TÜİK her yıl ülke nüfusunu açıklıyor.
Geçtiğimiz günlerde 2023 detayları açıklandı.
Ama nüfus artışı açısından ilginç ve hiç görülmemiş veriler çıktı karşımıza…
2000’li yıllar boyunca her yıl 750 bin bandında artan nüfusumuz 2023 yılında çakıldı; sadece 92 bin artış oldu.
Neden?..
Üç çocuk, beş çocuk derken tek çocuk ve hatta çocuksuz aileler sayısı artıyor hızla farkında mısınız?..
Sebebi elbette ki ekonomik.
Vatandaşın geçinme kaygısı ve geleceğe bakışı umutsuzluğa yol aldıkça çocuk tercihleri de “üç çocuk” söylemlerinin aksine düşüyor.
Bundan olağan bir şey de yok aslında; çünkü aileler çocuklarına huzurlu bir gelecek sağlayabilir miyim önce bunun hesabını yapıyor.
Çocuk yapmak kolay; ötesini düşünmek gerek ve bu düşünce nüfus artış hızının çakılmasında en büyük etken.
Türkiye’nin nüfus artış hızı pandemi ile beraber zaten düşmüştü ancak pandemi sonrası da örneğin 2022’de nüfus artış hızı binde 7 ile ortalamanın altında kalmıştı ama 2023’de ortaya çıkan binde 1,1’lik artış tüm verileri salladı, işin uzmanlarını şaşırttı.
O yüzden çocuk yapanlar ziyadesiyle sadece Suriyeliler ve diğer kucak açtıklarımız boyutuna evrildi.
Kuşkusuz bu durum da izahı gerektirmeyen başka bir tehlikenin habercisi. Görünürde olan demografik sorunlar; nüfus artış hızının bu şekilde düşük gitmesi devam ederse; gerçekten korkulan “Türklerin azınlıkta kalacağı” öngörüsü giderek kuvvetlenen bir olasılık haline geliyor ve süreci zaman açısından daha da öne çekiyor ki; en azından nüfus artış hızı artmıyorsa veya istenen düzeyde gitmiyorsa, devletin özellikle göçmen/sığınmacı/mülteci adına ne derseniz deyin, sair faktörlerle bozulan demografik yapının alarm düzeyini çoktan geçtiğini ve bu nedenle de acil önlemlerin hemen devreye girmesi gerekliliğini şart koşuyor.
Böyle bir hassasiyet görüyor muyuz idarenin takındığı tutum açısından?
Hayır.
Oysa TÜİK verileri ortada değil mi?
65 yaş üzeri nüfus inanılmaz derecede artıyor.
Yaşlı bir ülkeye doğru yol alıyoruz.
Cumhuriyet tarihinde görülmemiş şekilde nüfus artış hızımız düştü.
Geçtiğimiz yıllarda ortalama olarak baz alınırsa binde 10’ları aşan bir artış oranı varken ve pandemide bile bu oran binde 5’ler seviyesine düşmüşken 2023’de binde 1,1’lik artışın uzmanlarca ve devletin ilgili kademelerince acilen masa üstüne yatırılması gerek.
Demek ki miting meydanlarında üç çocuk çağrısı yapmakla aileler üç çocuk yapmıyor, yapamıyor.
Herkes elindekini avucundakini kaybetmeme derdindeyken “çocuğuma nasıl bakabilirim ki” sorusunun yanıtını bulamıyor.
Ekonomik açıdan vatandaş rahat olmadığı sürece ve güvenli bir geleceği kendi açısından sağlayamayacağını gördüğü sürece çocuk yapmanın “bilinçli aileler” açısından giderek az işaretlenen seçenek haline dönüşeceği ve döndüğü açık.
TÜİK, 2023’teki nüfusu 87 milyon olarak tahmin ediyordu.
85,5 bile olamadık.
İstanbul’un nüfusu azalıyor daha ne; böylesini görmüş müydük?..
Sadece deprem korkusu nedeniyle İstanbul’u terk edenlerle izah edebilir miyiz bu veriyi?..
Nüfus artış hızının çakılmasının yanında üç çocuk çoktan hayal ve artık iki çocuk bile hayaller diyarına geçmek üzere. Artık aileler tek çocuğa ve korkarız ki sonra çocuksuzluğa yol alıyor.
Ötesi evlilik. Evlilik bile cesaret isteyen bir gerçeğe dönüştü ki bekarlık sultanlık olmasa da zorunluluk halini almaya başlayacak gibi.
Nihayetinde evlilik de çocuk yapmak da ekonomik sınırlarla çevrili.
Ve elbette mutlulukla.
Geçim derdine düşmeyen mutlu bireyler yaratabilir mutlu aileleri ve o zaman “mutlu, evli ve çocuklu” tanımını kullanabiliriz de…
Türkiye için bundan çok uzağa düştüğümüz nicedir ortada değil mi?..
Alp KAAN