Zengin cenazesi kalabalık olur derler..
Bu görüşe çok katılmam da..
Benim bildiğim..
Gönül zengini olanların cenazeleri çok kalabalık olur!..
Ankara’daki o cenaze töreni gibi..
Yıllar önce..
Soğuk karlı bir kış günü..
Yazdıkları ile Türkiye’nin bugünlerine ışık tutan o insan , bombalı tuzak ile katledilmişti..
26 yıl önce “O” gazetecinin cenazesinde yüzbinler “omuz omuza” yürümüştü!..
İşte..
Bugün O’nun ölümünün yıl dönümü..
“Uğurlar olsun” diyerek yolcu ettiğimiz o gazeteci..
O insan..
Uğur Mumcu!..
Bu yazıyı…
Gazetecilik mesleğine yaklaşık 45 yılını veren birisi olarak …
Ama özellikle; bugün 20’li yaşlarda olanlar için yazıyorum..
O yazarken “onlar” yoktu..
Bugün “onlar” için “dindar nesil” planlamaları yapılırken geleceğimiz dediğimiz gençlerin O’nu iyi tanımaları için..
* Ne yapmıştı Uğur Mumcu?..
Sadece Gazetecilik!..
* Nasıl yapmıştı?.
Sadece onuruyla..
Ve…
Kalemini ve kendini satmadan..
Özellikle de..
Korkusuzca, yılmadan…
* Neler yazmıştı?..
Sadece terör örgütlerinin değil; ilişikli/iltisaklı olanların tümünün ipliğini pazara çıkarırdı..
Yeni, yeni palazlananlardan tutunda ; ele, avuca gelmiş olanlara kadar hepsini belgeleri ile ispat ederek yazardı..
Yolsuzlukları açığa çıkarırdı..
Araştırdığını “belgeli”; yazdıklarını “ilkeli” yazardı.
Devlet, Mafya, Kürt sorunu..
PKK, Barzani, Mossad bağlantıları..
Dinci yapılanmalar..
İrticai hareketler..
Onun uzmanlık alanıydı..
* Nasıl düşünen biriydi?..
Sadece devrimciydi, ilericiydi..
Emperyalizme, kapitalizme karşıydı!..
“Sovyet uşaklığı ile Amerikan uşaklığı arasında bir milim fark yoktur” diyecek kadar “özgürlük” aşığıydı..
“Laiklik konusunda araştırma yapmak ; Devletimizin kurucularına karşı yerine getirilmesi gereken bir yurttaşlık görevidir” diyerek ;
Bağımsızlık meşalesini yakan Atatürk ve milli mücadeledeki arkadaşlarına olan bağımlılığını ifade ederek Cumhuriyete olan inancını dile getiren bir aydındı..
Yeter mi?..
Bence O’nu tanımak için yeter..
Eğer “Yetmez” derseniz..
Bugün TV ekranlarında her akşam boy gösteren bazı satılmışları, aklını kiraya vermiş olanları, kalem fırıldaklarını tanımanız bile..
O’nu tanımaya yeter!..