Ne yaparsanız yapın…
Çekiştirmek isteyen çekiştirmeye devam ediyor…
Hoş bu yıl biraz hararet düşmüş gibi gözükse de sınıf mı atladık ne, üniversitelere geçti çam ağacı kavgası…
Tekrarlayalım mı bıksak da….
Yılbaşı kutlaması Türkiye’de sadece takvimin yeni yıla geçmesine ilişkindir.
Kimsenin Noel kutladığı yoktur.
Bu kutlamanın Hristiyanlıkla da ilgisi yoktur.
Velev ki kutlayan öyle kutlasın, kime ne, kim karışabilir, bize ne, size ne….
Ama milyonlar bilse de bilmeyen milyonlar da var olsa gerek ki kurtulamıyoruz bu girdaptan…
Her yıl aynı, her yıl aynı, her yıl aynı…
Memleketin ilim irfan, bilim dağıtması gereken üniversitelerine bakar mısınız…
Balık baştan kokar.
Atatürk’e dil uzatanlar rektör.
İntihal iddiaları olanlar rektör.
Gittiği oteldeki şikayetini üniversitenin resmi sitesine koyan rektör.
Aile şirketi gibi üniversiteleri yönetenler rektör.
Son model makam araçlarında rektör.
Bilim dağıtan Boğaziçi gibi üniversiteleri bitirmek dışında bir uğraş vermeyenler rektör…
Vs vs
Elbette tüm rektörleri kastetmiyoruz.
Ama balık baştan kokar.
Adalet Bakanı kızıyor ya, hakim ve savcılarla ilgili eleştiriler geldi mi “tüm yargı camiasını zan altında bırakmayın” diye…
O zaman bıraktırmayın…
Bir hakim ve savcının eleştirilmesine fırsat verilmeyen bir ortam yaratın…
Sadece hukuk konuşsun..
Sadece gerçek yargı mensupları kararlarıyla konuşsun…
Bir çürük tüm sağlamları yakıyor işte; yargıya güven dipte.
Bu ülkede tahliye kararı beklerken saatler ve saatler boyunca dosyaya bakmayan, geçin onu, adliyeye gelmeyen hakim varsa elbette tüm yargı töhmet altında kalır.
Bırakmayın, bıraktırmayın.
Üniversiteler de farklı değil işte.
Neremiz doğru kaldı ki?
Yıldız Teknik Üniversitesi’nde ağaç süslemek isteyenlerle istemeyenler arasında arbede yaşandı.
İstanbul Üniversitesi’nde ağaç süslemek isteyenleri güvenlikçiler engelledi, ağaç dalları kesildi, kırıldı.
Çam, çam olalı böyle zulüm görmedi.
Türklerin geçmişine bir baksalar…
Yılbaşı kutlamasının ne zamanlardan beri Türklerde var olduğunu bir okusalar…
Bilgi aydınlıktır.
Karanlığı, yanlışı, kötüyü seviyorlar…
Geleneksel yerli ve milli yılbaşı kavgaları başladı.
Kafa göz yarmadan atlatmamız dileğiyle…
Yeni yıl sadece takvimlerin değişmesidir…
Her yıl zaten gideni aratır hale gelmişken…
Sadece güzel umutlardır…
İyi temennidir.
Ötesi yok.
Kavga edecek, kavga çıkaracak bir durum da yok.
Neyin kavgası; yıl gelmiş 2024’e, ne geçiyor elinize?