featured
  1. Haberler
  2. SİYASET
  3. ÜLKEDEKİ “BAŞ ÇELİŞKİ” EN YAMAN ÇELİŞKİ!

ÜLKEDEKİ “BAŞ ÇELİŞKİ” EN YAMAN ÇELİŞKİ!

Çelişki, maddenin içinde
var olan karşıtlıktır.
Bu karşıtlıktan hareket doğar.
Çelişki, bu harekettin kaynağıdır.
Yani maddenin hareketi, içinde barındırdığı karşıtlıktandır.

Doğada her şey karşıtı ile yan yana, birlikte vardır.
Yaşamda da, toplumsal yaşamda da aynıdır.
Yani her alanda karşıtlar hep yan yana ve bir arada olup, sürekli bir mücadele halindedir.
Aydınlık-karanlık,
gündüz-gece, zayıf-güçlü, yanlış-doğru, varsıl-yoksul,
haklı-haksız, iyi-kötü vb…
Bunlar en cok bilinen birer “çelişki”dir.

Toplumların yaşamında da çelişkiler arasında hep bir mücadele vardır.
Bu mücadele, en sonunda gelişmeyi ve sıçramayı yaratır.

Kapitalist toplumlardaki çelişkinin en belirgin hali de, sınıfların varlığı olup, adı da “emek ile sermeye” çelişkisidir.
Bu, sömüren ile sömürülen çelişkisi, ezen ile ezilen çelişkisi, varsıl ile yoksul vb çelişkilerdir.
Daha çok sayıda, başka çelişkiler de vardır.
Bu çelişkilerin her biri çözüldükçe, toplumu rahatlatır.
Bu çelişkilerin en büyüğüne “temel çelişki veya baş çelişki”denir.
Her şeyin başı, bu “baş çelişki”dir.
“Emek” adına çözülmesi gereken çelişki olarak bilinir.
Bu, toplumsal ilerlemenin de gereğidir.

“Temel/baş çelişki”ye bağlı olan kimi alt çelişkiler de vardır ki bunlar da “yan çelişkiler”dir.

“Temel veya baş çelişkiler” uzlaşmaz çelişkilerdir:
“Emek-sermaye” çelişkisi gibi…
Demokrasi ile diktatörlük çelişkisi gibi…

“Yan çelişkiler” ise uzlaşır çelişkilerdir.
Amaç için belirleyici olmayan ve baş çelişkinin çözülmesine bağlı olan çelişkilerdendir.

Konu, elbette ülkemizdir.
Uzun bir süreden beri iktidar, anayasada belirlenen “demokratik, siyasal hukuk düzeni”yle derin bir çelişki ve karşıtlık içindedir.
Anayasada açıkça yazılı olan “laik/demokratik/sosyal hukuk devleti” olma hükümleri fiilen işletilmemektedir.

Öyle ki, “Cumhuriyetin değiştirilemez/değiştirilmesi teklif  bile edilemez” olan kuruluş ilkeleri de yok sayılıp görmezden gelinmektedir.

Ulus egemenliği, güçler ayrılığı ilkesi, temel haklar ve özgürlükler, basın/medya, anlatım/ifade hak ve özgürlüğü, hak arama ve hak alma başta olmak üzere her türlü ekonomik, sosyal, siyasal örgütlenme, düşünceyi ifade etme gibi en temel demokratik haklar ve özgürlüklerden her geçen gün daha da gerilere gidilmektedir.
“Fiili ve keyfi” yönetim anlayışı gitgide, anayasal ve meşru olanın yerine geçmektedir.
Hukukun üstünlüğü terk edilmiş görünmektedir.
Her türlü siyasal/ekonomik ve sosyal eleştiri ile demokratik, meşru siyasal muhalefet etme hakkı da neredeyse fiili ve keyfi olarak kullanılamaz hale gelmektedir.

Peki, bu durumda ve bu koşullardan hareketle, ülkedeki “güncel siyasal gerçeklik” olarak “baş çelişki” nedir?

CHP Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu’nun özellikle ve isabetle belirtiği gibi bugün “baş çelişki” “demokrasiden yana olmakla, diktadan yana olma” yani “demokrasi ve dikta” arasındaki çelişkidir.
Kılıçdaroğlu’nun da belirttiği gibi bu durum, öyle siyasi partiler arasındaki bilinen, alışılmış, klasik rekabet ve öne geçme gibi bir siyasi mücadeleyi sürdürme olarak görülmemelidir.

Çözüm “acil demokrasi” mücadelesindedir.
Elbette barışçı/demokratik/meşru, etkili siyasal mücadele ve özgür, adaletli seçim/sandık ile ülkenin, iktidardan yakasını kurtarabilmesindedir.
Bu mücadelenin siyasi çözüm merkezi ise en başta, Cumhuriyetin
ve demokrasinin kurucu partisi CHP olmak üzere bütün demokrasi müttefikleriyle birlikte “Millet İttifakı” iledir.

Bu “baş çelişki”nin yanı sıra elbette birçok “yan çelişkiden de söz edilebilir.
Siyasi parti içi şahsi ve siyasi rekabetle mücadele, siyasette kişisel yükselme, bir yer kapma, yer elde etme ve köpüren senlik benlik iştahı içinde hizipleşmeler vb denilebilir.

“Baş çelişki”nin çözülmesi için siyasi mücadele verilirken, içeride de siyasi önderlikler ve örgütsel yapıdaki sorunlar veya arızalar gibi çeşitli uyuşmazlıkların tamamı, birer “yan çelişkiler” dir.

Peki bu “yan çelişkiler” nasıl görülmelidir ve nasıl
değerlendirilmelidir?
Evet “baş çelişki” bellidir.
Ancak yine
de eleştiri ve özeleştiri, işletilebilmelidir.
Yukarıdan aşağıya, merkezden yerele, illerde-ilçelerde de yetki nerede ve kimlerdeyse, sorumluluk da elbet oralardadır.
Fakat bu, istismar da edilmemelidir.
Fırsatçılığa düşülmemelidir.
Parça, bütüne feda edilmemelidir.
Araba, atın önüne geçirilmemelidir.
Aslolan “acil” demokrasi” mücadelesidir.
“Demokrasi ve dikta çelişkisi” demokrasi yararına mutlaka çözülmelidir ve elbette “yakın ümit ve sabırla” çözülecektir.
Ancak ağaca bakıp da, ormanı görememe yanlışlığına düşülmemelidir.
“Baş çelişki” ortada dururken, bilinen “yan çelişkiler” bugün için “çöp” niteliğindedir!
Kumda oynamak gibidir!

Özetin özeti, ülkedeki “baş çelişki” bellidir.
Bu en “yaman çelişki”dir.
O halde, bu çözülmeden, gerisi hikayedir!”

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
ÜLKEDEKİ “BAŞ ÇELİŞKİ” EN YAMAN ÇELİŞKİ!
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!