Öznel değerlendirmeler ile Türkiye’de büyük bir sorun olan işsiz üniversite mezunları sorunu pek çok farklı bakışa sahiptir.
Uzmanından, uzman olmayanından, ilgili ilgisiz pek çok kişiye değerlendirme yaparken tanıklık etmişliğimiz vardır.
İstihdam kurullarında yer almış ve konu üzerinde az çok zaman harcamış biri olarak; özneli bir tarafa koyup nesnel açıdan konuya bakalım istiyorum.
Nede olsa istatistiklerin, rakamların kesinlik ifade eden özelliği var ve kanıtlanabilir yargılardır.
Aşağıdaki rakamlar bu soruna büyük ölçüde ışık tutuyor.
Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’nın (YÖK) kayıtlarına göre Türkiye’de 7 milyon 541 bin 890 üniversite öğrencisi var.
Yüksek lisans yapan 291 bin öğrenci var.
101 bin 242 öğrenci doktora yapıyor.
***
Almanya ile Türkiye’nin nüfusu hemen hemen aynı.
Yani karşılaştırma yapmak için ideal bir ortak.
İşte başlıktaki sorunun cevabı Almanya’nın üniversite öğrenci sayısında gizli.
Almanya’daki üniversite öğrenci sayısı 3 milyonun altında.
Nüfusları aynı iki ülke olarak Türkiye’nin üniversite öğrenci sayısı; Almanya’dan 4 milyon 500 bin öğrenciden daha fazla.
Türkiye’de istihdam edilemeyen üniversite mezunlarının oranına baktığımızda; Almanya ile aramızdaki fark anlamlı hale geliyor.
Almanya Üniversite mezunu ihtiyacı ve üniversite mezunu istihdamında sorun yaşamıyorsa demek ki Türkiye’de planlamalara projeksiyon tutarak organizasyonu yapılması gerekenin çok daha üstünde genci üniversitelere kabul ediliyor.
***
“Her halükarda üniversite okusun iyi değil mi? “ diye bir soru gelebilir.
İyi de istihdam edilemeyecekleri alanda ve fazla sayıda genci bu planlama ile hangi umutlarına ulaştırabiliriz?
***
Dönelim yine nesnele ve rakamlara.
Yani kanıtlanabilir yargılara.
Sıkı durum önemli bir rakam veriyorum.
Türkiye’de 3.4 Milyon genç (15-24 Yaş aralığı) ne istihdamda ne de eğitimde.
Toplam genç nüfus 15 milyona dayanmış durumda.
Üniversite mezunlarının istihdamında bugün için bakılan önemli özelliklerden bir tanesi gönüllülük.
Yani iş başvurusunda bulunan genç toplum için, çevresi için hiç gönüllülük faaliyetinde bulunmuş mu?
Bilgi Üniversitesinin araştırmasına göre 100 gençten 95’i hiçbir gönüllülük faaliyetinde bulunmuyor.
***
Yeri gelmişken biz kendimizi hep yardımsever olarak biliriz.
Danimarka’da hiçbir karşılık beklemeden vatan millet, toplum, çevre için gönüllülük yapanların oranı toplumun yüzde 57’si.
Pek çok ülkede yüzde 35’in üzerinde.
Türkiye’de toplumun yüzde 6’nın çok az üstü gönüllü olarak bir şeyler yapıyor.
Başta gençlerin sorunların çözülmesi ile ilgili sorunlarda topluma biraz daha gönülden olmak düşüyor gibi.
İstihdam sorununun çözümü de toplumda pek de hoş karşılık bulmayan “ARA ELAMAN” deyimi yerine “ARANAN ELEMAN” deyimini yerleştirme becerisinde yatıyor gibi.
Erdoğan Dur