Sevgili okurlarım, merhaba.
Yeni bir konu ile karşınızdayım. Sizlere aktarmak istediğim olayın kahramanı, Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Akçay Mahallesi’nin 29 No’lu sokağında yaşayan vatandaşlarımız. Çanakkale yolu üzerinde bulunan Pina Deresi’nin hemen yanında ikametgâh eden sokak sakinleri, oldukça dertli. Nasıl dert yanmasınlar ki. Evlerine girebilecekleri doğru düzgün yolları yok.
Akçay gibi bir yerde, bu zamanda yolu olmayan ev olur mu demeyin. Adeta yılan hikâyesine dönen bu olaya sizler de tanık olunca sakinlerimize hak vereceksiniz. Yıllar önce, kendilerine yolun yapılacağına dair söz verilmiş. Zaten olması gereken budur. Gerek Akçay Belediyesi’nin gerek Edremit Belediyesi’ni ilgilendiren yapı-inşaat ruhsatında, evlerin önü yol olarak görülüyor. Plan-proje bu doğrultuda hazırlanmış. Her iki belediyenin ilgili birimlerinde çalışanlar, bu durumu herkesten çok daha iyi biliyor.
Buna rağmen bir arpa yol alınamamış. Aksine kendilerine bir takım zorluklar çıkarılmış. Sokak sakinleri, dört yıl önce başlanılan yolun neden tamamlanmadığını öğrenmek istiyor. Bunu da ilgili kurum ve kişilere sormak en doğal hakları. Hem onların anlattığı hem de oradan geçen herkesin gördüğü üzere, Pina Deresi üzerindeki köprünün ve bu köprüye bağlanacak olan yolun son durumu, gerçekten de içler acısı. Akçay gibi nezih bir turizm bölgesine hiç ama hiç yakışmıyor.
11 Mayıs 2023 tarihinde, yapılması planlanan köprünün bulunacağı yere menfezler konulmuş. Daha sonra ne hikmetse başka hiçbir işlem yapılmamış, Konulan dört menfez kaderine terk edilmiş. Zaman içinde tamamen kullanılmaz hale gelmiş. Menfezlerin sökülüp neden kenara atıldığını anlamak mümkün değil. Her bir menfez, sonuçta devlet malıdır. Ve her birinin maliyeti oldukça yüksektir. Bu süreçte çalışan işçilerin çalışma ücreti ve sokak sakinlerinin ödediği bedel de cabası.
Bu tarihe kadar zaten hiçbir çalışma yapılmamış olması oldukça düşündürücü bir durum. Mayıs ayında yapılan, çok daha doğrusu menfezler söküldüğü için hiçbir anlamı kalmayan bu işlem, sokak sakinlerinin bölgeyi mecliste temsil eden ve kendilerinin bir sesi olarak gördükleri bir milletvekiline iletmeleri ve vekilin de ilgili belediye başkanıyla görüşmesinden sonra yapılmış.
Sokak sakinlerinin konuyu milletvekiline aktarmalarını kendisini şikâyet edilmesi olarak algılayan yetkili, vatandaşlarımızdan birisini aramış. Yaşanılan mağduriyete son vermek yerine, şikâyet edildiği düşüncesiyle serzenişte bulunmuş. Hiç de hoş olmayan, bulunduğu makama ve temsil ettiği Edremit’e hiç yakışmayan bu tavrı daha sonraki süreçte de sürdürmüş.
Sokak sakinlerinden biri, kendisini Edremit Belediyesi’nin Akçay’da bulunan hizmet binasında ziyaret etmiş. Bu sırada kendisi ve yanındakiler, makam odasına kahvaltı etmekteymiş. Keyifleri oldukça yerinde olan yetkili kişiler, bulundukları görevi çoktan unutmuş olmalı ki, kendilerini ziyaret eden vatandaş ile tartışmış. Az önce belirttiğim serzeniş yine tekrarlanmış. Bunun üzerine de sokak sakini; ‘’Neden böyle olduğunu biliyorum. Ama size istediğinizi vermeyeceğiz. ‘’ demiş. Ve odayı terk etmiş.
İstenilenin ne olduğunu yazmaya elim varmıyor. Düşünmek bile istemiyorum. Vatandaşını mağdur bırakarak ondan böyle bir beklenti içinde olanlar, bu işi başka bir türlü çözmem anlayışına sahip kimseler, kimin belediyesi? Elinde çanta ile Assos yolu üzerindeki birbirinden lüks lokantalarda görüşülüp hem istenileni getirmesi hem de çekilecek ziyafetin masrafını karşılanması beklenen vatandaşın belediyesi olamaz!
Böyle bir vatandaş profili yaratmak isteyen belediye de olamaz. Bir belediye, vatandaşından kendi yapmadığı bir işi bu yolla çözmek istediğini bariz şekilde anlatıyorsa; ne halde olduğuna, çok daha büyük paraların döndüğü işlere dair akla birçok soruyu getirip getirmediğine ve şeffaflık kavramını zedeleyip zedelemediğine siz karar verin.
Sevgili okurlarım, bir başka görüşme için de konuyu yakından takip eden milletvekili, sokak sakinleri için belediyeden randevu almış. İlgili kişiyle görüşmek üzere gidildiğinde yetkili hiç kimseye ulaşılamamış. Oradaki görevlilere, randevu hatırlatıldığında doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmamış. Sekreter olduğu bilinen kişi, sert bir tavır takınmış. Bunun üzerine, sokak sakini, “Senin kim olduğunu biliyorum. Sen hiç konuşma.” demiş. Kim olduğu ima edilmesi üzerine söyleyecek başka bir söz bulamayan kimsenin, kim olduğunu da yazmaya elim varmıyor. Varmaz da. Arif olan zaten anlar. (Devam edecek.)
