Bugün 18 Aralık.
Resmi adı “Yerli Malları ve Tutum Haftası” olan haftanın son günü.
Yazımı, yerli mallarımıza sahip çıkmaya yönelik yüreğimize su serpecek bir gelişme olur mu diye özellikle son güne bıraktım.
Ne, yerli mallarımıza, ne de, her an değer kaybettirilen, Milli PARAMIZ TÜRK LİRASI’na sahip çıkan olmadığını görmek ne acı.
Oysa ilkokul yıllarımızın özlenen ne güzel haftasıydı. Yakışıklı kumbaralarımız da vardı.
Evlerimizden okula götürüp sıralarımızın üzerinde coşkuyla paylaşıp, neşeyle yediğimiz ürünler.
Aslında evlerimizde her gün yediğimiz ürünler olmasına rağmen, her nedense o gün çok farklı bir etkisi oluyordu.
Bir çocuk olarak o günlerde bunu kavramamız olası değildi. Anlama sakta, öğretmenimizin verdiği bilgiler, yapılan konuşmalar, okunan şiirler vb. etkinlilerle o günü coşkuyla yaşıyorduk.
“Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı.” Öğretmeninden öğrencisine ne gizemli sözcüklermiş.
Hele öğretmen olarak görev yaptığım okullarda o coşkuyu tekrar tekrar yaşamak ne mutluluk vericiydi.
Milli ekonomiyi tanımayı, sahip çıkmayı, kendi yağımızla kavrularak gelişmeyi ve kalkınmayı, kimseye muhtaç olmadan yaşamayı kapsayan içeriğini, ülke için önemini ise büyüdükçe anladık.
Atatürk ve arkadaşları, 20 yy’ın başında kazandıkları askeri zaferleri, bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devletiyle taçlandırdılar. Sıranın, bunu ayakta tutacak ve yaşatacak olan ekonomik alanda kazanılacak başarı ve zaferlerle desteklenmesine geldiğini biliyorlardı. Büyük Atatürk Bursa’da kendisini karşılayan çocuklara;
“Küçük hanımlar, küçük beyler! Sizler geleceğimizin gülü, yıldızı, talih ışığısınız. Memleketi asıl aydınlığa sizler kavuşturacaksınız. Kendinizin ne denli önemli, değerli olduğunuzu düşünerek ona göre çalışınız. Kızlarım, çocuklarım, sizlerden çok şey bekliyoruz. Arkadaşlarımla birlikte ne yaptıysak sizler için yaptık. Sizin mutluluğunuz, onurunuz için yaptık. Başınız dik gezin, kimsenin kulu kölesi olmayın diye yaptık. Bir daha bu acı günleri yaşamayın diye yaptık. Ödülümüz sizin temiz, güzel sevginizdir.¨ (Atatürk-1922) diyordu.
Atatürk ve arkadaşları, Kapitülasyonların ve Duyun-u umumiye’nin, yıkımını yaşamışlar, çok acı çekmişler, savaşmışlar ülkeyi bu karanlık süreçten kurtararak, bu milletin çocuklarının, bu güzel ülkede, kimsenin kulu kölesi olmadan, bir daha acı günler yaşamadan, mutlu ve onurlu bir şekilde, başları dik olarak yaşamalarını sağlamışlardır. Bunun devamlılığı da, ekonomik bağımsızlıkla sağlanacaktı.
“Bilirsiniz ki, ekonomisi zayıf bir millet fakirlik ve yoksulluktan kurtulamaz; toplumsal ve siyasal felâketlerden yakasını kurtaramaz ….” 1924 (Atatürk’ün S.D.H, S. 182)
Milleti fakirlik ve yoksulluktan kurtarmak için çareler arayan Atatürk 13 Şubat 1923’te çiftçi, tüccar, sanayi ve işçi temsilcilerinden oluşan 1135 üyenin katıldığı İzmir İktisat Kongresini topladı. Bu kongrede “Misak-ı İktisadî Esasları” kabul edildi. Ülkede üretim seferberliği başlatılarak fabrikalar kurulmaya başlandı. Atatürk’ün kurduğu fabrikalar üretimin yanında, kültürel faaliyetlerin (okulu,tiyatro, sinema, her türlü sanat ve spor salonları vb.) yer aldığı üretim ve aydınlanma kaleleridir. Nazilli Sümerbank Basma Fabrikası vb. 1930’lu yılların örnek projeleridir. Daha sonra Venezuella “Atatürk Modeli Fabrika” olarak örnek almış uygulamıştır. Bugün bu üretim ve aydınlanma kalelerimiz ağır yıkıma uğradı.
Milli mücadelemizi nasıl birlik beraberlik içinde kazandıysak, ülkemizi de aynı ruh ve birlik beraberlik içinde kalkındıracaktık. Ve o dönem de Türkiye, Rusya ve Japonya ile birlikte dünyada hızla kalkınan üç ülkeden biri olmuştu.
Yazılacak, söylenecek çok şey var ama uzun sözün kısası diyelim. Ve öncelikle elli (50) çeşit peynirli şehrimizde, gurumuz olan firmalarımıza sahip çıkalım. Altıeylül Milli Fuarımızı İlimize yeniden kazandıralım diyelim ve Gazi ‘den bir çağrı yapalım.
“…Türkler, TÜRK MALI alınız, TÜRK MALI kullanınız; Türk parası Türk toprağında kalsın” Atatürk, (1929)
Bu haftayı gelecek yıllarda daha coşkulu kutlanmak üzere yerli mallarımıza sahip çıkalım. Çocuklarımız, torunlarımız bu ülkede gönüllerince yaşasınlar.
18.12.2021
Ayhan Öztürk