Ana muhalefet yenile yenile sonunda nasıl muhalefet yapması gerektiğini öğrendi. Kabul etmek gerekir ki bu işin mimarı Kılıçdaroğludur…
En önemlisi de altı farklı görüşe sahip olan lideri bir araya getirebilmek…
Bu tamam da benim dikkat çekmek istediğim esas nokta masayı kurmak değil onun kadar önemli olan “problem odaklarını” halkın gözüne sokan somut eylemlerdir.
Nedir onlar?
Enflasyonu düşük göstererek halkın ekmeğini çalan TÜİK önünde yapılan açıklama.
Milli Eğitim Bakanlığının önünde atanmayan öğretmenlerin savunulması, çalınan sınav sorularıyla yapılan haksızlıkların ilgili kurum önünde dile getirilmesi.
Merkez Bankasının önüne gidip milletin parasını pul edenlerin teşhir edilmesi.
SADAK binası önüne gidip “Burası bir terör yuvasıdır.” uyarısının yapılması.
Yargının bağımsız olmadığına ilişkin yapılan açıklamalar.
İçişleri Bakanlığının halkı bir birine düşürmeyi tetikleyen tutumlarının dile getirilmesi…
Çıkmış ya da bundan sonra çıkabilecek sorunların merkezini göstermek adına yapılan yeni muhalefet örnekleridir ve başarılı olmuştur…
Birileri “sokağa çıkmak gerekir” dedikçe birileri de sanki sokağa çıkınca savaş alanına çıkılacakmış gibi halkı korkutuyordu…
Sokağa hâkim olamayan partinin siyasette bir ağırlığının olamayacağını anlayan küçüğünden büyüğüne tüm muhalefet artık sokakta…
Görünen o ki sokakta halkın sorunlarını dinlemenin, halkla kucaklaşmanın, televizyonlarda atılan nutuklardan çok daha etkili olduğunu artık halk da siyasi partiler de anlamış durumda…
Artık iki güç yarışıyor!
İktidarın devlet gücüne karşı halkın sokaktan gelen gücü…