15 MAYIS 1919 DA İZMİR’İMİZİ İŞGAL EDEN YUNAN ORDUSUNA İLK KURSUNU ATIP ŞEHİT OLAN
GAZETESİ HASAN TAHSİN’İ UNUTMAYIN…
İzmir’de 15 Eylül 1919da Yunan ordusuna karşı ilk kurşunu atan gazeteci Hasan Tahsin’dir.
Bu toprakların bir çocuğuydu. Bu vatana, bu millete duyduğu minnet borcunu ödemek için koca bir orduya karşı iki tabancayla gözünü kırpmadan ölüme yürüyen bir yiğitti.
Teşkilat-ı Mahsusa’ya girdiğinde kulağına bir şey fısıldanmıştır:
” VATANINA MİLLETİNE HİZMET ETMESİNİ ÖĞREN. (Yani biz öğretmeyeceğiz. Sen öğreneceksin.)
KENDİNİN GÖREVLİ OLDUĞUNU HİSSETTİĞİN İŞTE KİMSEYE SORMADAN ÇALIŞ.”
İşte Hasan Tahsin de bu son görevi yerine getirmiştir.
Düşman İZMİR’İNE çıkmıştır.
Bir görevi vardı. Görevi vatan için ölmekti. Kimseye sormadı Görevini yaptı.
Benim çocukluğum Anadolu’nun batısında; Balıkesir’de, İvrindi’de, Sındırgı’da geçti.
Evlerde televizyonun, radyonun, internetin olmadığı zamanlardı.
Geceleri babalarımız kahveye gider, annelerimiz bir evde toplanırdı.
O evlerde hep seferberlik ve işgal zamanları anlatılırdı. Ama her zaman bizi kurtarandan, GAZİ’den anlatılırdı.
ATATÜRK’ü ilk defa o zaman Üç, dört yaşlarına iken tanıdım.
Biraz büyüyünce biz sokaktaki oyunlarımızda hep İZMİR’DE DÜŞMANA İLK KURŞUNU ATAN HASAN TAHSİN’i oynardık.
Benim gibi Balıkesir’in İvrindi’nin, Sındırgı’nın ve bu çevrenin bütün çocukları, o yıllarda hep birer ŞEHİT HASAN TAHSİN’dik.
Gece yattığımızda, uyumadan önce hep Hasan Tahsin gibi düşmana karşı koyarak şehit olmayı hayal ederek uyurduk.
Ve…
Bugün de benim yaşımda olan ANADOLU’nun bütün çocukları Mustafa Kemal’dirler, İsmet İnönü’dürler, Kazım Karabekir’dirler, Fevzi Çakmak’tırlar.. Ve hala Yunan’a ilk kurşunu atıp şehit olan HASAN TAHSİN’dirler.
Allah hepsinden razı olsun.