Kelle paçayı severiz..
Ama kaç gün kaybettik kelle paça “corona”yı defeder mi etmez mi diye tartışarak?
Dut pekmezini de severiz.
Şifadır.
İyi de dünyanın çaresini bulamadığı virüsün sırrının dut pekmezinde olduğu, şıp diye bir bizim mi aklımıza geldi?..
Sağlık Bakanlığı, ePTTavm üzerinden her vatandaşa her hafta ücretsiz 5 maske dağıtılacağını söyledi.
Geç kalmış olsa da güzel ve yerinde bir hizmet ama…
Herkes bilir ve Türkiye’nin gerçeğidir ki bu gibi durumlarda online sipariş vermek ızdırap olur.
Nitekim öyle oldu.
Dakika bir gol bir.
Site çöktü.
Oysa özellikle seçim zamanları herkesin kapısına bilumum seçim promosyonu gelebiliyor ise, bunun çok daha basit şekliyle hali mümkün olmaz mıydı?..
Her ilçe belediyesi kendi sisteminden bu işi yapamaz mıydı?..
İnterneti olanı var olmayanı var, kullanmayı bileni var, bilmeyeni var…
Sipariş verene maske var da online giriş yapamayana yok mu?..
Doğru bir adımı fiiliyata dönüştürürken yeni bir bürokratik işleme ve zahmete gerek var mı?..
Velhasıl…
Kafa karışıklığımız mı var?..
Önlemlerde geriden mi geliyoruz?..
Gıdım gıdım yasak geliyor; 20 yaşın altına da geldi sokağa çıkma yasağı.
Büyükşehirlere giriş çıkış durdu.
Ama çalışıyorsa 20 yaş altındaki istisna.
Virüs taşıma ihtimali devam yani.
Oysa… Ve insanlar yine sokakta..
Ölü sayısı her gün korkutur derecede yükselirken beklenen ve olması gereken sokağa çıkma yasağı, ölü sayısı kaç olunca gelecek?..
Hava nispeten soğuk ve yağışlı geçtiği halde insanları içeri sokamıyoruz; iki üç gün sonra sıcaklıklar artınca ne olacak?..
Büyükşehirlere giriş çıkış yasağı var da aynı il içindeki sayfiye yörelerine kaçış ve de akış nasıl duracak?..
O da bir sonraki adımdaki yasak mı?.. İlçeler arası geçiş de ille daha sonra mı yasaklanacak?..
Bir kez daha yineliyoruz; sokağa çıkma yasağı bu belayı frenlemenin tek çaresidir, üç günde bir açıklanan tedbirler bu nedenle bu yola gidişi de göstermekle beraber yılda iki kez uzatılmış bayram tatilleriyle 9 artı 9 olmak üzere toplamda 18 gün bayram tatili bile yapabilen ülkemizde iki üç haftalık sokağa çıkma yasağı bizi öldürmez ama bu izolasyon olması gerektiği gibi olmadığı sürece vuku bulacak ölümler bizi karanlığa sürükleyecek.
Bu noktadaki gecikmenin telafisi olabilir mi?..
Ve DSÖ(Dünya Sağlık Örgütü) açıkladı.
60 yaş altı ölümlerde Türkiye’de görülen ölüm oranı Avrupa’nın 4, dünya ortalamasının da 9 katı imiş.
Tehlikenin ne olduğunu her zaman rakamlar gösterir.
Bunun ne zaman ayırdında olacağız?..
Tüm bu olan bitenin ortasında…
Bir belediye başkanı da ilçesinde her evde tütsü yakılmasını, inanışlarına göre corona belasını bu şekilde defedeceklerine inandıklarını söyledi ve belediye önünde tütsü yaktı.
İnanışlarına göre bu bela virüs, tütsü yakarak defedileceğine göre demek daha önce böyle bir deneyim geçirdiler ki inanışlarına bile girdi; öyle mi?..
Dostoyevski, “insanın aklı çoğaldıkça can sıkıntısı artar” diye boşuna dememiş.
Tersten alalım, akıl yoksa can sıkıntısı da yok…
Corona’nın ne olduğunu anlamayan, önemsemeyen, keyfe keder sokakta vazgeçmeyen vatandaş okumadığı dinlemediği için bari tütsü yakarak dolaşsın sokaklarda…
Kim bilir, belediye başkanı, tütsü yakıyorsa, vardır bir bildiği di mi?..
Belediye başkanı olmak kolay mı?