70’li yılların başında “maç takibi” ile başladığım “Gazetecilik” yaşamım içinde , BASIN sektörünün neredeyse yaklaşık 50 yılının hemen her aşamasını “yerel” den “ulusal’a” bilirim.
Zor iştir.
Saati dakikası, tatili yoktur.
Olayın ne zaman nerede olacağı belli değildir.
Bakarsın sabahın sekizinde, bir bakarsın gecenin üçünde…
Muhabirlik..
Hele genç yaşlarda ne de güzeldir.
Ne heyecanlıdır.
O anı yaşamak ,saniyesini kaçırmamak,
haberi eksiksiz toparlamak,
soru sormak, fotoğraflamak..
Hepsi ama hepsi anlatılmaz yaşanır.
Yaşam biçimidir.
Yazarlık..
Ayrı bir ihtisastır.
Her eline kağıdı kalemi alanın “yazar” olduğunu sanmayın!..
O ayrıcalıktır!..
Mesleki kategoride “patronluk” çok zordur!..
Hele yerelde..
A’dan Z’ye herşeyi yapandır o..
Gün gelir haber yazarsın,
gün gelir gazeteyi matbaada bile basarsın..
Gazete kırımından tutun, tahsilata kadar her şeyi yaparsın..
İyi bilirim dedim ya..
Hem yaptım, hem yaşadım!..
Bunları neden anlattım?..
Yerel Basınımız “çok zor günler” yaşıyor..
Muhabirinden,
matbaa çalışanına,
hizmetlisinden patronuna tam bir kriz dönemi yaşanıyor.
Ekonomik sıkıntıları dağ gibi..
Üç gelir kaleminden üçü de tıkanmış halde..
Abone veya satış yok denecek kadar düşük..
Yerel gazetelerin baskı adetlerini yazsam şaşarsınız!..
Biliyorum ama yazamıyorum!..
Yazmak içimden gelmiyor.
Reklam geliri..
Yok denecek kadar az bile değil..
Yok!..
Resmî ilan..
Aralıklı dört kez yayından ;
önce ikiye, sonra bire..
Bir de olsa; nefes borusu adeta..
O da olmayacak da..
Süre uzatarak, temlikleri öteleyerek hayatta kalma mücadelesi..
Çoğunda borç gırtlağa kadar!..
Sanmayın “var da ödemiyorlar”…
Olmadığı için ödeyemiyorlar!..
Cemiyetlerin hükümetten destek talepleri..
Vekillere yapılan ricalar..İstekler..
Belediyelerden beklentiler…
Sonuç..
Hiçbir şey yok ortada..
Varsa da kıytırık..
Yazıktır!..
Günahtır!..
Yakın zamanda “kapanmak zorunda olduğu için kapanan gazeteler” olursa kimse şaşırmasın!..
Ha bugün , ha yarın diye düşünenler..
Eli kulağında olanlar maalesef çok..
Ne yapsın bu insanlar?..
Gazetesi, radyosu, televizyonu ile topyekün..
Yerel Basın olmazsa olmaz!..
Tam bir “Denetim” mekanizmasıdır!..
Yerel basın “o” kentin her şeyidir..
Gözüdür, kulağıdır, sesidir.
Akmayan musluğun, tıkanan kanalizasyonun, kapanan yolun, kesilen ağacın, açılan meydanın..
Bekçisidir, anahtarıdır, el feneridir!..
Üretenin de tüketenin de sesidir..
Sanayicinin gözüdür,
küçük esnaf sanatkarın dilidir,
halkın kulağıdır…
Siyasetçinin her şeyidir!..
Öyle..
Ötelemekle, ertelemekle olmaz!..
Sıkıntıyı “kar topu” gibi büyütmek iş değildir.
Bunun adı destek değil köstektir.
Bir gecede kanun çıkıyor.
Bir günde yasal düzenlemeler yapılıyor.
Neler, neler hemde.
Yasama,Yargı,Yürütme’den sonra…
Hani BASIN dördüncü kuvvetti?..
Bu iş kolu ayrıcalıklıdır!..
Çok değil..
Yapacağınız..
Bir iki kalem..
Düzenleme..
Silin gitsin,
Bu ızdırap bitsin!..
Basını yaşat ki,yaşayasın!..