Tarım ve hayvancılığın Balıkesir için önemi çok büyüktür.
Büyüklüğü, Balıkesir topraklarında nüfusun yüzde 35’ine yakınını oluşturan, 400 bin civarında nüfusun bu sektörden geçiniyor olmasından; Türkiye gıda üretimine temel oluşturmasından; topraklarının tarıma ve hayvancılığa elverişli olmasından ve bitkisel eko sistemin hayvan etine kattığı bulunmaz nefasetten kaynaklanıyor.
2000’li yıllarla birlikte Balıkesir Hayvancılığı yeni bir boyuta geçiş yaptı.
Çiftçinin kontrolü altındaki 15-20 başlı küçük sayılı büyükbaş hayvancılıktan; sermayenin girişi ile 1000-1500 başlı büyük çiftlikler boy vermeye başladı.
Küçükbaşın lezzeti ve değeri bir başkadır.
Lakin kır’ın topraklarını kent’e kaptırmaya başlaması ile ortaya çıkan mera sorunu ve çoban bulma zorluğu küçükbaş hayvancılığı olumsuz etkilemeye başladı.
Bu dönem Balıkesir topraklarında büyükbaş 500-550 bin aralığında; küçükbaşta 1 milyon baş civarında gezindi durdu.
Son günlerdeki konkordato rüzgarından özellikle Balıkesir süt sektörü de olumsuz etkilendi.
Süt inekçiliğini etkileyen konkordato rüzgarı Yörsan ile başladı, Kay Süt ile zirve yaptı.
Balıkesir süt sektörü denince üzerinde çok dikkatli durulması gereken 2 isim ön plana çıkıyor.
Biri Yörsan’ın kurucusu İzzettin Yörük. Diğeri Kay Süt’ün kurucusu Kemal Ayhan.
Bu iki ismin tatlı rekabeti Balıkesir süt inekçiliğini geliştirmiş ve Balıkesir sütüne çok büyük katma değer katmıştır.
Bu iki ismin Balıkesir süt sektörüne katkısının devletin verdiği teşviklerden daha etkili olduğunu söylemek abartılı olmayacaktır.
Yıllarca bu iki isim sektörde dengeyi sağladı. Üreticiye zamanında ve düzenli ödeme yaptı.
İzzettin Yörük, Yörsan’ı sattı. Balıkesir süt üreticisi zora girdi. Kay Süt Konkordato ilan etti. Balıkesir süt üreticisi daha büyük zora girdi.
Balıkesir Hayvan Pazarı’nda bir günde 150 süt ineği kesime gönderildi.
Şunu açıkça gördük reel sektörün ortaya çıkardığı dinamizmin sektöre olumlu etkisi binlerce üreticiyi; devletin verdiği desteklerden daha proaktif etkiliyor.
Daha büyük katma değeri ortaya çıkarıyor.
Konunun bir diğer ayağı da marka meselesi.
Malum Balıkesir’in en büyük şikayeti marka. Yeterince ulusal markanın olmayışı.
Bu anlamda Yörsan ve Kay Süt Balıkesir’in başlıca ve büyük önemdeki ulusal markaları.
Bu markaları yeniden yaratmak, yerine bir başkasını koymak mümkün gözükmüyor.
Yani Balıkesir için değerleri çok büyük. Bu markalar artık Balıkesir’e mal olmuş markalar.
Özel sektörün ortaya çıkardığı marka ve markaya bağlı aktif büyüklüğü gerçek kişi veya kişilerin mülkiyetinde olabilir.
Lakin; Balıkesir gibi şehirlere mal olmuş ulusal markalar, ortaya çıkardığı istihdam, ödediği vergi ve sigorta; bu varlıkları aynı zamanda halkında manevi sahipliğine sokar. Ortadan kalktıklarında etkileri sadece gerçek kişi mülkiyet sahiplerini değil bütün bir şehri etkiler.