Başta iş hayatında olmak üzere en büyük kaygımız “başarısız olma” düşüncesidir.
Bir de bunun üzerine kültürümüzün başarıyı takdir etmeme yapısı çöreklendiğinde sis çöküveriyor.
Görüş açıkken müzik dinleyerek, haber dinleyerek, sohbet vesaire derken rahat bir araç sürüşü yaparız.
Lakin sise girince durum birden değişir.
Bütün algı organlarımız yola yönelir.
Sisli ortamı dağıtmak için sis farı, dörtlüler gibi bazı tedbirleri almak isteriz.
***
Sise kafa tutamazsın ayak uydurursun.
Bugünlerde de sis ile örtüştürebileceğimiz belirsizlik ortamlarından geçiyoruz.
Üstelik bütün iş ortamı belirsizliği ortadan kaldırmak üzerine kurgulanmış iken.
Belirsizliğe ayak uydurmak, belirsizliği dağıtacak argümanları bulmak gerekecek.
Ya da bundan böyle belirsizliğe katlanamıyorsan iş hayatında olmayacaksın.
Dirayetli durmak ve sise alışmak gerekecek.
Zaten bütün icatlar, yenilikler rahatsızlıktan çıkmış.
Yoksa rahatın tepe yaptığı bir ortamda “obala haydi şunu da icat edelim” diyen yoktur.
***
İnsan olarak duruma göre nitelendirdiğimiz ve kendimizi konumlandırdığımız bazı alanlarımız var.
Rahatın tepe yaptığı konfor alanı.
Kaygının peşimizi bırakmadığı kaygı alanı.
Konfor alanı; COVİD çıktı haydi kaygı alanı.
Rahatım iyiydi sınava girdim haydi kaygı alanı.
Ya işten kovulursam haydi kaygı alanı.
Oysa bunların ikisi de verimli olabildiğimiz alanlarımız değil.
Verimli olan alan heyecan alanı.
***
Şirketler verimlilik için çalışanlarını heyecan alanında tutmak durumunda.
Bu da tepe yöneticinin görevi.
Çalışanları heyecan alanında tutmak için önce adil olmak, adalet gerekiyor.
Sakın ha kısa yoldan eşitlik değil, adalet.
Netlik gerekiyor.
Net olacak; net beklenti, anlamada ve anlatmada netlik gibi.
İşleri delege etmeyi de becerebilmemiz gerekiyor.
Futboldaki gibi pas verin yani.
Tek başına deliler gibi çalım atıp akciğerleri yormaya gerek yok.
***
Ne demiş ulu önderimiz Mustafa Kemal Atatürk.
“Umutsuzluk yoktur. Umutsuz insanlar vardır. “
Umutsuzluğu bir kenara bırakacağız.
Motivasyona bakacağız.
Motivasyon konusunda “motivasyon 3.0” ı anlatan Daniel H. Pink’in Drive isimli kitabını tavsiye ederim.
***
Usain Bolt ilk yarışında birinci mi oldu? Hayır.
Hatasız insan mı var? Hayır.
Oğlundan okulda hata yapmamasını isteyen ebeveynler hatasız mı?
İş yerinde çalışanlarından hata yapmamasını isteyen yönetici hatasız mı?
Deneyen insan, çalışan insan hata yapar.
Hata yapmayı cezalandırılacak bir kusur olarak lanse ederseniz, okulda da, iş yerinde de büyük sıkıntı çıkar.
İnsanlar soru bile sormaya korkarlar.
Motivasyon lütfen…
Erdoğan Dur