Bugün Sevgililer Günü’ydü
Kız Meslek Liseliler sevgiyle veda ettik biz sevgili okul binamıza.
Yaşamayan bilmez derler ya işte öyle bir şeydi bu.
Ortaokulda ayakları sıradan yere deyemeyen, pek çok haberden habersiz, ‘gözü açılmadık sığırcık yavruları’ydık biz.
Öyle söylerdi Türkçe öğretmenimiz bize.
Okullar eğitim yeridir, Kız Meslekler kimliktir.
Mutaassıp aileler imam hatiplere bile göndermedikleri kızlarını kız sanat ortaokuluna gönderirdi.
Sadece kız öğrenciler var ve kaliteli eğitim sunuyor diye.
İyi ve varlıklı ailelerin kızları Kız Enstitüsü’nde eğitim alırdı.
Bir ara gözden mi düştü gönülden mi bilinmez önemini yitirir gibi olmuştu.
Sonra özellikle de son yıllarda muhteşem değişiklikler gördük.
Atölyeler yenilendi, okulun dış kapısından bodrumuna her köşe düzenlendi.
Teknolojiye uygun gelişmeler sağlandı.
Çağı yakaladı. Başarıları izlemekten gurur duyduk.
Öğrenciler öğretmenleriyle çalışırken, yetiştirdikleri öğrenciler öğretmen olup geldiler.
Üç kuşak birlikte çalışıldı bu okulda.
Kız Meslek çıkışlı ne çok öğretmen var şu anda…
İnsanlar ölür, binalar yıkılır, eskiyen yenilenir elbet.
Ancak böylesine kimsesiz, sahipsiz ortada kalıvermek çok acı verdi.
Kız meslekten yolu geçmeyen, tanıdığı, eşi, kızı yakını olmayan var mı?
Yıllar boyunca hiç değilse bir kez duvarlarından bahçesine göz atmayan erkek öğrenci var mı?
Bir Koray, bir SYAL olmak ne kadar Balıkesirli olmaksa, Kartal Yuvası’nın öğrencileri olmakla gurur duyuluyorsa bizlerde o kadar Balıkesirli, o kadar gururluyduk.
Şimdi böylece sığıntı gibi bir okulun üstüne yollanıvermek çok etkiledi beni.
Hiç kıskanmadığım gıptayla övünçle izlediğim SYAL ı kıskandım.
Onların koruyucuları var;
Bizim kimimiz var?
İstiklal Marşına başlayıp bitiremedim, sesim çatallaştı, çıkamadı, ilk kez tamamlayamadım, sustum.
Arkadaşlarım, okul müdürümüz, müdür yardımcımız –ki onlarda bu okulun mezunu bizim çocuklarımız- hepimiz hiç farkında olmadan sarıldık, ağladık göstermeden gözyaşımızı…
Ne diyeyim.
Okul müdürümüz öğrencilere ‘Burada risk var. Sizin birinizin tırnağına bir şey olsa kıyamam. Bu nedenle taşınıyoruz. Kimse bu sorumluluğu alamaz.’ dedi.
Haklı…
Keşke demeyi hiç sevmem ancak;
Keşke bunca masraf yapılmadan ve bu kadar oldubittiye getirilmeden taşınılsaydı uygun bir binaya…
Balıkesir’de hiç mi yok dersiniz saatleri ve atölyeleri çocuklara uygun olacak okul?
Veya bir hayırsever yok mu okulu yeniden yapacak?
Üstelik tüm atölye donanımları sınıf tahtalarına kadar yeni ve hazır…
Merak ettim işte…