1968 yılında Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü’nden genç bir idealist öğretmen olarak mezun olduğumdan kırk yıl üç ay çalışıp emekli olduğum güne kadar büyük bir eğitimcinin sözleri hep kulağımda çınladı durdu:
“ÖĞRETMENLİĞİN; YARISI İNSAF, YARISI ADALET, BÜSBÜTÜNÜ SEVGİDİR.”
“EĞİTİM; EĞRİYİ KIRMADAN DOĞRULTMAKTIR.”
Ben size hep bu düşüncelerle davrandım. Doğru bildiğim “HAYAT DERSLERİ”ni vermeye çalıştım.
Heyecanlı, ama güler yüzlü, sakin ve tedbirli, yiğitçe güçlü olmayı, karşılıksız iyilik yapmanın mutluluğunu, cömertliği, sadeliği, yapmacık davranışlardan uzak durmayı, övülmekten nefret etmeyi, az ile yetinmeyi, kendi işini kendin yapmayı, dedikoduları kötü karşılamayı, yorgunluğa katlanmayı, vaktini çok iyi kullanmayı, vaktim yoksa da her şey için vakit bulmayı öğrettim.
İnançlı olmanın erdemlerini,
işinizde partisiz olmayı,
herhangi bir gruba yandaş olmamayı,
uydurma konulara (fal, büyü gibi) inanmamayı,
insanların kötü huy davranış ve alışkanlıklarından kurtulabileceklerini,
gösterişten hoşlanmamayı,
bana ‘deli’ diyenleri bile hoş görmeyi,
barışmayı,
sadakati,
sağlam bir aile yapısını göstermeye çalıştım.
Tutkuyla okumak kadar güzel bir şey olmadığını, felsefe ile ilgilenmeyi, özellikle düşünmeyi, fikir üretmeyi, çözümler getirmeyi, bağımsız, etki altında kalmadan karar vermeyi örnekledim.
Hiçbir şeyden şikâyet etmeden acılara dayanmayı, devlete sadakati, büyük sıkıntılar ve hastalıklar içinde bile canlı ve hayat dolu olunabileceğini, bilginin en büyük güç, bilgi edinmenin en kolay iş olduğunu, kızgınlığı belli etmemeyi, kızsam bile gülebilmeyi, öfkeyi yenmeyi, öfke ile karar almamayı, alınırsa vazgeçebilmeyi, bütün insanlara eşit davranabilmeyi, dostlara saygılı, herkese sevecen ve anlayışlı olmayı, ün salmayı amaç edinmeden sade yaşamayı, insanların hatalarını göstermeyi ama kınamamayı, dürüst olmayı gösterdim ve öğretmeye çalıştım.
Hepinize eşit söz hakkı verdim ve eşit davrandım. Özgür düşüncenize saygı duydum. Ne kimseyi küçük ne de kendimi üstün gördüm. Size; eşe, çocuklara ve öğrencilere gerçek sevgi beslemenin nasıl olduğunu gösterdim.
Ve size AKLINIZDAN başka hiçbir şeye kendinizi yönettirmemenizi öğütlüyorum.
İnsan; herkesten, her zaman, her yerde bir şeyler öğrenebilir. Beni örnek almanızı isterim çocuklar. Yahu ben yetmiş yaşında bile yabancı diller (dil değil diller) öğrenmeye çalışıyorum.
Sevgi ile kalın.