Ahmet Katıksız’ın yönetmenliğini yapmış olduğu Şampiyon, 7 Aralık’ta gösterime girdi.
Anlattığı öykü kadar, görsellik olarak da izleyenleri büyülüyor. Gerçek yarışlarda yaşanmış anları, atların bir öne geçip bir geri kalmasını tekrar canlandırmak, atların bakışlarındaki o derin anlamı yakalamak hiç de kolay olmasa gerek.
Halis Karataş’ı oynayan Ekin Koç’un gerçek Halis Karataş ile göz göze geldiği sahne, yönetmen Ahmet Katıksız’ın filmin öyküsüne inceden göndermesi olmuş. Ustaya saygı misali…
1996 yılı Gazi Koşusu Şampiyonu olan Bold Pilot adlı yarış atının öyküsünün içinde izleyenlerin yaşamına dokunacak değerler var.
Her başarının ardında sevgiden daha güçlü bir aşk olduğunu,
zenginliğin sadece para demek olmadığını,
kibirden yoksun erdemli insanların her zaman daha zengin olduğunu,
sevgi ve saygının bir arada çok daha güçlü bir değer olduğunu,
hayvanların da duyguları, arzuları, ihtirasları olabildiğini anlatan bir yapıt.
Acılara teslim olanların acılarını daha derin yaşadığını anlıyor insan bu filmi izleyince.
Tıpkı 26 Ekim’de gösterime giren Müslüm’deki gibi.
Müslüm’de de Can Ulkay ile Ketche lakaplı Hakan Kırkavaç’ın üstün anlatım yeteneğine tanık olmuştuk. Duygudan duyguya savurmuşlardı bizi.
Her iki filmin oyuncuları da oynamamışlar, sanki anlatılan öyküyü yaşamışlar. Daha fazla ne söylenebilir ki?
Uzatmadan son olarak doğru söze ne denir?
Yönetmen Can Ulkay’ın savunduğu tezi kabul etmek gerekir:
“O Oscar bize gelecek.”
birgituna@gmail.com