İVRİNDİ / ÇAKMAK KÖYÜ ‘nden ayrılacağız artık. Yolumuz uzun. Hesapladık 330 km bir parkur var toplamda. Ancak Çakmak Köyü hakkında diyeceklerimiz önemli.
Çakmak Köyü bir ceviz denizinin ortasında. Her yan ceviz ağaçları ile yeşillenmiş. Kiraz ağaçları var ama , azınlıkta. Köylü hayvancılık da yapıyor. Kahvede bir inşaat ustası ile kardeşim Zeki Köseley arasında geçen konuşma sohbetimizin en can alıcı noktası.
Kardeşim , kendisinden ve gezimizden kısaca söz etti.
” – Ustam ben saz çalarım, bendir çalarım aslında iktisat mezunuyum. Yani bankacıyım. Akçay Gezi ve Yürüyüş grubunun başkanlarından biriyim. Buralarda yani Körfezde dolaşmadığım yer kalmadı. Yürüyüş sezonunda yeniden buralara grubumuzu getireceğim. Sizlerle güzel bir buluşma oldu. Tekrar kavuşmak güzel olacak”
İnşaat ustası yanına amele bulamadığından şikayet etti.
-” Günde 100 TL. veriyorum , çalışacak adam yok” !.
Kardeşim ;
– ” Ustam ya , bana ver 100 TL. seninle çalışırım” . Usta şöyle bir durdu ; kardeşime mahçup bir ifade ile;
– ” Yaa kardeşim olur mu hiç, sen amele olamazsın ki. Bizim için buralara kadar geldin ve bizimle konuşuyorsun. Soframıza oturuyorsun.Hal hatır soruyorsun. Ben seni kast etmedim. Derdimi söyledim. Yani geçim zorluğumuzu anlattım. “
Kardeşim ;
– ” Bak ustam , seni çok iyi anladım . Bizim özümüz köylüdür. Siz bunca emek vererek yaşama tutunuyorsunuz. Size çok büyük bir saygı duyuyorum. Sizin yanınızda amele olmak bana gurur verir ancak ”
Kahve önünde oturanların yüzündeki mutluluğu gördüm. İnsan olmak, insanca paylaşmak , insana dokunmak.. Tarifi imkansız sıcacık duygular sarıyor Çakmak Köy kahvesini..
***
Çakmak Köyünde taşımalı eğitim yapılıyor. Yukarıya , Taşarası köyü ilkokulunda eğitim görüyorlar. Karda kışta öğrenciler giderken çok zorlanıyorlarmış. Köydeki servis şoförü , zincirsiz kışın bir metre gidemeyiz diyor.
Rahmetli Bülent Ecevit döneminde başlanan bu uygulamanın zararını görmeye başladık bile.. Köyde öğretmenin yokluğunu onlar da hissediyorlar, ifadeleri bu yönde.. Bu uygulamadan dönülsün diye diliyorum.
Çakmak Köyünün okumuş gençleri ..Ama işsizler hüzün kaplıyor her yeri.. Onlarla dertleşmek bana iyi geliyor. Çözüm üretememek insanın içine sıkıntı veriyor ama , konuşmak sorunu ortaya koymak yol göstermek iyi düşüncelere yol açıyor.. İletişim fakültesi mezunu gençle sohbetimizin bir yerinde , önerimi anlattım.
– Sen iletişimcisin benden çok daha iyi bilirsin insanlarla iletişimi. Neden bu güzel coğrafyada küçük ağaç evler yapıp turizm yapmıyorsun ? Hem sen , hem ülkemiz kazanır! .
– Buradaki yapıyı görüyorsunuz, köylümüz bunu kabul etmez diye düşünüyorum.
– Bizi kabul ettiler ama , baksana ne kadar mutlu olduk hepimiz, sen bir kez bu işe karar ver, ve başla. Bence geç kalma..
Çakmak Köyü heyelan nedeniyle boşaltılacak diye bir şayia var dedi köylü. Mühendisler gelip baktılar, taşınmaya karar verdiler, ama ne zaman olacak belli değil..
Bu haberi duyunca içime bir korku düştü. Heyelan mı ? Kayaların üzerine kurulmuş bir köyde nasıl heyelan olur ki ? Tabi benim bilgi alanım bu değil ama, yüzlerce yıldır burada yaşayan köylülere heyelan şimdi mi gelecek ? Tuhaf !.. Çünkü az ileride maden çıkarılıyor ve buralardan bizlerin , yani halkın geçemediği, sadece madencilerin geçtiği yollar var !.. O yollardan geçmek bizlere yasak !.. Eli silahlı nöbetçiler bekliyorlar !..
***
Çakmak Köyü sakinleri ile vedalaşıyoruz..
Tekrar buluşup konuşmak umudundayız.
Çakmak Köyü gençleri umarım okuduğunuz okullara uygun bir iş bulursunuz. Sizlere yol açıklığı diliyor, şansınız çok olsun diye dua ediyorum. Gençlerimiz, sizler geleceğimizsiniz. ” Bütün umudum gençliktedir ” diyen , Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk , sizlere verdiği önemi ve değeri ne kadar güzel anlatmıştı.. Ey Türk Gençliği.. diye başlayan o muhteşem nutkunda..Birinci vazifenizi yapmanızı bekler, sağlık ve esenlikler dilerim..