Toslamak…
En yalın anlamıyla; önünü görmeden, başını, bir cisimle çarpma halidir.
Acının derinliği, çarpmanın şiddetini tanımlar…
Bazen bu tür çarpışmalarda, aklın başa geldiği hikaye edilse de;
Dengesini kaybedip,denize düşenler,
Feryatlarının uğultusu içerisinde;
Çaresizliği,bir çare olarak görebilirler..
Ülkemiz ekonomisine, yılda 30 milyar $ gelir sağlayan turizm sektörü, pandemiden dolayı, 2020 yılında % 80’lere varan, bir düşüşle karşı karşıya kalmıştır.
2 Ocak 2021 tarihli Cumhuriyet Gazetesinde, manşetten “5 Yıldızlı iflas” başlığıyla verilen haberde ise 1700 otelin satılık olduğunu, otellerin bankalara 100 Milyar TL borcu olduğunu öğreniyoruz.
Türkiye genelinde, dört bin yedi yüze yakın “Turizm İşleteme Belgeli Tesisin” bulunduğu düşünüldüğünde; satılık otel sayısının, bu denli yüksek olması, oldukça düşündürücüdür.
Yani, her iki yönlü “Toslama”
İşin püf noktası;
Turizm bağlantıları; öyle urganla, kendirle değil, tamamen pamuk ipliğiyledir.
Bu durumu, öncelikli olarak; sektör temsilcilerinin bilmeleri gerekir.
Sıradan global veya ülkesel bir krizde;
Havuzda, suyu çekilmiş balıklar gibi, çırpınmalarının nedeni de bundandır.
Ülkemizde konaklama sektörü, gereksiz ve aşırı derecede büyüme göstermiştir.
Ürün çeşidi geliştirilememiş, sadece ,kıyılara yönelik baskılar, yoğun bir şekilde artırılmıştır.
Pandemi olayı; Dünya’ya göstermiştir ki !
Kitle turizminde; büyük otellere olan talepler, bundan böyle,eskiden olduğu gibi yürümeyecektir.
Bu yıl ve gelecek yıllarda da, turizmde, işlerin iyi gitmeyeceği anlaşılmaktadır.
Bu yıl turizmdeki düşüşleri, sadece pandemiye bağlamakta doğru değildir.
Turizmde asıl çöküşün; Turizm Teşvik Yasası’nın, güzelim kıyılarımızı, beton duvarlarla çevrilmesindeki etkisi de bilinmelidir.
Otellerin satılma nedenleri arasında, bu yanlış planlamaların da rolü çok büyüktür.
Çünkü, Dünya genelinde; kitle turizmine olan taleplerin giderek azalmakta olduğu bilinmektedir.
İnsanların, diğer turizm ürün çeşidi olan alternatif destinasyonlarda; tarih,kültür ve doğa boyutu bulunan seçenekleri tercih etmekte oldukları görülmektedir.
Cana kıyılır gibi,doğanın tahribatına, bütün dünyada tepkiler giderek büyümektedir.
Oysa; sürdürülebilir politikalarla,bir yerlerden kopya edilmeden, tamamen kendi öz değerleri ve kültürel dokularına sadık kalınarak,
Kırsal turizmin gelişimi yöündeki çabalar desteklenmelidir.
Eğer, ülkemizde, bu destinasyonlara ağırlık verilebilinmiş olunsaydı,pandemiden kaynaklanan
“Toslama nın” şiddeti, daha az hissedilecekti.
Ve kıyılardaki yığılmalar ise, bu denli artmayacaktı…
Kırsal Bölgelerde,”Kırsal Turizmin Geliştirilmesinde, yerel yönetimler, daha fonksiyonel olmalıdırlar.
Bu konuda; CHP Balıkesir İl Başkanlığı’nın,başlatmış olduğu, “İl’in Turizm Sorunları ve Çözümleri” için oluşturmakta oldukları çalışma grubu, gerçekçi bir yaklaşım ve çok doğru bir strateji olarak görülmelidir.
Bu oluşuma, Belediye Başkanları’nın, bazı dernek ve STK’ların da da dahil edilecek olması, olaya daha başka bir boyut kazandırabilecektir..
Çünkü; turizmin dili, Sevgi, Barış, Demokrasi, Hoşgörü, Akıl, Bilgi, Tarih, Kültür, Tasarım, Estetik ve Çevreye duyarlı ve saygılı olmaktır..
Turizmin dilinde; ötekileştirmeye,ayrıştırmaya,doğal alanların tarhribatına yer yoktur.
Bunları yapan ülkelerde de, zaten turizm yoktur.
Aksi durumlarda “Toslamalar’ın” ardı arkası kesilmeyecektir..
Dursun Altınay’ın tüm yazıları için tıklayın…
https://balikesir24saat.com/author/dursun-altinay
Not: 4700 Adet Turizm İşletme Belgeli Otel Sayısı,Bakanlık kayıtlarından alınmıştır.