featured
  1. Haberler
  2. SPOR
  3. TEZCAN’IN ÇETESİ- Uğur SATILMA

TEZCAN’IN ÇETESİ- Uğur SATILMA

Son yıllarda basketbolda büyük atılım yapan bayan takımlarımızı biraz gurur biraz da hayretle takip ediyo­rum. Daha düne kadar hayal bile edilemeyen başarıları yakalayan bayanlarımızın gelişimlerini beklentinin çok ötesinde buluyorum. 12 Eylül 1964 tarihinde Federal Almanya’ya 48-43’lük mağlubiyetle başlayan bayan basketbol maceramız milli takımlar düzeyinde 1967 yılından 1987 yılına kadar tam 20 sene kesintiye uğramış. 1980 yılında kurulan lig ile hareketlenmeye başlayan bayan basketbolu, özellikle Galatasaray ve Fenerbahçe’nin yatırımları ve Basketbol Federasyonunun büyük desteği ile bugünkü parlak günlerine ulaştı. Hem kulüp hem milli takımlar düzeyinde disiplinli organizasyonlar düne kadar hayal bile edilemeyen başarıları beraberinde getirdi.

2005 yılından bu yana bayan takımlarımız kulüp ve milli takım düzeyinde 9 final oynama başarısı gösterdi. Milli takımımız 2005 Akdeniz Oyunlarında şampiyon, 2011 Avrupa Basketbol Şampiyonasında ise 2. oldu. Kulüp takımları düzeyinde Galatasaray, Eurolegue ve Eurocup’ta oynadığı iki finali de kazandı. Fenerbahçe Eurolegue’de 2 ve Eurocup’ta 1, Kayseri Kaski de Eurocup’ta 2 finali kay­betti ancak şampiyon olamasalar da bizlere büyük gurur yaşattılar. Son olarak geçtiğimiz yıl Eurocup bayanlarda yarı finale kalanların tamamı bizim takımlarımızdı.

Aslında şaşkınlığımın nedeni ülkemizde bayanlarımıza sunduğumuz kısıtlı imkanlar ile ortaya çıkan sonuç ara­sındaki tezatlık. Belki 80 milyonluk koca bir ülkeyiz, bu kalabalığın içinden yetenekli birileri çıkacak ve başarı elbet gelecek diye düşünenler olabilir. Ancak nüfusumuz ne ka­dar fazla olursa olsun gerçekçi rakamlar sportif imkanları ne kadarına sunduğumuzla ilgilidir. 1 milyar 3 yüz milyon kişinin yaşadığı Hindistan son olimpiyatlarda sadece 2 ma­dalya alırken 3 milyona yakın insanın yaşadığı Jamaika’nın Rio’dan, 6’sı altın toplam 11 madalya ile dönmesi nüfus ve başarı arasındaki denklemde çok daha başka faktörlerin etkili olduğunun kanıtı.

Geçmişe göre daha iyi bir konumda olsak ve dünyadaki birçok ülkeye büyük farklar atsak da yüzümüzü Batı’ya döndüğümüzde hâlâ istenilen seviyede olmadığımızı gö­rüyoruz. En büyük handikabımız fiziki gelişime zihinsel anlamda eşlik edemememiz. Mesela bayanlarımızın bir spor dalıyla uğraşması için aşması gereken birçok engel var. Bunun yanında futbol da dahil olmak üzere tüm spor dalları sporcularını çok kısıtlı bir çevreden bulmakta. Anadolu’nun ücra yerleşimlerinde bir çocuk ne kadar yetenekli olursa olsun, o yeteneği işleyecek bir yapı ol­madığı için kendini gösterme fırsatı bulamıyor. Örneğin Balıkesir’in Dursunbey ilçesinden şimdiye kadar profes­yonel liglerde oynayan sporcu çıkmamış. Bunun yanında ilçeden göç eden ailelerin çocukları gerekli imkanları bulduklarında çok farklı noktalara gelmişler. Manchester Cityli İlkay Gündoğan, Vakıfbank Güneş Sigortalı Naz Aydemir Akyol ve 1960’lı yıllarda 1. ligde uzun yıllar top oynamış Zeki Kocaeli kendilerine sunulan imkanları iyi değerlendirerek önemli başarılar yakalamışlar. İlçe dışına çıkamamış ve 1990’lı yıllarda yaşamış 2.15’lik Hüseyin Hizar’ın boyu ise ona en fazla elma toplarken avantaj sağlamış!

Peki bir Anadolu kasabasında zorluklara takılmadan ve engellere aldırmadan bayanların gücüne sonuna kadar inanan ve onların varoluş mücadelelerine destek veren birileri çıkarsa sonuç ne olur? Bu sorunun ülkemizdeki en net cevaplarından biri uzun zamandır Çanakkale’nin Ayvacık ilçesinde veriliyor. 2007 yılında Ümmühan Hatun İlköğretim Okulu’nda görevli birkaç gönüllü eğitimcinin basketbol aşkı ilçedeki kız öğrencilere inanılmaz bir kapı aralamış. Kazanılan başarılar, hedeflerin büyümesine ve okul takımının yanında kulüp takımı olarak da yola devam edilmesine vesile olmuş. Ümmühan Hatun Spor Kulübü, başarılarıyla ilçenin simgesi haline gelmiş.

Bugün bayan basketbolu denilince Çanakkale’de ilk akla gelen yer Ayvacık. Adı üstünde ayva bile değil daha küçüğü, Ayvacık… Ama görünüş sizi aldatmasın, zira bu küçücük ilçe yaptıklarıyla tüm ülkeye ders veriyor. Okul takımı yıllardır ilde katıldıkları tüm kategorilerde kupa­ları topluyor. Kulüp takımı ise çıtayı yükseltmiş ve artık Çanakkale’yi aşmış durumda.

Ayvacık örneği sportif imkanları geniş kitlelere yay­dığımızda nasıl bir sonuç alacağımızı açık bir şekilde gösteriyor. İlçe merkezinde sadece 8 bin kişi yaşıyor ama 2016 yılındaki Gençler Marmara Bölge Şampiyonluğunda sırasıyla Bursa, Sakarya, Lüleburgaz ve Düzce gibi şehirlerin takımlarını yenerek şampiyon olmayı başardılar. A ta­kımları ise 2015-2016 sezonunda Türkiye Bölgesel Kadınlar Basketbol Ligi’nde mücadele etmeye hak kazanarak büyük bir başarı elde etti. İlçede basketbolla spora ilginin artma­sıyla birlikte son yıllarda 3 tane spor salonu hizmete girmiş. Yakın bir zamanda kapalı yüzme havuzu da açılacak.

Bu başarının ardında Ferda Karanlıkoğlu, İsmail Kuru, Ünal Cengiz, Belma Dumanlı, Volkan Bolelli gibi eğitimci­ler var. Ancak Ümmühan Hatun Ortaokulu Beden Eğitimi Öğretmeni Tezcan Çete’ye ayrı bir parantez açmak gerek. Yıllardır emek verdiği ve yücelttiği sadece takımı değildir. Aslında en büyük başarısı Ayvacıklı bayan öğrencilerine kazandırdığı özgüvendir. Bu yüzdendir ki onlar, rakip kim olursa olsun bir çete gibi herkese kafa tutuyorlar. Yenilgiyi ne maçın öncesinde ne de sonrasında kabulleniyorlar. Yolları açık olsun…

0
sevdim_bunu
Sevdim Bunu
0
_ok_sevdim_bunu
Çok Sevdim Bunu
0
g_ld_rd_
Güldürdü
0
karars_z_m
Kararsızım
0
bu_ne_bi_im_bi_ey
Bu Ne Biçim Bişey
0
k_zd_rd_n_z_beni
Kızdırdınız Beni
TEZCAN’IN ÇETESİ- Uğur SATILMA
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

Giriş Yap

Balikesir24saat ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!