Yargıya güven hiçbir zaman tam olmamıştı belki ama bugün olduğu kadar da hiç dibe vurmamıştı.
Oysa çok değil, yargının bundan 10 yıl öncesine kadar daha çok güven vermesinin asıl sebebi kürsüde oturan hâkimlerdi.
O zamanların hâkimleri (FETÖ militanlarını saymıyoruz elbet), kürsüye çıktıklarında gerek kendilerinin mesleğe olan saygıları, gerekse sahip oldukları bilgi birikimi ve mesleki deneyimleriyle hayat tecrübelerini kürsüye yansıtmalarıyla bakmakta oldukları davanın taraflarına ışık olurlardı.
Yani basitçe söyleyelim, eskiden, çok değil işte 10 yıl öncesine kadar yargının yine bağımsızlık sorunu vardı yürütme organına karşı ama en azından kürsüdeki hâkimin “bilgi” küpü olduğundan kimsenin şüphesi olmazdı.
Hukuk açısından en azından bu anlamda içimiz rahattı.
Ayrıca insan mühendisliğidir ya biraz da yargının kürsü kısmı…
Şimdi o kürsüdeki hâkimin görev yaptığı bölgenin sosyal-ekonomik-kültürel yapısı hakkında hiçbir bilgisi olmadığı gibi; usul bilgisi eksik, bilgisi ve donanımı baktığı mahkemenin ihtisası için yetersiz ve ne yazık ki gelişim gösteren bir ivme, bir çaba da göremiyorsunuz.
30 yaşına varmamış olanlardan ağır ceza heyeti oluşturulmuş mesela.
Yaş konusu bir tarafa hadi ama bu gencecik hâkimlerin ağır ceza mahkemesinin ağırlığından habersiz olması içinizi acıtıyor.
25 yaşında henüz bıyığı terlememiş gencecik bir hâkim, asliye hukuk gibi devasa bir mahkemeye verilmiş mesela.
Yine yaş konusunu umursamayalım hadi; ama bir anda cübbenin dayanılmaz itibarı tatlı gelince araştırmak, öğrenmek, dosyaları derinlemesine okumak, anlamak, tarafları dinlemek rafa kalkmış.
Anlıyorsunuz ki, aslında o engin asliye hukuk denizinde boğulan gencecik bir hakim değil, yargının ta kendisi!..
İcra hâkimi mesela, icranın ne olduğunu bilmiyor.
Duruşmanın ortasında kaçamak gözlerle zabıt kâtibine bakıyor “ ne karar versek” diye.
Yine şimdilerde mumla aranan duruşma adabı vardı eskiden.
Misal; duruşmanın başlamasını bekleyen avukatlar, hâkim kürsüye çıktığında kendiliğinden ayağa kalkarlar, hâkim koltuğuna geçmeden de sıralarına oturmazlardı.
Mesleğe, hâkim kimliği altında o kürsüye gösterilen doğal saygıydı bu.
Maalesef bugün artık hiçbir mahkeme salonunda o güzel görüntüye rastlamamız mümkün değil.
Bunu bu hale getirenler de ne yazık ki son 10 yılın yargı mensupları!
Oysa en verimli ve en adalet dağıtır yaşta emekliliğe zorlanmasaydı o eskinin hâkimleri…
Kürsüye küstürülüp ayrılmak zorunda bırakılmasalardı…
Siyasetin oyuncağı haline getirilip bir oraya bir buraya tayinleri çıkarılmasaydı…
Siyasi baskı ile karar verme mekanizmaları bozulmayıp istifa etmek zorunda kalmasalardı…
Belki bugüne kadar o saygın görüntü devam edebilecekti.
Misal, her şeyi düşünen Bakanlık, neden hâkimlerin yaş haddini ileri çekmeyi düşünmedi hiç?
Yaş sınırından emeklilik, özellikle hepimizin ihtiyacı olan yargıda, meslek mensupları açısından neden 5 yıl daha ileriye alınmadı?
Artık gerekçeli kararların bile okunmadan imzalanmadığı bir dönemdeyiz.
Örnek verelim mi en basitinden…
İlçelerimizden birinde bir icra hukuk davası…
Davacının avukatı yok..
Ama hükümde davacı lehine vekâlet ücreti vermiş mahkeme.
Davalı elbette Bölge Adliye Mahkemesi’ne taşımış dosyayı, istinafa; olmayan avukat için aleyhime vekâlet ücretine hükmedildi diye…
İstinaf da kararı onamış iyi mi?..
Avukatı olmayan davacı lehine hükmolunan vekalet ücreti içeren karar..
Okunmadan yazılan gerekçeli karar…
Okunmadan onanan istinaf kararı…
İstinaf’ın “kesin” nitelikli kararı!..
Paket paket yargı reformu açıklanıyor ya…
Reform, aslına bakarsanız yargının yargı-ç kısmına gerek…
Yargının yargı-ç kısmını düzeltemezseniz kaç paket açarsanız açın elinize gelen karar bu işte…
İşin mutfağındakiler sayısız ve inanılmaz örnekleri zaten biliyor..
Ama asıl görmesi gerekenler görmediği ve farkına varmadığı zaman sanıyorlar ki yargı tıkır tıkır işliyor.
İşliyor da nasıl işlediğinin hali ortada işte…
Bir dokun bin ah işit…
Maalesef en acı gerçek şu ki, yeni atanan hâkimlerin pek çoğunun usul ve hukuk bilgisi mahkeme mübaşirlerine bile “la havle” dedirtir düzeyde…
Gülüyoruz ağlanacak halimize…
Paket paket reformlarda yargı-ç kısmını unuttuk gitti!