İsmail Hakkı TONGUÇ …
“.. Çaycuma’ya vardığım zaman kaymakamı makamında buldum. Kendisine Çaycuma’ya ilk defa geldiğimi, hiçbir yerde tanıdığımın olmadığını, ama yarım saat sonra Çaycuma’nın batı yönünde yaya olarak gideceğimi, ilk rastladığım köyden iki kız çocuğu, daha sonraki günlerde de, her gittiğim köyden iki kız çocuğu göndereceğimi söyledim.
Yaya giderken bir köye yaklaştığımda, dört tane ihtiyar kadının, topladıkları odunları ipe bağlayıp şelek yaparak sırtlarına kaldırmakta olduklarını gördüm. Selam verdim, kendimi tanıttım ve şunları söyledim:
“Devlet köy okullarına kendi köyünden bayan öğretmen yetiştirmek istiyor, devlet ona bahçe verecek, koyun verecek, inek verecek. Onların gelirleri öğretmenin olacak. Ayrıca maaş da verecek. Köyünüze öğretmen yetiştirmek için iki tane kız öğrenciyi devlet okutmak istiyor. Sebep olup da öğretmen olacak bu kız öğrencileri sağlarsanız, öldüğünüzde nur içinde yatarsınız. Peygamberimizin yardımıyla Yüce Tanrı sizi cennetinde mükâfatlandırır.”
Din içerikli konuşmamın kadınlar üzerinde etkili olduğunu yüz mimiklerinden anlıyordum. Kadınlar kendi aralarında konuşmaya başladılar. Falanın öksüz kızı var, onu göndersek nasıl olur ki, filanın şusu var diye yorumlarda bulundular. Hâsılı köye vardığımızda, iki kız çocuğu bularak, köy bekçisi ile kaymakamlığa gönderdim. Her gittiğim köyden de ikişer kız öğrenci bulup gönderdim.”
***
İsmail Hakkı TONGUÇ, Bulgaristan’ın Tatar Atmaca köyünde doğdu. 8 kardeşin en büyüğüydü. Köyünde 4 yıllık ilkokulu ve üç yıllık Rüştiye’yi bitirdi.
1914 yılında öğrenimine devam etmek için İstanbul’a geldi. Parasız yatılı devlet okulunda okumak üzere Kastamonu Muallim Mektebine gönderildi. 1916 yılında naklen İstanbul Muallim Mektebine geldi. Okulunu bitirdikten sonra daha üst öğrenim için Almanya’ya gönderildi. Burada 8 ay süren bir eğitim aldı. Daha sonra yurda döndü. 1919 yılında Eskişehir Muallim Mektebi’nde Resim ve El işi ve Beden Eğitimi öğretmeni olarak görev aldı.
1921 yılında Yunan işgalinden hemen önce Ankara’ya atandı. 1922 yılında yeniden öğrenim görmek üzere Almanya’ya gönderildi.
Almanya dönüşü Konya, Ankara ve Adana Muallim Mekteplerinde öğretmenlik ve yöneticilik yaptı. 1925 yılında 5 aylığına yeniden Almanya’ya gönderildi.
10 Temmuz 1926-26 Ağustos 1926 tarihleri arasında açılan “İş İlkesine Dayalı Öğretim Kursu’nda” yabancı öğretim üyeleriyle birlikte çalıştı. Köy Enstitülerinin temel ilkesi ve sloganı durumuna gelecek “İş İçin, İş İçinde İşle Eğitim” anlayışını geliştirdi.
1929-33 yılları arasında Gazi Eğitim Enstitüsü’nde etkin görevlerde bulundu.
3 Ağustos 1935 yılında Köy Enstitülerinin kurmasına yol açacak olan İlköğretim Genel Müdürlüğü görevine vekaleten getirildi.
1936 yılında Kayseri, Çorum ve Yozgat illerini kapsayan bir geziyle buralarda Eğitmen Kurslarının açılıp açılmayacağını araştırdı.
1936 yılında Köy Enstitüleri’nin modeli sayılan İlk Eğitmen Kursu’nu Eskişehir’in Mahmudiye köyünde açtı.
1937 yılında Köy Eğitmenleri Yasası çıktıktan sonra İzmir Kızılçullu’da ve Eskişehir Çifteler’de ilk köy öğretmen okulları açıldı.
1938 yılında İlköğretim kurumlarını incelemek üzere Bulgaristan, Macaristan ve Almanya’da incelemelerde bulundu.
28 Aralık 1938 yılında Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı olduktan sonra İlköğretim Genel Müdürlüğüne asaleten atandı.
17 Nisan 1940 Köy Enstitüleri Kanunu çıktı. Kanun çıktıktan sonra uygulamasında etkin görev aldı ve canla başla çalıştı.
25 Eylül 1946 yılında görevinden alındı ve Talim ve Terbiye Kurulu Üyeliğine getirildi.
***
Büyük devrimci İsmail Hakkı TONGUÇ ustanın eğitim üstüne yazılmış ve yayınlanmış 15 kitabı vardır. Yine iki büyük cilde sığdırılmaya çalışılan yüzlerce makalesi ve yazısı bizlere miras olarak kalmıştır.
İsmail Hakkı TONGUÇ, hem eğitimci, hem düşünür, hem de eylem adamıdır. Yaşamını ülkesine ve ülkesinin ezilen sınıflarının eğitimine adamış büyük bir devrimcidir…
***
“Bir cemiyet için en büyük felaketlerden biri, o cemiyetin fertleri arasında müminsiz putların türemesi ve çoğalması; cemiyetin ekseriyetini teşkil eden insanların iş yapma ve başarabilme kabiliyetlerini ve şahsiyetlerini kaybederek sürüleşmesidir. Cumhuriyet bu trajediye asla meydan vermeyen bir hükümet şekli olduğu için mukaddestir. Cumhuriyeti koruyacak olan nesillerin buna iman etmeleri gerekir.” İsmail Hakkı TONGUÇ
“Elimde olsaydı tüm dünya okullarına insanın insanı sömürmemesi diye bir ders koyardım.” İsmail Hakkı TONGUÇ
***
İsmail Hakkı TONGUÇ, 24 Haziran 1960 tarihinde aramızdan sadece vücuduyla ayrıldı. Yazdıklarıyla, hayalleriyle, yaptıklarıyla yılmayan ve pes etmeyen ve öğrenmeyi son anına kadar sürdüren iradesiyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti var oldukça yaşayacaktır. TONGUÇ baba ülkemizin en büyük devrimcilerindendir. Bu büyük devrimci önünde saygıyla eğiliyorum…
***
Cumhuriyetin öncü kadroları “Küçük insan” değildi. Her biri nitelikli bilgiyle donatılmış, dünya ile yarışır, kendi çıkarlarını düşünmeyen, ülkesine ve ülke insanına gönül bağıyla bağlı gerçek yurtseverlerdi… Bizlere düşen görev bu bayrağı yere düşürmeden daha yükseklere çıkarmaktır…
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti Devleti
Sevgi ve saygılarımla Vecdi Yılmaz