Tuzla Piyade Okulu’nda yemekten önce dua ederdik: “Tanrı’mıza hamdolsun, milletimiz var olsun, afiyet olsun; sağ ol!” Bu dua bizden çok önce de böyleydi, bizden sonra da böyleydi. Son zamanlarda ise bu duadaki “Tanrı” sözcüğünün “Allah” sözcüğüyle değiştirildiğini öğrendik. “Tanrı sözcüğüne karşı çıkanların savı Soner Yalçın’ın da belirttiği gibi şu gerekçeye dayanıyor: “Tanrı kelimesi Hristiyanlara aittir. Bu ifade İslam’a aykırıdır. Samimi Müslümanlar ‘Allah der.”
Oysa Diyanet İşleri başkanlığının Kuran tercümelerinde bile “Tanrı” sözcüğü birçok yerde kullanılmaktadır.
15.yüzyılın ünlü tekke şairi Kaygusuz Abdal ünlü şathiyesinde şöyle der:
“Yücelerden yüce gördüm
Erbabsın sen koca Tanrı
Âlem okur kelam ile
Sen okursun hece Tanrı
Kıldan köprü yaratmışsın
Gelsin kullar geçsin deyu
Hele biz şöyle duralım
Yiğit isen geç a Tanrı”
Bunlar en masum sözler. Daha sonraki dörtlüklerin birindeki bir dizeden dolayı Kaygusuz Abdal’ın niye öldürülmediğini hâlâ merak ederim. Günümüzde herhâlde o hoşgörü gösterilmezdi.
Peki büyük ozanımız Yunus Emre ŞİİRLERİNDE hangi sözcük ya da sözcükleri kullanıyor “Yaradan” anlamında? “Allah” sözcüğünü bol bol kullanıyor bilindiği gibi. Ama “Çalap” sözcüğünü de sıklıkla kullanıyor:
Esrük oldu cânımız
Dür döker lisânımız
Ol Çalab’ımın aşkı
Beni sarhoş eyledi
Hak Çalab’ım Hak Çalab’ım
Sencileyin yok Çalab’ım
Günahlarımız yarlıga
Ey rahmeti çok Çalab’ım
Ama “dinî hassasiyet”inin aşırı olduğunu söyleyen birçok kişi Yunus’un “Çalap”ı kullandığını ancak “Tanrı” sözcüğünü kullanmadığını iddia eder. Oysa bu savın yanlışlığını Yunus’un şiirlerini okuyanlar rahatlıkla görebilir:
Tanrı arslanı Ali
Sağında Muhammed’in
Hasan ile Hüseyin
Solunda Muhammed’in
Yegil yedirgil bîçâre
Kesilirse Tanrı vere
Bir gün tenin yere gire
Geri kalan nendir senin
Tanrı için ey uslular
Gönlüm bana buluverin
Vardı dost ile buluştu
Bana geri boyun vermez
Sorucu gelip yer yırtıp
Sorar “Tanrı’n kimdür” diye
İşbu cânım onu duyup
Sünüklerim sızadurur
Ey Tanrı’yı bir bilenler
Can hakk’a kurban kılanlar
Ölü değildir bu canlar
Aşk gölünde yüzedurur
Yunus. bugün unutturulmaya çalışılan birçok öz Türkçe sözcüğü de kullanmış şiirlerinde. İşte Yunus’un şiirlerinde, kimilerinin nefret ettiği, kimilerinin de ideolojik anlam yüklerler diye kullanmaktan kaçındığı kimi sözcükler:
İşbu söze Hak tanıktır
Bu can gövdeye konuktur
Bir gün ola çıka gide
Kafesten kuş uçmuş gibi
Sorucular geleler
Soru hesap alalar
Karanu sin içinde
Otura anımıza
Yunus imdi sen dahi
Gerçeklerden olu gör
Gerçek erenler imiş
Cümlenin ziyâreti
Ben gelmedim dâva için
Benim işim sevi için
Dostun evi gönüllerdir
Gönüller yapmağa geldim
Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz
Hayr u şer ettiğim işler
Ol görünen türlü düşler
Bitti bu kamu teftişler
Esenledim dünyam seni
Oğlan gider danışmana
Gözün nesne görmez ola
Yine geldi aşk elçisi
Günümüzde “tanık, konuk, sevi, tür, kamu, esenlemek…” sözcüklerini kamuda bir işe girmek için “mülakat” sınavına alınan kaç kişi rahatlıkla kullanabilir?
Yalnız bu sözcükler değil elbette; Yunus’un kullandığı o kadar çok Türkçe sözcük var ki… Sol sütundakileri de kullanıyor, sağ sütunmdaki eş anlamlılarını da.
Allah Tanrı, Çalab
cennet uçmak
cehennem tamu
Işk sevgi, sevi
İlim bili
mest esrük
şarap süci
günah yazık
mücrim eksiklü, yazıklu
tevazu alçaklık
veli eren
evliya erenler
vahdet birlik
şirk ikilik
Azrail Canalıcı
hisab soru
nur ışık
bâb kapu
hicâb perde
ümit umu
fayda assı