Bu hafta tarihimizde iki önemli olay vardır.
Birisi Mustafa Kemal’e Gazilik ünvanı ile Mareşallik rütbesinin verilmesi, diğeri ise Türk Dil Bayramı.
Şimdi sırası ile bunlara bakalım.
Sakarya Meydan Muharebesi 22 gün 22 gece sürmüştür. Tarihteki en uzun meydan muharebelerinden birisidir. Savaş 13 Eylül 1921 tarihinde Yunan ordusunun çekilmesi ile sona ermiştir.
Bu savaş sonunda Yunanlar artık ilerlemeyi bırakmışlar ve Afyon-Eskişehir hattında siperler kazarak savunmaya çekilmişlerdir.
Türklerin 1699 yılındaki Karlofça antlaşması ile başlayan geri çekilmeleri Sakarya Zaferi ile sona ermiştir.
Bizzat meydan muharebesi yöneten ve zafer kazanan paşalara mareşallik rütbesi verilir.
Mustafa Kemal 19 Mayıs 1919 günü Samsun’a çıktığında Mirliva rütbesinde idi. Fakat Erzurum’a gitmeye kalkınca İstanbul hükümeti ve Harbiye Nazırlığı kendisini geri çağırdı. Gelmeyince askerlikten atmak istedi bunun üzerine o da istifa ederek sivil hayata döndü. Sivil hayatta Erzurum kongresine ve Sivas kongresine katıldı. Ankara’ya geldi. İstanbul’da meclisin toplanmasını sağladı ama İstanbul İngilizler tarafından işgal edilince Ankara’da TBMM’nin açılmasını sağladı. Meclis kendisini başkan seçti. Meclis hızla örgütlenerek düzenli bir ordu kurdu. Meclisin Genelkurmay Başkanlığına Fevzi Paşa getirildi. Batı Cephesi Komutanı da İsmet Paşa idi. Sakarya savaşı öncesi TBMM Mustafa Kemal’e Başkomutanlık görevi verdi. Zaferin kazanılmasından sonra 19 Eylül 1921 tarihinde TBMM kendisine Gazilik unvanı ile Mareşallik rütbesini verdi.1919 yılında ayrıldığı askerlikten rütbelerinin en yücesine ulaştı. Bundan dolayı 19 Eylül her yıl Gaziler günü olarak kutlanır. Gazilerimize minnet borcumuz vardır.
***
Cumhuriyet kurulduktan sonra ülkeyi hızla kalkındırmak için devrimler yapılmaya başlandı. Önce hukukumuz yenilendi. Çift hukuk sona erdirildi. Kılık kıyafet devrimleri yapıldı. Amaç yeni üretim tarzına göre giyinmekti.1928 yılında alfabe devrimi yapıldı. Çünkü Arap alfabesindeki sesli harf sayısı yetersizdi ve Türkçe’yi karşılamıyordu. Harf devriminden sonra Atatürk tarih ve dil konularına eğildi. O zamana kadar tarih deyince sadece Osmanlı tarihi öğretiliyordu. Dilimiz ise Türkçenin içine karışmış Arapça ve Farsça kelimeler ile tanınmaz hale gelmişti. Aydın ile köylü birbirini anlamıyordu. Oysa köylüler ve göçebeler arı duru Türkçe konuşuyorlardı. Ayrıca Türk tarihi sadece Osmanlılar ile sınırlı değildi. Bunun için 1932 yılında Türk Tarih Kurumu kurulup Türk tarihi üzerinde derin araştırmalara başladı.
Türk tarihi Osmanlılardan çok önceye gidiyordu. Sonra Türkçe’yi incelemek ve yabancı kelimelerden temizlemek için 12 Temmuz 1932 tarihinde Türk Dili Tetkik Cemiyeti kuruldu. Cemiyeti Samih Fırat, Ruşen Eşref, Celal Sanir ve Yakup Kadri kurdular. Samih Fırat başkan seçildi. Cemiyet ilk kongresini 26 Eylül 1932 tarihinde Dolmabahçe sarayında Atatürk’ün katılımı ile gerçekleştirdi. Atatürk 1934 ve 1936 kongrelerine de katıldı.1934 kongresinde cemiyetin adı Türk Dili Araştırma Kurumu,1936 kurultayında adı Türk Dil Kurumu oldu. İlk kurultayın toplandığı 26 Eylül günü her yıl Türk Dil Bayramı olarak kutlanmaya başlandı. Kutlu olsun.
Dilimize sahip çıkalım. Türk demek Türkçe demektir. Türkçe dünyaya en fazla konuşulan ilk beş dil içindedir.
Günümüzde diğer Türk devletleri ile de ortak dil çalışmaları yapmaktayız. Ortak bir alfabe üzerine anlaşıldı. Umarım daha iyi olur. Saygılar.
21.Eylül.2024
Sinan Kahyaoğlu