Ne güzel demiş Mevlana:
“Kar taneleri ne güzel anlatıyor, birbirine zarar vermeden birlikte yol almanın mümkün olduğunu.”
Şöyle de diyebilir miyiz?
Farklılıklarımızı koruyarak birlikte yol alabiliriz…
Birbirimize tahammül ederek, birbirimizi anlamaya çalışarak, egolarımızı dinlemeyerek…
Yapabiliriz bunu. Geçmişimiz insanlığa bırakılan değerlerle dolu…
Yol belli iz belli!
Yol orada. Yüzlerce yıl önce çizilmiş bir define haritası gibi duruyor…
Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli ve daha niceleri…
En zor zamanda ışık olmuşlar dört bir yanında dünyanın…
Aklı kullanmayı teşvik eden Alman idealizminin temsilcisi Kant, hümanizmayı öne çıkaran Hegel, Fransız devriminin öncüleri Voltaire, Montesquieu, Rousseau
Özgür olmalıyız demiş varoluşçu felsefenin önde gelen ismi Sartre ve devam etmiş bilgece; “Yardım alacak bir öz veya taslağın yokluğunda; biz kendi eylemlerimizle ‘İNŞA’ ederiz kendimizi.”
Platon ruhun üç kısmından bahseder.
Bir kısmı dizginleri elinde tutan sürücü diğerleri siyah ve beyaz kanatlı iki at…
Sürücü liderdir, ruhun akıllı kısmını temsil eder. İdeal devlet yöneticilerine karşılık gelir.
Beyaz at; cesaret, alçakgönüllülük, kontrol, saygı, ölçülülük…
Siyah at; gururlu kendini beğenmiş, saygısız, serkeş…
Beyaz at askerlere karşılık gelir, siyah at halka…
Araba ne kadar sağlam olursa olsun, atlar ne kadar güçlü olursa olsun sürücü dengeli (uyumlu) bir sürüş yapmazsa kuvvetli at bozar dengeyi arabacının yapması gereken (aklın) atları yani iradeyi kontrol altında tutmasıdır…