Şunu en başından yazmalıyım.
CHP’de Ahmet Akın’a değil, Altıok’a gönül verenlere, Akın’a umut bağlayanlara, partili partisiz vatandaşa, seçmene yazık oldu.
“Yazık oldu başkanım”
“Hakkını yediler” diyenlere katılmak mümkün değil.
Akın ne yazık ki çok çabuk havlu attı, büyükşehir adaylığından vazgeçti, paşalar gibi meclise döndü.
Hemen de hiçbir şey olmamış gibi bülten yağdırmaya başladı.
CHP’ye gönül veren, CHP’ye inanan seçmenler ise şu an çaresizliğin içinde debelenip duruyor.
Daha önce 14 milletvekili arkadaşı ile İyi Parti’ye gittiği için ‘demokrasi kahramanı’ ilan edilen ardından partisine dönen Akın, ne yazık ki gerçek bir kahraman olma fırsatını kaçırdı.
“Bu adamda şeytan tüyü mü var, her gittiği yerde insanların gözlerinin içi gülüyor, bu kadar pozitif enerjiyi nasıl yayıyor” deyip övgüler düzdüğümüz Akın’ın zor günlerin adamı olmadığını gördük.
Mavi Boncuk, Neşeli Günler ya da Yalancı Yarim filminin Tarık Akan’ı olabilirsin ama önemli olan Nehir’deki , Maden’deki,Yol’daki, Sürü’deki Tarık Akan olmaktır.
Güzel ve neşeli günlerin kahramanı Ahmet Akın bu zorlu süreçte hayal kırıklığı yarattı.
İşler tersine gittiğinde direnemedi, bir lider olamadı.
***
Balıkesir’le ilgili o garip b’ittifaka imza atan CHP ve İyi Parti genel başkanlarının el sıkıştığı gün Akın sessizliğe gömüldü.
Herkes O’nun için ağlayıp sızlarken, o ortada yoktu.
24 Haziran seçimleri öncesi tüm ülkeyi umutlandıran Muharrem İnce’nin seçim gecesi ortadan yok olması ve ‘adam kazandı’ diye mesaj atmasından bir farkı yoktu Ahmet Akın’ın durumunun.
İnce’de olduğu gibi Fox TV’de benzer bir yayın yapıldı.
Akın’ın ‘Partim (ya da genel başkanım) ne derse yaparım’ dediği iddia edildi.
Akın’dan ses çıkmadı.
Yakın çevresi bu yönde bir açıklaması olmadığını söyledi ‘Başkan Akın’ın…
Ama gerçek anlamda bir yalanlama gelmedi.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Balıkesir’de yaşanan sıkıntıyı Ankara’daki gazetecilere anlatırken, bir kez daha ittifak kararı öncesi Akın’la görüştüğünü söyledi.
Bir de eski sözlerini unutup, “Balıkesir’de İYİ Parti kazanacak’ dedi.
Akın’dan yine ses çıkmadı.
Parti Meclisi’nden sonra konuşacağı söyleniyordu.
Sosyal medya hesaplarındaki büyükşehir belediye başkan adayı ibaresi bile gizli bir direniş gibi algılanıyordu, insanlar umutlanmak için yer arıyordu.
Profili ile ilgili bir haber yapıldı, o anında başkan adayı ibaresini kaldırıp, milletvekili ibaresini koydu.
İnsanları bu kadar umutlandır, sonra da bir anda ortadan kaybol ve sessizliğe gömül.
Sonra hiç bir şey olmamış gibi profilini değiştir ve milletvekilliğini sürdür…
Sanki birileri aynı İnce’de olduğu gibi CHP’yi önce umutlandırıyor, ardından bir operasyonla hayata küstürüyor.
***
“Ben hiç bir zaman partici olmadım, harbici oldum” diyen Akın, gerçekten partici olmadığını gösterdi ve CHP’yi Balıkesir’de adaysız bıraktı.
Bu gelişmelerden sonra harbici demek de mümkün değil.
Çünkü sadece CHP’lileri değil, diğer partilerden kendisine oy vermek isteyenleri de bir kalemde sildi.
Öyle ya Balıkesir Akın’ın ailesiydi ama o genel başkanın sözünü dinledi ve ailesini terkedip, Ankara’ya döndü.
Sözüm ona, 3.5 yıldır başkanlığa hazırlanıyordu, Balıkesir’e, ailesine vefa, hürmet, hizmet borcunu ödeyecekti, bu sözünü bir dakikada unuttu.
“Evlat iyi ki sana oy verdik” dedirtecekti ama aile büyükleri değil genel başkanı ağır bastı.
Kemal Kılıçdaroğlu kendisini aradığında keşke bu sözleri hatırlasaydı, hatırlatsaydı.
Hadi sözünü dinletemedi.
Bari partili partisiz vatandaşlardan gelen “istifa et, bağımsız aday ol” sözlerini ciddiye alsaydı.
Hadi ilk gün yoktu..
Ayın 16’sında il başkanlığında partililer ve yönetim kurulu üyeleriyle biraya geldiğinde keşke daha kararlı olsaydı.
O toplantıya umutla katılan bir çok kişi ile konuştum.
Ne yazık ki bir çoğu sinirden ya dışarı çıkmış ya da Akın’la tartışmıştı.
Vatandaşlardan sonra bazı partililer de Akın’a, ” düş önümüze, bağımsız aday ol, bizde arkandan gelelim” demişti ama o vatandaşın olduğu gibi partililerin sözlerine de kulak asmamıştı.
Milletin içi kan ağlarken o gülümsemeyi sürdürmüştü.
Balıkesir’in tepkisini ilk gün tüm Türkiye duydu.
O dönemde yerel basında, internet sitelerinde, sosyal medyada bir çok yazı yazıldı, yorum yapıldı, ittifakın yanlışlığına dikkat çekildi.
Balıkesir’deki partililerin, kamuoyunun, sokaktaki vatandaşın tepkisini , basında yazılıp çizilenleri Kılıçdaroğlu’na, MYK üyelerine, Parti Meclisi üyelerine aktarmak çok mu zordu acaba?…
***
Tabii milletvekilleri ile belediye başkanları ve ilçe başkanlarının da gerekli tepkiyi gösterdiğini söylemek mümkün değil.
Herkes binbir hesap içinde il yönetimini yalnız bıraktı.
Başta milletvekilleri durumu kabullendi ve Akın gibi sessizliğe büründü.
Belki acemiydiler.
Ama bir fikirleri olmalıydı.
Bir duruşları olmalıydı.
Ankara’daki görüşmeye gittiklerinde çekilen fotoğrafa baktığımızda bazı belediye başkanlarını ilçe belediye başkanlarını aralarında göremedik.
O gece Akın, Balıkesir’e gelip, partililerle birlikte Ankara’ya gitseydi katılım ve etki belki de çok daha büyük olacaktı.
O gün başkentte olup da köftecide fotoğraf çektirmeyi tercih edenler de oldu tabii…
Ahmet Akın başkanlığa bu kadar yakınken, İYİ Partililer dışında hiç kimsenin anlamadığı, anlayamadığı bir ittifak yüzünden genel başkanın sözünden çıkamadı ve meclise döndü.
Meclise döndü demişken, burada bir çarpıklığı da dile getirmek gerekiyor.
Balıkesir’de 3 parti adayını açıkladı.
İkisi milletvekiliydi.
Normalde bir vatandaşın diyelim ki bir partide görevi varsa aday olabilmesi için istifa etmesi gerekiyor.
Yani aday olmak için istifa edeceksin yoksa olmuyor
Milletvekili içinse böyle bir istifaya gerek yok.
Aday oluyorsun seçilemezsen ya da daha seçimlere girmeden geri çekiliyorsan milletvekilliğine geri dönüyorsun.
Ne güzel iş değil mi?
Acaba büyükşehir adaylığı için milletvekilliğinden istifa etmeleri gerekseydi İsmail Ok ya da Ahmet Akın ne yapardı?
***
O malum gece bir kadın ‘biz çocuklarımıza oy atamayacak mıyız hep sağdan gelenlere mi atacağız” diye sitem ediyordu.
Aslında Ahmet Akın da sağdan geliyordu ama artık ailenin en sevilen ismiydi.
Belki de Kılıçdaroğlu’nun bu kadar gözdesi olması sağdan gelmesinden kaynaklanıyordu.
Akın “ekmeğinizle oynamayacağım” dediği için belediyede çalışanların da umuduydu, işsiz gençlerin de.
Adaylığına sahip çıkmayarak kendisi için gece gündüz çalışmaya hazır o insanların hayallerine de yazık etti.
Aslında partililer de basın da uyarılarını zamanında yaptı.
‘Gel Ahmet, git Ahmet olma’ dedi, o partiye gidip geri dönmekle, o partinin adayı lehine çekilmekle demokrasi kahramanı olunamayacağını anlattı ama dinleyen kim…
Orhan Veli ünlü şiirinde “Yazık oldu Süleyman Efendi’ye…” diyordu.
Balıkesir’de yaşananları görseydi ne derdi acaba ?..
Herhalde şunu,
Ahmet beye değil ama millete yazık oldu…