“İyi bir hükümet, yanında olanları mutlu kılar, uzakta olanları kendine çeker.” Kongzi KONFÜÇYÜS
***
“Bir dinin tabii olması için; akla, fenne, ilme ve mantığa uyması lazımdır.” 1923 M.Kemal ATATÜRK
***
“Siz birbirinizden ayrılırsanız, hepinizi ok gibi birer birer kırıp parçalarlar; oysa birlik olursanız hiç bir kuvvet sizi kıramaz.” OĞUZ KAĞAN
***
“KAZANMASI YILLAR SÜREN, KIRILMASI SANİYE ALAN VE DAĞILDIKTAN SONRA TOPARLANMASI İÇİN BİR ÖMÜR GEREKEN ŞEYE GÜVEN DENİR.” Thomas Stearns ELIOT
***
“İşler, o işlere ehil olmayanlara verilirse, kıyamet yaklaşmış demektir.” Hz. MUHAMMED
***
“ Öfkenin ateşi, önce sahibini yakar, sonra kıvılcımları düşmana ya varır ya varmaz.” SADİ
***
YAŞAMAK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dğnyada
Dostuna güveniyorsan
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey doğrusu.
Melih Cevdet ANDAY
***
“ Her türlü kötülüğü yapmaya gücü yeterken, bir şey yapmamak, işte budur İYİLİK.” Andre GİDE
***
“Parasından en az yararlanan cimrinin ta kendisidir.” LA FONTAİNE
***
“ Sivri zekalı Ali, gezmeye gittiği köyde, öküzünü otlatan adama sorar:
– Bu öküz kaç yaşında?
Adam cevap verir:
– İki yaşında.
-Neresinden anlaşılır bu?
– Boynuzlarından.
– Öyle ya, iki boynuzu var…”
***
DOKTORU ŞAŞIRTAN HASTA
Göz doktoru uzun uzun muayene ettiği hastasına baka kalır.
-Doğrusu gözlerinizde ki bozukluğu anlayamadım. 25 yıllık göz hekimi olduğum halde böyle bir olayla ilk kez karşılaşıyorum. Gözlerin biri soldan sağa, bakıyor öteki yukarıdan aşağı.
– Şeyyy doktor bey ben biraz bulmaca meraklısıyım da….”
***
KAZAK KOCA
“ Kadın giyinip sokağa çıkarken eşi nereye gideceğini sordu. Kadın kızıgın:
– Nereye istersem oraya
– Peki ne zaman döneceksin?
-Sana ne, canım ne zaman isterse o zaman dönerim.
Erkek boynunu büküp cevap verdi.
– Ben onu bunu bilmem, ortalığı toplayıncaya kadar dönmezsen, bende ne çamaşırları yıkarım, ne de bulaşıkları…”
***
Yansıma konusu, insanın insan olmasında öne çıkan bir olgudur. Erenlerin diliyle; “Arkadaşını söyle senin kim olduğunu söyleyeyim…”
– “Üzüm üzüme baka baka kararır…”
– “Hangi suda yunduysanız öyle kokarsınız.”
– “Başkasını kötülemeden önce, kendin boy aynasına bakacaksın..” diyerek seni uyarırlar.
***
insanın insana yaptığı uyarıların biçimlerine gelince; her söylenen sözü iki anlamda anlayacaksın. Matematiksel olarak; üslü düşüneceksin 3×3 değil, 3’ün 2 üssünü algılamak ve düşünmek gerekir ki eşiti 9 olarak yansır karşımıza hesap makinasında.
Ama insanın bir zaafı vardır, aç karnına başka, tok karnına başka düşünceler çağrışır kafasında.
Yansımaları, çağrışımlar olarak kabullenmemiz gerekir.
“Hamamda türkü söyleyenler” kendilerini ses sanatçısı sanırlar. Sesin kendi aleminde zenginleşmesine; ses aleminde AKUSTİK denir.
Türkçe’mizde bu konuyu anlamlı düşünme, eski dilde tefsirli, matematiksel olarak analitik düşünme diyerek bilirim.
Şu günlerde sanal alemde, basında, TV’lerde her izlediğiniz, gördükleriniz sizi aldatmasın. Her gün aldatmacalar ve kendini tekrar eden anlatımların gelmişine geçmişine bir göz atmak gerekir *İ D U R A K İ *…
“ Tavan, tabana inat, karanlık aydınlığa inat,
Yeryüzü gökyüzüne inat, denizler karalara inat,
Soğuklar sıcağa inat, beyaz siyaha inat,
Yalan gerçeğe inat, cahil aydına inat…
İnat bu ya güzel insanlar,
Bende sizi sevmeye, övmeye , yüceltmeye İNAT.
Tüm zıtlar bir arada yaşar can dostları…