” der.
Atatürk yanıtlar.
“- Peki anladım , ama öğretmen maaşlarını sakın geçmesin ”
İşte bu nedenle ” dünya henüz Atatürk’ün düşünce düzeyine erişememiştir”
Anladınız mı ?
Şimdiki Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bey.
Bu ülkede yeni işe giren bekçi bile 10 yıllık öğretmenden daha çok para alıyor.
Bunları 30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladığımız gün duyduk. Duyunca kulaklarıma , görünce gözlerime inanamadım.
Bir Milli Eğitim Bakanı bu sözleri , bayram gününde nasıl söyler ?
MEB Bakanına bir yanıt vermek , emekli eğitim uzmanı olarak benim hakkımdır.
Bir yurttaş olarak da hakkım vardır.
Özgür bir ülkede yaşadığımıza göre neden susalım ?
Özel okul sahibi olan Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bey bu nasıl bir mantıktır ?
Öğretmenlerine sahip çıkan bir Atatürk geleneğinden gelen benim bu mantığı anlamam için aklımı yitirmem gerek.
Cahillerden medet uman , eğitimci olarak üniversitelerde görev yapan profesörleriniz var.
Siz de haklısınız!.
ATATÜRK’üm sağ olsaydı siz okul sahibi değil , o okulda öğretmen bile olamazdınız.
Türkiye Cumhuriyeti’nin zafer kutlaması yaptığı bu günde bizleri , öğretmenlerinizi inciten sözleriniz tarihin kaydına geçmiştir.
Ne diyordu Gazi Mustafa Kemal Atatürk;
” Benim sözlerim bilimle çelişirse siz bilimi seçin”
Şimdilerde dünya Covit 19 salgını ile boğuşurken gözümüz kulağımız bilim adamlarında.
Yapılan aşı çalışmalarının hangi aşamada olduğunu merak eden milyarlarca insan var.
Yapılan aşı çalışmaları başarıya ulaşırsa insanlık kazanacak!.
Bilim sayesinde!.
Bilim adamları sayesinde şifa bulacağımız günleri evimizde kendimizi karantina altında tutarak geçiriyoruz.
Bilim adamlarını yetiştiren öğretmenleri , emeği geçen profesörleri ,buradan kutluyorum.
İyi ki bilim ve bilim insanları bu dünyada var olmayı sürdürecek. Bundan hiç kuşkumuz yok.
Çağımız bilim çağı!.
Gençlerimiz , çocuklarımız , aileler tüm dünya ülkeleri virüssüz günleri çok özledi.
Pandemisiz günleri iple çekiyoruz.
***
30 Ağustos Zafer Bayramımızı kutladığımız günde bayram sevincimizi anlamayan, öğretmenlerimizin gönlünü inciten , kırıcı sözlerini dinlediğimiz Milli Eğitim Bakanımızın 30 Ağustos Zafer Bayramını kutlarım.
Öğretmenine bekçi maaşını bile layık görmeyen zihniyetinizi bu yaştan sonra değiştirmezsiniz belki!.
Ama ,naçizane size acilen NUTUK okumanızı öneririm!.
Sevgili okurlarım , değerli öğretmenlerim sıkmayın canınızı.
Türkiye Cumhuriyeti ilelebet yaşayacaktır diyen Atatürk’ün ilke ve devrimlerine sıkı sarılın.
Bilimi seçin. Bilim insanlarımızı koruyun kollayın. Değerlerini bilin, o yeter!.
Öğretmenine yük gibi bakan , Milli Eğitim Bakanı yeryüzünde görülmemişti. Bize kısmet oldu!.
Şanssızlığımız burda.
Neyse bu da geçer.
30 Ağustos Zafer Bayramımız hak edenlere kutlu olsun. Bize bu günleri canı pahasına gösteren aziz şehitlerimizi saygı, minnet ve dua ile anıyorum.
***
Koronolu günlerde canını dişine takan, hastalarına derman olmak için gecesini gündüzüne katan sağlık çalışanlarımıza sağlık ve esenlikler diliyorum.
Bu salgın döneminde şifa dağıtırken canından olan doktorlarımıza , hemşirelerimize ,sağlık çalışanlarımıza rahmetler diliyorum.
Ruhları şad olsun. Işıklarda uyusunlar.
NOT : Akit TV dün, Cumhurbaşkanımız Anıtkabir’e giderken canlı yayın yapıyor. KJ denilen alt yazı ile Anıtkabir yazılması gerekirken ANIRKABİR yazdılar. 2 dakika boyunca bu yazı durdu. Bu sırada ANITKABİR bahçesinde halkımızın girmesi , resmi tören nedeniyle yasaktı. Ancak bir grup Anıtkabir bahçesinde slogan attı. Recep Tayyip Erdoğan. Recep Tayyip Erdoğan diye…
Bilginize.
Kalemine sağlık. Ellerinden gelse okulların tümünü kapatıp imam hatip yapacaklar.