featured
  1. Haberler
  2. YAZARLAR
  3. TOPRAĞIN ŞİFASI, SERAMİĞİN BÜYÜSÜ (2)

TOPRAĞIN ŞİFASI, SERAMİĞİN BÜYÜSÜ (2)

Seramik, killi plastik bir çamurdan yapılan her türlü kullanım ve dekoratif amaçlı pişmiş toprak ürünlerinin tümüne verilen addır.

Plastik özellikli kili suyla karıştırıp, şekillendirilir.  Açık havada kurutulur. Daha sonra nemini atan ürün fırında pişirilir. Bu ilk pişirimli haline bisküvi bünye denilmektedir. Bu pişmiş bünye sır denilen camsı parlak etki veren, ürünü koruyan, yine topraktan elde edilen bir maddeyle sırlanır. Ürün ikinci pişirime hazırdır. Hangi tür seramikse ona uygun derecede sır pişirimi yapılır. Ve artık seramik olan ürün, kullanıma hazır hale gelir.

Sır, seramik bünyeyi korumak amaçlı, ikinci pişirim sırasında ürüne uygulanan camsı, parlak yüzeye verilen addır. Seramik astar ise yarı sıvı, yarı akışkan renkli bir kil tabakasıdır.

Seramik astar toprağın ta kendisidir. Toprağı sulandırarak yarı akışkan özellikte renkli killerden oluşturulur. Yine topraktan yapılan pişmemiş seramik bünye üzerine deri kıvamında uygulanmaktadır. Astar ya renkli kil ile ya da beyaz kil ile oluşturulur. Eğer renkli kil yok ise yine topraktan elde edilen pigment toprak boyası ile kile karıştırarak elde edilmektedir.

Pişmiş topraktan çanak çömlek yapma sanatının, Asurlular zamanına kadar uzandığı bilinmektedir. Orta Asya’da Turfan, Aşkar ve Hoça bölgelerinde yapılan araştırmalarda ele geçirilen örneklerden anlaşıldığına göre, Türkler daha VIII. yüzyıldan itibaren bu sanat dalında ileri derecede bilgi ve tecrübe sahibidirler.

Bugünkü Çin sınırlarında kalan Doğu Türkistan bölgesindeki Kâşî veya Kaşgar şehrine nispetle, pişmiş topraktan yapılan duvar kaplamalarına kâşî denildiği bilinmektedir. Uygurlar, Karahanlılar, Gazneliler, pişmiş toprağı ve çini sanatını kitabelerde ve binalarda yapı malzemesi olarak kullanmışlardır.

Seramik sanatı, İslâm öncesi Türk toplulukları arasında Göktürkler ve Kırgızlarda görülmektedir. Anadolu coğrafyasına bakıldığında Bizanslılar’ın, mimaride süsleme unsuru olarak çiniyi tercih etmeyip, mozaik kullandıkları görülmektedir. Emevîler de Bizans’tan etkilenerek mozaik kullanmayı sürdürmüşlerdir.

Daha sonraki devirlerde Müslümanlar mimaride, çok parçalı mozaik süslemeler yerine, çini kaplamayı tercih etmişlerdir. Levha halindeki çini üretiminin ilk defa Sâmerrâ’da gerçekleştirildiği bilinmektedir. Mimari yüzeyde günümüze kadar ulaşan çini kullanımı ilk olarak Kayrevan’daki Sîdî Ukbe Camii’nin (670-862) mihrabında görülmektedir.

Abbâsîler devrinde çini ve toprak evânînin yanı sıra, duvar kaplamalarında kullanılan levha 173 şeklindeki çinilerde de önemli derecede gelişme sağlanmıştır. (Son)

Kaynak: Öğr. Gör. Emel MÜLAYİM (Akdeniz Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi-Seramik Bölümü)

 

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
TOPRAĞIN ŞİFASI, SERAMİĞİN BÜYÜSÜ (2)
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!