Geçen hafta bir televizyon programında tarihçi yazar Francois Georgeon’un Mayıs-2023 Türkiye de yapılan Mayıs- 2023 miletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçim değerlendirmesini izledim…
Oldukça tutarlı bir değerlendirmeydi…
Zaten bir olayda, taraf olmayan, dışarıdan birilerinin bakışı daha objektiftir…
Düşünsenize, hiç tanımadığınız, fikirlerini bilmediğiniz, bir tek kitabını bile okumadığınız bir yazarın benzer düşüncelere sahip olduğunu görmek ne kadar sevindirici…
Ana soru şuydu:
“Mayıs seçimlerinde Millet İttifakı neden kazanamadı?”
Çok parçalıydı…
Cumhur İttifakı da çok parçalıydı…
Ancak önemli bir fark vardı…
Altı siyasi partiden oluşan Millet İttifakının lideri yoktu. Masayı kuran en büyük ortakla masanın en küçük ortağı eşitti. Mesela masanın kurucusu, kırmızıçizgisi olan laikliği “Millet İttifakı mutabakat metnine” koymadı…
Zaten 2300 maddelik metinden de geriye pek bir şey kalmadı…
Oysa Cumhur İttifakının lideri birlikteliğin belirleyicisiydi, kararları o alıyor, diğerleri ona uyuyor, yeni bir yol haritasına ihtiyaç duymuyorlardı…
Millet İttifakı olabildiğince eşitlikçi, (abartılı tarafları da oldu) Cumhur İttifakı ise olabildiğince tek adam idaresini yansıtıyordu…
Cumhur ittifakı siyasal İslâmcı, muhafazakâr ve milliyetçi ideolojiden oluşuyor; Millet ittifakı CHP hariç diğerleri de Cumhur İttifakı ortaklarıyla aynı ideolojiyi savunuyorlardı. Millet ittifakı ortaklarının cumhurdan ayrı duruşlarının tek bir sebebi vardı, o da Erdoğan karşıtlığıydı….
Mayıs seçimlerinde Türkiye ikiye bölündü…
31 Mart 2024 seçiminde Cumhur İttifakı (şimdilik) bir fire ile devam ediyor…
Millet İttifakı bileşenleri ise paramparça…
İttifaklar ya da seçim işbirlikleri olabilir ancak ilkelere dayanması gerekir.
İlkesiz ittifak, sirkesiz turşuya benzer…
Son bir soruda ben sormak istiyorum;
Kim kazandı? Kim kaybetti?