2024 Yılı’nın ilk yazısı bu:
“Yeni yıl, keşke yeni olsa!”
Çünkü artık zaman, çok başka!
2023’ün ağır mı ağır mirası var sırtında!
Uğursuzluklar art arda, hiç durmadan yağarken üstümüze;
hızla akıp giderken, devir daim olurken zaman;
iyi-doğru ve güzelden yana ne varsa kırılıp dökülürken;
kalanlar da paramparça darmadağın olurken başlamışken sözde “yeni” bir yıla daha;
düşünülenler hep aynı, kime sorulsa:
“Ah, yeni yıl gerçekten yeni olsa!
Umutlar hep başka bahara kalmasa!..”
Aslına bakılırsa, doğada ve yaşamda bitiş yok.
Hiç bitmeyen, sürekli bir döngü var.
Bu döngüde yaz, kış ve baharlar var.
Hoyrat, kaçak, deli kışlar yaşansa da; yeşerecek olan, hep taze umutlar var.
Görünemez gibi olsa da uzak ufuklar; gelecektir elbet yine, yeni baharlar.
Lakin yeni yıl ise soyut kavram, iradesi
yok ki!
Ne kötüyü bilebilir,
ne de iyiyi.
Ne beklenir ki?
Yeni yıl ülkenin, bireyin, ailenin ihtiyacını nereden bilsin ki?
Yeni yıl, bir varlık mı ki?
Ne aklı var, ne de bilinci!
“Yeni yıl yok onu getirsin, yok bunu getirsin, yok şunu getirsin!”
Yeni yıl barış, huzur, iyilik, hak, hukuk ve adaleti nereden bilsin ki?
Yeni yıla, bu misyon neden, nasıl yüklenebilir ki?
Bu, ona da haksızlık değil mi ki?
Yeni yıl, ne umudu bilir, ne dileği, ne de beklentiyi!
Belli ki insan, işin kolayına kaçıp, yeni yılın üzerine yıkmakta emeği, çabayı, mücadeleyi!
Biten yıl, ondan önceki, daha öncekiler de hep aynı, 365 gün, dört mevsim,12 ay değil miydi?
Yeni olan da aynı değil mi?
Oysa emek ve özveri olmadan, mücadele, çaba olmadan, yeni yıl neyi değiştirebilir, neyi getirebilir ki?
Her şey, doğru zamanda, doğru yaklaşımlarla, insanın akıl ve kendi işi…
Neyse, yine de bir merhaba “yeni yıl”a!
Olmasın öyle “laf ola, torba dola!”
Gidilecek yön de yol da belli, her şey ortada.
Doğa, yönünü hiç şaşırmamakta.
Tereddüde yer yok, olmamalı da.
Yelken açmalı artık yeni yılda yeniden, görünen uzak, yakın ufuklara!
Sonu var elbet azgın dalgalarla boğuşmaların, çarpışmaların.
Yakında görünmese de kara!
Makus talihi yenerek, yeşertip büyüterek umudu; o günler hep ufukta.
Bir gün mutlaka!
Özellikle bütün emekçi çalışanlarla, emekli-işsiz yurttaşlar için “kara kabus” bir yıl daha geride kaldı.
Fabrikalardan tarlalara çok derin kayıplar yaşandı.
“Arapkar muhafazakar” kara kapitalizmin doymayan kâr hırsı, baskıcı uygulamaları, yaşamı ve doğayı zindan etmekte.
“İş cinayetleri” artarak hep sürmekte.
Demokratik değerler, ağır darbeler aldı.
Özgürlük talepleri, ifade hakkı çok ağır bastırıldı.
Adalet haykırışları hiç durmadı.
Acılar üstüne acılarla girildi bu yeni yıla da.
Ancak bu böyle gitmez, gidemez, gidememeli elbet.
Çoğu gider, azı kalır.
Tarih hükmünü verip, neyse
gereği, yerine gelir elbet.
Tarihin akışı, belki bir süreliğine durdurulabilir.
Ne çok şeyler pahasına,
bu uzun da sürebilir.
Yıkılmaz gibi duran kaleler…
Hikmetinden sual olmaz emirler…
Emirlere amade emirerler…
Daha neler ve neler!..
Olsa da kar etmez niceler niceler…
Fark etmek istemeseler de başlayan hız;
Ne tesadüflerin zamansız arsızlığından;
Ne de sihirbazların bayat hokkabazlığındandır.
O yalnız, tarihin o durdurulmaz akışındandır.
Ona karşı koyanlar, karşı koymuş demektir.
Doğuşuna güneşin,
Rengine çiçeğin;
Aklın, emeğin, yüreğin ezeli ve ebedi kanunlarına…
Aklın sükuneti,
bilincin sabrı var.
Bugün yarına çıkar ve bu durmadan akar, akar, akar…
Akıl, bugünün ustası, sabır yarının meyvası…
Bu, durmadan akan, yıkıp yapan akışın önünde durmaya çalışanlar,
Yıkılmaz sanıp saltanatlar kuranlar…
Tac da taht da sökmez elbet, para etmez.
Günü gelecek,
o sandıklara elbet girecekler.
Tarihin çarkı önünde, bir daha dönmemek üzere kaybolup, elbet gidecekler.
Uzak değil, kalmadı fazla.
Tarihin kum saati akmakta.
Güneşin yamacında kar gibi eriyecekler.
Şunun şurasında ne kaldı?
Halkın acelesiz iradesi fışkırınca sandıklardan,
karanlığı seçip, yaşamı,
dar edenler;
Çürüyen diş, dökülen et;
bir daha dönmemek üzere, gidecekler.
Dolaşacaktır elbet,
bu güzelim memlekette, elini kolunu sallayarak
hürriyet!
Gelecek, adımlarını tarihin akışına uyduran,
Köhnemiş istibdatların,
karşısında duran,
Güzel yarınlar düşü kuran ümidin güzelliğinin ve
direncinin bağrında yükselecek.
Yeni yılın aklı, iradesi olmasa da;
İrademiz ve aklımızla bu yolda huzur, barış; Hak-hukuk ve adalet arayışında;
Laik cumhuriyet ve özgürlükçü
demokrasinin kazanılmasında;
Yaşama sevinci ve en
taze umutlarla!…
Bu bilinç, bu düşünce ve bu duygularla yalnızca sağlık dilerim.
Emek ve çaba öneririm.
Her şey çok güzel olsun.
