CHP’nin 2019’daki Altıeylül Belediye Başkan adayı Esin Balıbek, 28. Dönem Balıkesir milletvekili aday adayı oldu. Siyaseti; vatan sevgisi için sorumluluk alınacak bir vazife, bir çalışma olarak gördüğünü vurgulayan Balıbek, “14 Mayıs ile beraber artık ülkenin de Balıkesir’in de makus talihi değişecek” dedi.
CHP’nin milletvekili aday adaylarından Esin Balıbek, genel merkeze başvuru yaptıktan sonra bugün il başkanlığında basın toplantısı düzenledi. Partililerin büyük ilgi gösterdiği toplantıda açıklamalarda bulunan Balıbek, siyaseti; vatan sevgisi için sorumluluk alınacak bir vazife, bir çalışma olarak gördüğünü vurguladı.
CHP Milletvekili aday adayı Esin Balıbek açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
“Belediye başkanı adayı olduğum ve 44 bin 725 oy alarak bir önceki yerel seçimlere göre partimin oylarını %188 oranında artırdığım 2019 yerel seçimleri sonrasında hiç hız kesmeden her alanda, her sahada esnafıyla, çiftçisiyle, memuru, işçisi, emeklisi, genci ve yaşlısıyla hep iletişim içinde bulundum, partimin bir neferi olarak parti politikalarını, hedeflerini yurttaşlarımıza bire bir aktarmaya çalıştım. Dolayısıyla ben ne siyaset sahnesine ne de yola şimdi çıkıyorum; çünkü ben hep yoldaydım. Örgütlerin çalışmalarına, basın açıklamalarına, toplantılarına, protesto eylemlerine katılmamış, partinin kapısının nerede olduğunu bilmeyenlerden değilim. Partimize dün üye olup, sahada tek bir vatandaşa dokunmadan karşınıza çıkmış değilim.”
“Balıkesir’in içinden bir insan olarak öz be öz Balıkesir evladıyım. ” diyen Balıbek sözlerini şöyle sürdürdü:
“1977 Balıkesir doğumlu olup, ilkokul ve üniversite dahil eğitimimi bu şehirde yapmış, aileden gelen bir CHP terbiyesi ve kültürü ile yetişmiş, Balıkesir gazeteciliğinde mihenk taşı olmuş ve mesleğe onlarca insan yetiştirerek kendisi de Balıkesir belediye başkanlığına aday olmuş bir babanın kızı ve iki çocuk annesi bir CHP sevdalısıyım. Bugün de işte bu terbiye, kültür ve emeklerin sonucu olarak milletvekilliğine aday adayı olarak karşınızdayım. Görüştüğüm, konuştuğum, dokunduğum Balıkesirli hemşehrilerimin, dost ve arkadaşlarımın verdiğim emekler ve gösterdiğim çabalar için tebrik ve takdirlerini almak; çok onur ve gurur verici. Bu beklentilere karşılık vermek, siz dostlarıma layık olabilmek benim için çok önemli. Mahcup olmadan bu kültür, prensip ve ilkeler ışığında azimle çalışmak düsturum olacaktır.
Zira, Balıkesir; unutulmuş, görmezden gelinmiş, kendisini geliştirmesine fırsat verilmemiş, bir taşra hüviyetinden sıyrılamamış bir şehir olarak hak ettiği kimliğe, standartlara, modern ve çağdaş kent statüsüne yıllarca kavuşamamış; Milli Kuvvetler ve Anafartalar caddelerine bir üçüncü caddeyi dahi ekleyememiş, kısır siyasi çekişmelerin ve beceriksiz yönetimlerin altında hep ötelenmiş bir şehir olarak geri kalmasına seyirci olunmuştur. Ama artık yeter!…
14 Mayıs ile beraber artık ülkenin de Balıkesir’in de makus talihi değişecek, açılacak beyaz yeni sayfalarla 21 yıldır bizlere unutturulan çağdaş, modern bir yapıya; hukukun liyakatle uygulandığı, adaletin her yere sirayet ettirildiği, ekonomik kalkınmanın sağlanarak yurttaşların hak ettikleri yaşam seviyesine ulaşmaları gerçekleştirilecektir.”
“Önümüzde kalan şu 53 gün tarihi öneme sahip olup, hepimizin bu anlayış ve bakış açısıyla 14 Mayıs’a hazır olması gerekmektedir. Oylanacak olan basit bir seçim değil, Atatürk Türkiyesi’nin geleceğidir. 21 yıllık tek adam rejiminin, adeta yok edilen hak ve özgürlüklerin ‘tamam mı devam mı’ oylamasıdır. Bizleri kendi tebaası gibi kul olarak gören iktidara, yurttaş olduğumuzu hatırlatacağımız son gündür. 14 Mayıs her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alanların, anayasal hak ve hürriyetlerin koruyucusu Anayasa Mahkemesi’ni dahi tanımayanların, muhalif tüm kesimleri düşman kabul edip, haklarında komplolar üreterek cezaevlerine kapattıkları davaların savcısı olanların, türlü zorluklarla kazanılmış maddi ve manevi tüm Cumhuriyet kazanımlarını değersizleştirip yok eden mirasyedilerin, kula kulluk eden iktidarlarının son günüdür…”
“Asli görevlerini yapmaktan aciz, yapsa bile bunu vatandaşa bir lütuf olarak sunmaktan utanmayan, kendileri büyük bir ihtişam ve saltanat içinde yaşam sürerken fakirlik ve sefalete sürükledikleri ve sanki kendi ceplerinden veriyormuş gibi lütfettikleri sosyal yardımlarla halkı kendine mecbur bırakan, liyakatsiz bir iktidar var karşımızda. Son yaşanılan deprem ve sel felaketleri de göstermiştir ki; bu iktidar yaşanması çok olası bu felaketler için hiçbir hazırlık yapmamış, organize olmayı becerememiş, yerinde ve zamanında vatandaşına derman olamamıştır. Vatandaşın yaptığı her mali işlemden misliyle aldığı vergiler bir yana; 1999 yılından sonra alınmakta olan deprem vergileri dahi çarçur edilmiş ve her afet sonrası yaptığı yardım toplama ve bağış kampanyaları ile fakir bıraktığı halkından para toplamayı alışkanlık haline getirerek normalleştirmiştir. Büyüklerimizin söylediği ‘her şeyi devletten beklemeyin’ durumu; her şeyi halktan bekleyen iktidara dönüşmüştür.
14 Mayıs’ta sandıklarda tedbir almaya çalışarak oylarımızı korumak zorunda olmamız dahi bu ülke için bir utanç kaynağıdır. Bu anlayış ve bakış açısı artık bitmelidir. Elimizdeki tek ve son imkan da 14 Mayıs’tır. Hepimizin bu doğrultuda üzerimize düşen görevleri yapmak bundan sonraki yaşantımızın ve çocuklarımıza bırakacağımız Türkiye’nin dünyadaki konumunu belirleyecektir.
Geçmiş dönemlerdeki fikir tartışmaları, sen-ben kavgaları, dargınlıklar, küskünlükler, farklı hizip ve kliklerde bulunmuş olma ayrışmaları son bulmalı; kimseyi dışlamadan moral, heyecan ve motivasyonun yüksek tutulduğu, dayanışmanın en üst seviyeye çıkarıldığı bir ortamı oluşturmalıyız. Farklılıklarımızın bir zenginliğe dönüştürüldüğü, kaynakların hakça ve adil şekilde bölüştürüldüğü bir Türkiye mümkündür ve hedefimiz budur.
Artık daha cesur olmak, umutsuzluğa hiç kapılmadan hakkımızı yüksek sesle savunmak, kişisel endişelerimizi bırakmak zorundayız. Sessiz kalmak, sineye çekmek, ‘ben karışmam, ben bilmem’ demek bitmelidir… Mücadele her alanda, her imkanla, herkesin katılımıyla yapılmalıdır. 14 Mayıs’ta hepimiz sandıklarda hazır olmalı, amasız fakatsız oylarımızı kullanmak, tüm dostlarımızın da sandığa gitmesini sağlamak durumundayız. Artık, sözün bittiği yer burasıdır…
Zira karşımızda iktidarının devamı için ahlaki, vicdani ve insani hiçbir normu önemsemeyen, her durumu her şekilde kendi iktidarının devamı için kullanmaktan bir çekince görmeyen fütursuz bir AKP iktidarı var. Bizzat kendisinin imza altına alıp onay verdiği İstanbul Sözleşmesi’nden dahi çıkmaktan çekinmemiştir. Kendi ittifakını genişletmek adına Yeniden Refah Partisi ile yaptığı görüşmelerde 6284 sayılı, ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesi’ hakkındaki kanunun ittifaka dahil olmak için bir pazarlık konusu haline gelmiş olması, varlığının tartışmaya açılması dahi AKP zihniyetinin nelere, ne kadar cüret edebileceğinin ve biz kadınları ötekileştirerek ayrıştırıp, kadına hiçbir değer vermediğinin bir ispatıdır… Bu iktidardan artık beklenecek, duyulacak, görülecek daha ne kalmıştır?…”
“ÜLKENİN HALLEDİLEMEYECEK SORUNU YOK”
“Şimdi sırada onların gidişini izlemek vardır. Dibe vurmuş, çaresiz kalmış, denize düşmüş yılana sarılır olmuş, gündem oluşturamayan, halkın sefaletine derman olamayan, kuyruklara, zamlara çare bulamayan bu iktidarı hep beraber göndereceğiz. Biz değil, artık onlar korkuyorlar, sağa sola saldırmaları, herkesi suçlu ilan etmeleri, demokratik her muhalif eyleme engel koymaları, basına sansür uygulamaları bittiklerinin birer göstergesi değil mi?. Ama, CHP bir kale, koca bir çınardır. Tüm bu sorunların çözümü için gerekli iradeye, liyakatli kadrolara, ortak aklı egemen kılacak duruşa sahiptir. Ülkenin halledilemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Böylesi bir ortamda ulusal ve yerel sorunları görebilmek, çözüm yolları oluşturabilmek, bu sorumluluk bilinciyle görev almak önemli, değerli ve saygındır. Türkiye Cumhuriyeti’nin tüm ölçütlerde olması gerektiği uluslararası seviyeye ulaştırılması; üreten, kazanan, sosyal, kültürel, tarihi ve coğrafi kaynak ve imkanlarının farkına vararak etkin kullanabilme yeteneğine kavuşmuş zengin bir Balıkesir’in var olması çok mümkündür ve benim mücadelemin ana hedefidir.”
“BANA GÜVENİN VE İNANIN”
“İşte, bu bakış açısıyla Balıkesir’li hemşehrilerimin oylarına talip olarak milletvekili aday adayıyım. Ben Balıkesir’e, bu şehrin insanlarına ve onların sağduyusuna güveniyorum; lütfen sizler de bana güvenin ve inanın…
Siz dostlarımın ve değerli Balıkesirlilerin takdirlerine mazhar olmak benim için çok saygı değer olup, onur ve gurur verici bir değerdir… Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı, Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde kurulacak yeni yönetim ve müteakiben oluşturulacak güçlendirilmiş parlamenter sistem ile Türkiye; cumhuriyetin ikinci yüzyılına erişecek ve dünya ulusları arasında hak ettiği, kendine yakışan çağdaş, modern, refah ve gelişmiş ülke seviyesine ulaşacaktır…
Katılım sağlayarak bana desteklerini esirgemeyen başta basın mensubu meslektaşlarıma, siz partili dostlarıma ve Balıkesirli hemşehrilerime en derin saygılarımı ve teşekkürlerimi sunuyorum…” Coşkun YAMAN / Memet KOŞAR (balikesir24saat.com)