Mehmet Akif Ersoy soruyor:
“Devleti yönetecek kadrolarınız var mı?”
“Henüz yok.”
Soruyor:
“Sandıkları nasıl koruyacaksınız?”
“Benim sandık görevlisi koyma hakkım yok. CHP, İyi Parti, HDP koysun, biz ancak müşahit koyabiliriz.”
Sonra diyor ki:
“15 yaşındakilere seçme hakkı verilirse seçimi kazanırım.”
Geçmişte söyledikleri, “adaylıktan çekilebilirim”, “Kemal Kılıçdaroğlu’nun karşısına çıkmam.” gibi sözleri hatırlatılıyor:
Diyor ki:
“Geçmişte kaldı o söylediklerim.”
Ne kadar güven verici di mi?
Ne kadar hazır!
Ne kadar iç rahatlatıcı?!
Ayrı bir kitap konusu olabilecek Doğu Perinçek diyor ki:
“İnce oyları bölmek için tavşan aday”
Reuters dünyaya şöyle geçiyor İnce’yi:
“Ayrılıkçı aday”
Uzatın uzatabildiğinize….
İnce, gerçeklikten kopuşta başka bir paralel evrene geçmiş durumda…
Her konuştuğunda kanımızca daha çok sempati ve prim kaybediyor…
Hele hele 2018’e göre müthiş bir düşüş var bizce en azından gönüllerde edindiği yerde.
Hiç konuşmasa, hiç ekrana çıkmasa çok daha iyi.
Ne demek “geçmişte kaldı söylediklerim”
Açıklayabilen var mı?..
Tamam siyasetin hiçbir söyleminin gelecekte ille de gerçekleştiği veya gerçekleşeceği kanısında değiliz.
Ki öyle olsa zaten Türkiye bambaşka bir ülke olurdu bugün.
Lakin en azından kamera karşısında böyle konuşulur mu, o zaman nasıl güven duyacak vatandaş?..
Nasıl inanacak?..
Çünkü çok kısa zaman aralıklı dönüşler bunlar…
Kişisel hırs ve ayrıldığı partiye olan kızgınlık ve kırgınlığının verdiği körlük mü bu?..
Gerçekten tuhaf.
Geriliyorsunuz dinlerken bile.
Bir hiddet, bir yüksek ton….
Köye bakkal açsanız günler önce hazırlık yaparsınız…
Küçük ölçekli bir şirket kursanız sermayenizi, demirbaşlarınızı haftalar önce hazırlamaya, toparlamaya başlarsınız…
Ersoy, “devleti yönetecek kadrolarınız var mı?” diye soruyor.
“Henüz yok” diyor.
Henüz yok.
Seçime ne kaldı?
Ülkeyi yönetmeye talipsiniz…
Geçenlerde Fatih Altaylı’ya konuk olduğu programında da “300 kişilik kadromuz hazır” demişti…
300 kişi hazır mı?… Henüz yok mu?..
Bir hafta içinde iki cümle bari birbirini tutsa.
Hangisi?
Şaşkınlığın ortasında sanırız kendileri.
Bir olup kenetlenmesi gerekirken anlaşılmaz inada gark olmuş garip özgüven!