Çevre tahribatı ve doğa talanına karşı bireysel mücadelenin yeterli olmayacağını, bu konuda evrensel ilkelere uygun hukuki düzenlemelerin ve devlet politikalarının geliştirilmesinin ne kadar önemli olduğunun bilincindeyiz.
Ülkemizin kurucusu Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, birçok konuda olduğu gibi çevrenin anayasal güvence altına alınmasında da öncülük etmiştir.
Henüz Cumhuriyet ilan edilmemişken ve hatta çok daha önemlisi henüz Anadolu düşman işgalinden bile kurtulmamışken Atatürk; 1 Mart 1922 tarihli meclis konuşmasında;
‘’(…) gerek tarım, gerek memleketin varlık ve genel sağlık konularında önemi kesin olan ormanlarımızı modern ve bilimsel yöntemlerle iyi duruma getirmek, genişletmek ve en yüksek faydayı sağlamak da önemli kurallarımızdan biridir.’’ ifadelerini kullanmıştır.
Atatürk’ün bahsettiği bu kurallar, yürürlükte olan Anayasamızın 56. maddesinde geçen;
“Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek devletin ve vatandaşların ödevidir.’’ İfadesi ile güvence altına alınmıştır.
İlgili maddenin ödünsüz olarak uygulanması, hem kurum ve kuruluşların hem de vatandaşların tutum ve davranışlarına bağlıdır. Kimsenin işi tamamen diğer tarafa bırakma gibi bir lüksü olamaz.
Doğal varlıkların ve biyolojik çeşitliliğin korunması, ekolojik dengenin gözetilmesi, doğayı ve çevreyi koruma bilincinin geliştirilmesi, ekolojik ürünlerin kullanılması ve yaygınlaştırılması, sanayileşme, madencilik, şehirleşme ve benzeri nedenlerle doğada oluşacak her türlü kirliliğinin önlenmesi ve doğanın bir rant aracına dönüştürülmesinin engellenmesine yönelik çalışmaların yapılması, eko turizmin desteklenmesi gibi konularda herkesin bir sözü olmalı. Yediden yetmişe toplum olarak bütün herkes, bu düşünceler doğrultusunda hareket edebilmeli.
Bir şehre değer katan çalışmalara imza atan kent konseylerinin çevre grupları, bütün bunların uygulanabilmesi için aktif olarak faaliyet gösteren çevre gönüllülerinden ve doğa dostu bireylerden oluşur.
Doğal ve kültürel zenginliği ile dünyaca ünlü Kazdağları’nın en önemli yerleşim merkezlerinden biri olan Edremit’te, Kent Konseyi’nin Çevre Grubu’nda da bu özelliğe sahip üyeler yer almaktadır.
Kazdağları gibi özel ve önemli bir bölgede yaşamanın sorumluluğunu taşıyan grup üyeleri; Edremit’in çok daha yaşanabilir, temiz ve doğa dostu bir kent olması için ilçenin bütün dinamiklerini kapsayan projeleri hayata geçirmek için çalışmalarını sürdürüyor.
Edremit Kent Konseyi Çevre Grubu, doğa ve çevre adına faaliyet gösteren bütün oluşumları ve Edremit’e gönül veren bütün herkesi bir araya getirmeyi ve ilçenin her köşesine ulaşmayı amaçlıyor.
Sağlıklı bir geleceğin ve huzur bulunabilecek doğal bir ortamın ilk koşulunun, temiz bir toplumdan geçtiğinin farkında olan Çevre Grubu, özellikle çocuklarımıza yönelik yerinde ve uygulamalı olarak gerçekleşecek faaliyetleri önemsiyor. Çevre bilincinin küçük yaşlarda kazanılması için eğitim projelerine öncelik tanımayı hedefliyor.
Temiz bir Edremit için elini taşın altına koyan Çevre Grubu, ilçenin herhangi bir köşesinde karşınıza çıkabilir. Planlı çevre düzenlemesi ve temizlik çalışmaları ile özellikle ortak kullanım alanlarının daha temiz ve düzenli bir hale gelmesi için Çevre Grubu sadece Edremit’in en işlek caddelerinde, nüfusun yoğun olduğu mahallelerinde ve sahil kesiminde değil kırsal bölgede de ilçenin geçmişine tanık eski semtlerinde de varlığını hissettirecektir.
Toplumun her kesimine hitap edecek etkinlikler ile doğa ve çevreyi kültür, sanat, spor ve müzik gibi birçok alan ile buluşturmayı planlayan Çevre Grubu; yeni yılın ilk toplantısını 16 Ocak Perşembe Günü, saat 13: 00’de Atatürk Gençlik Merkezi’nde gerçekleştirecek.
Edremit’e gönül veren dostlar, siz de temiz bir Edremit ve güzel bir gelecek için ben de varım diyorsunuz değil mi?
