Sevgili okurlarım, merhaba.
Sizlere, Güney Marmara Dayanışması’nın önünde saygı ile eğildiğim mücadelesini kalemim yettiğince anlatmak istiyorum.
Büyük bir özveri ile uzun yıllardır sürdürülen amansız mücadele; Balıkesir’in Bandırma, Erdek, Gönen, Manyas, Marmara Adası ilçelerinde tanık olunan çevre kirliliğine ve buna neden etkenlere karşı, yaşanabilir bir Güney Marmara’nın mümkün olduğunu savunanların haklı sesidir. Hiçbir çıkar gözetmeden yaşam alanlarına ve geleceğine sahip çıkan Güney Marmaralılar, dünyadaki ve ülkemizdeki bütün çevre sorunlarına da tepki göstermektedir.
Doğanın ve vicdanın bir temsilcisi olarak en sıcak gelişmeleri yakından takip eden Güney Marmara Dayanışması, Uluslararası İklim Adaleti için tüm dünyanın itirazına, Bandırma-Erdek Körfezi’nden ses verdi. Erdek’in eşsiz doğası eşliğinde gerçekleşen yürüyüşün ve dayanışma pikniğinin ardından kamuoyunun ilgisine ve bilgisine sunulan basın açıklamasını sizlerle paylaşmak istiyorum:
‘’Genişleme sahasıyla 40 milyon metrekare Metal İhtisas OSB yapılacak olan bu güzelim Körfez, maalesef ellerimizden kayıp gidiyor.
Bölgede yaşayan insanlara, kurumlara ve hatta Yerel Yönetimlere dahi danışılmadan hayata geçirilmek istenen devasa planlamalar kamuoyundan gizleniyor.
Tepki vermesi gereken kurumlar, siyasiler susuyor.
Sözde ‘Marmara’yı kurtarma çalışması yapıyoruz’ diyenler, Balıkesir-Çanakkale 1/100000 Çevre Düzeni Planı, 1/50000 Bütünleşik Kıyı Alanları Planı ve bu planlara bağlı projelerle Marmara’nın sonunu getiriyor.
Mevcut sorunlarıyla baş edemeyen tüm Güney Marmara, bu yeni projelerle çözümü sonradan mümkün olmayan sorunlarla karşı karşıya kalacak.
Bu projelerin havamıza, suyumuza, toprağımıza vereceği zararın yanı sıra, bölge yoğun bir göç alacağı için, kültürel, sosyal birçok sorunla karşı kaşıya kalacaktır.
Bölgede ki tüm kurumlara, karar vericilere sesleniyoruz, destek olmaktan vazgeçin.
Susarak, destek olarak sağlayacağınız günlük çıkarlarınız için, çocuklarınızın geleceğini tehlikeye atmayın.
Etkinliğimize katılan, destek olan tüm dostlarımıza, paydaşlarımıza teşekkür ediyoruz.
Sesimiz daha gür çıkacak ve yaşam alanlarımızı savunmaya devam edeceğiz…”
***
Sevgili okurlarım, düşünsenize Bandırma, Erdek, Manyas, Gönen ve Çanakkale’nin Biga ilçesi başta olmak üzere bütün Güney Marmara’da yaşamı olumsuz yönde etkileyerek tamamen değiştirecek olan Bandırma/Çanakkale çevre düzeni planı hayata geçirilmek isteniyor. Ama söz konusu ilçe belediyelerinden, kent konseylerinden, topluma hizmet vermek adına kurulmuş olan birçok kurum ve kuruluştan hiçbir tepki yok.
Ne hikmetse makam ve mevki sahiplerinin dilleri lal olmuş durumda. Aksine projeyi çoktan onayladıklarını anlattıkları görüntüleri vermekten de çekinmiyorlar. Bu endişe verici sessizlik ve tutum karşısında insanın aklına ya bu proje doğru ya da o koltuklarda oturan kimseler yanlış gibi düşünceler düşüveriyor. Sizler ne dersiniz?
Bu çevre planı gibi tarihi Kapıdağ Yarımadası rüzgâr enerjisi santrali projesi tehdidi ile karşı karşıya. Kapıdağ’daki doğa talanı gündeme ilk geldiği zamanlarda tepki gösterenler oldu, konu basında yer aldı. Ama ne yazık ki bu tepkiler çok yetersiz kaldı. RES’e dikkat çekenler, nedense Balıkesir/Çanakkale 1/100 binlik kıyı planı, Bandırma’da kurulacak olan OSB 2. Etap, Metal OSB, termik ve jeotermal santraller için aynı tepkiyi göstermedi. Onlar da diğerleri gibi bütün bölge adeta yağmalanırken üç maymunu oynamayı tercih etmektedir.
Bir buğday tarlasını sanayi parsellerine kurban etmek hangi vicdana sığar ki? Geçimi tarım ve hayvancılık olan yöre halkının sağlığı, yaşamı ve geleceği bu kadar mı değersiz? Yaşadığımız topraklara ve gelecek nesillere borcumuzun olduğunu unutmaları için, bugünkü yetkililere büyü mü yapıldı acaba? Söz konusu Atatürk ve Cumhuriyet söz konusu olunca mangalda kül bırakmayanlar, en az ülkemizin kurucusu Atatürk kadar doğa ve çevre bilincine, sevgisine sahip olsalar kıyamet kopmaz herhalde. Bir buğday tarlasının, sanayi parseline dönüştürülmesinin yöre halkına, ülke geleceğine nasıl bir yararı olacağını irdelemek de çok zor olmamalı.
Bölgede aynı amaçlar doğrultusunda mücadele veren Kapıdağ Dayanışması Platformu ile Güney Marmara Dayanışması geçtiğimiz günler de, Res projesinin neden olduğu ağaç kesimini gözler önüne serdi. Bu kesimin, Ocaklar ve Narlı arasında yer alan KAPIDAĞ RES’in Ayyıldız Mahallesi’ne santral sahasına çekmek istediği yüksek gerilim hattı çalışmasından kaynaklandığı belirtildi. Bu projenin en başından doğru planlanmadığına, maliyetinin şirket tarafından doğaya verilen bu tahribatla giderilmeye çalışıldığına da dikkat çekildi. Umarım ve dilerim ki son gelişmeler çok daha geniş bir kitlenin ilgisini çeker. Ve Kapıdağ’daki vicdanları sızlatan doğa talanını tamamen durduran bir dayanışma ve mücadele gücü oluşturulur.
Her iki doğa dostu platform, bölgedeki bütün herkes yer yarılmış içine girmişçesine olup bitenler karşısında tepkisiz kaldıkça insanlığa büyük bir ders de veriyor. Şeffaflık, doğruluk ve adalet gibi insani değerlerin dayanışma ile yoğrulduğunda mücadele edilebildiğinin en güzel kanıtı oldular.
Kendileri için önceliğin Güney Marmara’nın geleceğini olduğunu ifade eden platform üyelerinin derdi, bir yere aday olmak değil. Seçilme kaygısı taşımadan, kişisel çıkarlar uğruna hiçbir planları olmadan gerçekleri korkusuzca dile getirmektedirler. Çoğunluk duyarsız kalmaya devam ettikçe, ‘Güney Marmara Dayanışması’nın sesi olmak bizlerin görevidir’ diye düşünmekteyim. Aynı zamanda düzenlemiş oldukları etkinliklerde de yanlarında yer almalıyız.
Sevgili okurlarım, bu duygu ve düşüncelerim ile son olarak sizlere geçtiğimiz ay Bandırma’da düzenlenen dayanışma kahvaltısında, Güney Marmara Dayanışması’nın cesur savaşçılarından biri olan Sayın Erol Yıldız’ın konuşmasını aktarmak istiyorum.
TEŞEKKÜR.
Çağrımıza kulak vererek, yaşam alanlarımızın geleceğine dair söyleşimize katılan tüm dostlara teşekkür ediyoruz.
BALIKESİR-ÇANAKKALE, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diyebileceğimiz bir değişimin eşiğinde.
Hal böyleyken, bu denli geniş bir coğrafyada, yaşamı derinden etkileyecek projeler hayata geçerken, bölge insanı maalesef sessiz.
Birçok insan süreci bilmiyor, işsiz bırakılan kitleler geleceğe bırakılacak doğal mirasın yerine, bugününe odaklanmış durumda.
İnsanlarımız haklı, günlük sorunlarla baş etmek gittikçe zorlaşıyor.
Tepki göstermesi gereken kurumlar, siyasiler, yerel yöneticiler tepkisizken, günlük sorunlarıyla boğuşan halktan tepki beklemek gerçekçi değil.
Buradan bir kez daha, bölgede ki tüm kurumlara duyarlılık çağrısı yapıyoruz.
Tüm kurumlar kendi varoluş nedenlerine ve bölge halkına karşı sorumluluklarını yerine getirmelidir.
Yıldız, Kristal Cafe’de düzenlenen kahvaltı programında yaptığı konuşmada “ Yıllardır çevreciler ve onların talepleriyle ilgili kafamızda canlanan marjinal görüntü, artık soyut bir resim olmaktan çıkıp iliklerimize kadar hissettiğimiz somut bir gerçeğe dönüşmüştür” dedi.
-Yaşadığımız sorunlar apaçık ortadadır
“Bugün Marmara bölgesi ülke yüzölçümünün yüzde 8.5’ ini oluşturuyor. Ancak ülke nüfusunun ise neredeyse yüzde 35’ini barındırıyor. Her karış toprağı aynı değerde olan her yurttaşı eşit olması gereken bir ülkede bu orantısız tablo, pazara, hammaddeye, limanlara, ulaşım ağlarına yakın olmak isteyen sermayenin tercihi sayesindedir. Bu tercihin akılcı ve halkın çıkarına olmadığı bugün yaşadığımız sorunlarla apaçık ortadadır.”
-Metal OSB ile çevre kirliliğinden nasibimizi alacağız
Bandırma, Erdek, Gönen kıyılarının da çevre kirliliğinden nasibini aldığını dile getiren Yıldız “ Buna rağmen, bölgemizde bu tabloyu daha da vahim hale getirecek devasa planlamalar ve projeler hayata geçirilmek isteniyor. Balıkesir-Çanakkale 1/100 binlik Çevre Düzeni Planı ve plan notları dayanak yapılarak, genişleme sahasıyla 48 milyon metre kare, metal sanayi başta olmak üzere sanayi alanı planlanıyor. Yine 1/100 binlik Balıkesir-Çanakkale Çevre Düzeni Planı’nı tamamlayıcı nitelikte olan, planlama sürecinde halkın ve yerel yönetimlerin yer almadığı, 1/50 binlik, Balıkesir-Çanakkale Bütünleşik Kıyı Alanları Planı hayata geçirilmek isteniyor. Yüz binlerce insanın iradesi yok sayılarak, kimlerin yararına sonuç doğuracağı belirsiz bu süreç, Bandırma, Erdek, Gönen ve hatta tüm Marmara için daha fazla salya daha fazla çevre kirliği demektir”
Güney Marmara Dayanışması’nın çalışmalarını takip etmek isteyenler için Twitter hesabı:
Elinize sağlık