Balıkesir yerel seçimleri üzerine bir şeyler karalamak istiyordum. Ayvalık-CHP İlçe Başkanlığı seçiminde son dönemde benim gözlemlerime göre Balıkesir’de genç kesim içinde en iyiler içinde yer alan belki de en iyisi olan genç kardeşimize ima edilerek söylenmiş, “Truva Atı” sözü bu yazımın başlığı oldu…
Truva olayı bugüne kadar yapılmış en muhteşem savaş hilesidir. Kuşatılmanın verdiği yorgunluk ve tedirginlik ile beyni sulanmış Troyalılar bu hediye karşısında aptallığın en güzel tepkisini verirler.
Küresel sermayenin İstanbul ayağının bizleri yani Ayvalıklıları adam yerine koymayan tavrının bir anlamda kenti için bu seçim sürecinde “Truva Atı” olan gerçekte kimdi, kimdi acaba…
Soruları çoğaltarak sorabiliriz.
Örneğin; Sayın Ahmet Akın’ın adaylığı açıklandığında ben kendi Facebook sayfamda AK partinin bütünşehir adayı Sayın Yücel Yılmaz’dır diye yazmıştım. Bunu da bu seçim sürecinin en ilgi çeken kent merkezinin Balıkesir olduğu düşünceme dayandırmıştım. Elimde çok güçlü veriler vardı. İstanbul-İzmir otobanının tam merkezinde yer alıyordu. Gönen ve Manyas sulama tesisleri (ki neredeyse 1 milyon dekara yakın sulama alanı) daha yeni bitmiş ve hizmete açılmıştı. Bandırma’nın liman gücü… Her ilçede var olan sulama tesisleri ve ovaları… Madenler… Su, toprak, tohum, bitkisel ve hayvansal kaynaklarının verimliliği ve üretimi… Madra ve Kazdağları… Tarihte üç kez bölgeden kovulmuş olan tefeci-bezirgan Yahudi zengininin ilimizde elinin uzamışlığı… Zeytin ağacının varlığı… Ayvalık, Edremit Körfezi ve Erdek Körfezi’nin bölgesel ağırlığı… Osmanlı döneminde İstanbul ve neredeyse Avrupa’nın bir bölümünü besleyen Balıkesir’in yeniden keşfi yapılacaktı bu seçim sonrasında… Bu çok önemli bir noktaydı. Seçim öncesi Balıkesir Ticaret Odası seçimleri sonuçları itibariyle çok önemliydi. Ve o önem ağırlığının azaltılması istenen bir ismi yeniden en güçlü noktaya getiriyordu. Böyle bir tablo vardı elimde… Bu tablodan çıkacak olan adayın kimliği, duruşu ve milliliği çok önemliydi. Partiler, Balıkesir’de bu işi öyle büyük bir satranç ustalığı içinde yürüttüler ki.. Bunun tüm aşamalarını bir tez titizliğinde yazmayı çok isterdim. Ancak yazının seyri içinde bir iki cümle yazacağım…
Bu seçim sürecinde Ayvalık’ta ne düşündüysem oldu. Sadece Sayın Yücel açıklandığında Sayın Ali Güreli’nin adaylığı da açıklanınca öyle kalakaldım. Sonra olmayınca tamam dedim. O nedenle ilk önce ilk adayım Sayın Ali GÜRELİ’dir dedim. O, olmaz Vecdi bey ben düşünmüyorum, dedi. O zaman döndüm ikinci adayımı açıkladım; Sayın Zehra GÜNGÖR dedim. O da kendince şartlarını söyledi. Üçüncü adayım Mesut beydi… Bunları yazdım. MHP adayını belirleyince olay tamam dedim. Arkadaşlarım Mesut bey konusunda kesin o olacak dediler. Ben kendi adıma hiç olasılık vermiyordum. Çünkü İstanbul sermayesi çok güçlüydü ve mevcut adayı istiyordu. Ve sürekli oyalıyorlardı. Halkın tepkisini zaman darlığı ile çözmek istiyorlardı. Bütün olasılıklar mevcut aday için en ince detaya kadar hazırlanmıştı. Olacak şey değildi. Ama oldu. Halkın gücü üstün geldi. Halk oyunu bozdu. Bu başarıda sadece oy veren CHP’liler yoktu, oy veren AK Partili, MHP’li arkadaşlarımız da vardı diğer partiler de… O zaman küresel sermayenin istekleri karşısında tuzağa çekilen ve halkın sesine kulak kabartamayan partinin kendisi Truva atı olmuyor muydu… Böyle yapacaksın diyen emre, hayır diyecek cesarete sahip yiğit insanlar Truva Atı’nın geleneksel hilesine dur diyor ve içinden çıkan diri insanlar kanalıyla bu sefer kaleyi teslim etmiyorlardı. Küresel sermaye ve iş birlikçilerinin öfkesi akıl almaz boyuttaydı. Öyle olunca da kaleyi savunanlara “Truva Atı” sözü büyük bir iltifat oluyordu. Çünkü burada çok büyük bir incelikle işlenmiş oyun vardı. Çok büyük bir hile vardı. Kale Ayvalık’tı ve teslim edilmesi istiyordu. Teslim etmeyeceğiz diyenler kazanıyordu.
İl’e gelince bu sefer gururum incindi diyerek, kendi köyünden dışarı çıkmayanın arazide boy göstermemesiyle Millet adayının öfkesi üzerine oynanan oyunda söylenen bir söz ile (veled-i zina) annelerin öfkesi söyleyeni dışarıda bırakıyordu. Oysa o aday, Edremit olayında baldıran zehirini içerken gıkı dahi çıkmıyordu. İl’de yaşadıklarında ise en başından beri yalnızlığında yaşadığı bir seçim sürecini kaybediyordu. Burada Truva Atı kim oluyordu. CHP il başkanı bunu düşünsün… Öyle masaya vurmalar ile siyaset dersi verilmez. Siyaset akıl ile satranç ustalığında seçilmiş söz ve hareketlerle sonuç alma sanatıdır. Ayvalık’ta bu dersi alırken, Ayvalık siyasi hayatınızın bittiğini de size, ikinizi de göstermiş oluyordu. Oysa ben yine sizi uyarmıştım. Kozunuzu Aralık ayına saklayın diye… Ego akıl olunca…
CHP’de siyaset yapabilmek keşke kolay olsaydı. Orası bir üniversite… Ya akıllı olacaksınız anı okuyabilecek zenginliğiniz olacak ya da ……
Ayvalık için sorunlarımız bitmedi. Önümüzde çok zorlu bir süreç var. Temenni ederim ki, Mesut başkan siyasete de biraz merak sarar ve öğrenir. Yoksa işi çok zor… CHP’li meclis üyeleri bizleri şaşırtacak düzeyde bir performans gösterebilir mi bilmiyorum. Yeni başkanları ve yönetim kurulu ile nasıl bir uyum içinde olacaklar, onu da zaman içinde göreceğiz. Hasan Bülent Türközen CHP’ye döner mi? O zaman kartlar yeniden karılır. Ayvalık, Hasan başkanın CHP’ye dönmesiyle çok şeyi farklı konuşmaya ve yönetmeye başlar. İl’de ki ağırlığı çok artar. Mesut başkan çok rahatlar. Çok şey çok hızlı değişir. Gelen sinyallere baktığım da sanki dönecek gibi…
“Truva Atı” dedik bunları yazdık…
“Truva Atı” diyenler ne olacak derseniz siyaset bilimiyle işiniz yoksa, temeliniz yoksa popüler müzik gibi bir varmış bir yokmuş olursunuz…
Sevgi ve saygılarımla…
