“……
Kayalıklarda şayak kalpaklı nöbetçi
Okşayarak gülümseyen bıyığını seyrediyordu Kocatepe’den
Dünyanın en yıldızlı karanlığını.
Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
Şayak kalpaklı adam nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
Güzel ve rahat günlere inanıyordu
Ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
Birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: ‘üç’ dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar, eğildi, durdu.
Bıraksalar İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlayacaktı.
…….
Ali Onbaşı bir şimşek hızıyla düşündü
Ve şu türküyü duydu.
‘Dörtnala gelip Uzak Asya’dan
Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan bu memleket bizim.
Bilekler kan içinde, dişler kenetli, ayaklar çıplak
Ve ipek bir halıya benzeyen toprak,
Bu cehennem, bu cennet bizim.
Kapansın el kapıları, bir daha açılmasın,
Yok edin insanın insana kulluğunu bu davet bizim…
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür
Ve bir orman gibi kardeşçesine, bu hasret bizim..”
(Nazım Hikmet)
***
Daha nasıl anlatabilirdi ki büyük şair?
***
Netice:
Zafer ile ulus olduk.
Sonrasında Cumhuriyet geldi.
Ama okumayan, cehaletle beslenen, dinin kullanılmasına alet olan ve dini kullanan çevreler tarafından ne yakası bırakıldı Cumhuriyet’in, ne rahat bırakıldı Mustafa Kemal…
Kurduğu Diyanet’in camilerinde kendisine hakaret edildi de hakaret edenlere bile ses çıkarılmadı!
Kendisine lanet okuyanların cenazelerinde kimler ve kimleri gördük üzülerek…
26 Ağustos, 1071’de Türklere Anadolu kapılarının açıldığı, 1922’de ise sonsuza dek Türk yurdu olarak kalacağının ilan edildiği tarihtir.
Ama unutmamak gerekir ki, 30 Ağustos 1922 olmasa; kutlanacak tek milli bayramımız bile olmayacaktı.
Zafer’in büyüklüğünün farkında mıyız?
Zafer’in ne olduğunun bilincinde miyiz?
30 Ağustos olmasaydı; basit gibi gelecek ama, tam bağımsız bir ulus olabilecek miydik?
Aksini bir an için düşünsek misal, ne olurduk bilinmez!
Zafer sayesinde hür’üz.
Zafer sayesinde tam bağımsız bir Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşıyız.
O yüzden Zafer; mücadelenin son, kurtulmanın ilk noktasıdır.
Varsın bazıları küçümsesin, yokmuş gibi davransın, idrak etmesin, anlamasın…
Tarih bile çarpıtılıyor günümüzde ama belgeli ve objektif tarih; her zaman sayfalarına geç de olsa gerçeği aktarır.
30 Ağustos olmasaydı…
Türkiye olmazdı.
Kutlu olsun Zafer.
Atatürk başta olmak üzere tüm şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Minnettarız.
Bugünlere nasıl geldik; farkındayız.