İstemiyoruz be kardeşim!..
Gerginlikten beslenen bir iktidar ve onun temsilcilerini kim hangi siyasi parti olursa olsun istemiyoruz!..
Kim olursanız olun, isterseniz dağlara, denizlere hakim olun biz gerginlikten medet umanları, halkı bölenleri, ötekileştirenleri istemiyoruz…
Biz demokrat, modern,ulusal değerlerine sahip, dinini siyasete alet etmeyen, laik, Misak-ı Milli sınırları içinde her bireyinin cumhuriyet tapusunda hissesi olan, eşit haklara sahip, adil, hukuk temelli bir düzende temsil edilmek istiyoruz…
Çok şey istemiyoruz.
İnsan olmanın verdiği hak ile insan onuruna yakışanı istiyoruz.
Bakın İstanbul seçimi ; gökte ararken yerde bulduğumuz, sıcak, uzlaşmacı, kavgadan beslenmeyen, barışçıl, sempatik, sevgi dilini kullanan bir güzel insanı Türkiye’ye kazandırdırmıştır..
Ne kadar da özlemişiz…
Naif, sempatik, birleştirici, herkesin içinde beslediği ama dışına vuramadığı böyle bir kimliği..
Ne kadar özlemişiz..
Bu patlama gönüllerin taşmasıdır!..
Artık güldür, güldür akan bu selin önünde durmak da mümkün değildir!..
Mesele CHP meselesi falan değildir!..
Bizlerin, çoğunluğun, farklı siyasi görüşe sahip olan yüz binlerin, İmamoğlu’nun “kimliğinde barındırdığı özelliklere” duyduğu özlemdir..
Tırnak içindeki tanıma lütfen dikkat edin!..
Kim özlem duymadığını söyleyebilir?.,
Tüm siyasal partiler ve o partilerin liderleri,yönetici kadrolarının bu sonuçtan çıkaracağı o kadar çok ders vardır ki; aylarca çalışsalar kaybettiklerini bir daha kazanamazlar.
Millet bıktı, bıktı..
Yoruldu..
Nefret dilinden bıktı, sevgisizlikten usandı, gerginlik canına tak etti!..
31 Mart seçimlerinde yapılan rezaletlerin faturasını halk öyle bir kesti ki; Türkiye’de yeni bir siyasi dönemin böylelikle kapısını da açtı..
Rüzgar eken fırtına biçmiştir!..
Bakın bir iki ay önce stadyumlar, spor salonları “versene, versene” diye işareti vermişti… Hatırladınız mı?..-
İstanbul’da farklı siyasi görüşe mensup takım taraftarlarının verdiği mesajlar bugün sandıkdta çıkan sonucun başlangıcıdır.
Statlarda 40-50 bin kişi , salonlarda binlerce kişi hep bir ağızdan bağırıyorsa ; bugün sandığa giren oy’un “sesli” şifresidir verilen…
Onun için; İstanbul demek; Türkiye demektir.
Karslısı, Sivaslısı, Sinoplusu, Uşaklısı; Alevisi, Sünnisi, Süryanisi, Kürdü, Türk’ü, Çerkezi, Lazı, Müslümanı, Gayri Müslimi, Ermenisi, Rumu…
Hepsi ama hepsi..
Bir fotoğraf karesinin içinde yer bulduğu tek yer İstanbul’dur!..
İstanbul; Trakya’dır, Anadolu’dur!..
Onun için İstanbul Türkiye’dir!..
Yüzde 56’lik oranla , 800 bin oy farkı ile sandıkta millet iradesinin tecelli etmesinin anlamı “Yeter artık!..İstemiyoruz!..Demokratik hakkımızı kullanarak bir dönemi bitirip yeni bir dönemin kapısını açmak istiyoruz. Haksızlığa, hukuksuzluğa tavrımızı koyuyoruz. Verdiğimiz mesaj nettir. Erken seçim ile irademizi bir kez daha ortaya koymak istiyoruz” demektir!.,
Sonuçta;
Millet iradesinin önünde hiç bir güç duramaz!..
Her başlangıcın mutlaka bir sonu vardır!..
Her şey gerçekten çok güzel olacak!..