Çeşitli araştırmalarda çocuklarımızın %71’nin yoğun stres altında olduğu iddia ediliyor . Çocukların bu pandemi döneminde yoğun stres altında olması ailelerin de günlük yaşamlarına olumsuzluklar yükleyerek, toplumsal kaygılarımızın artmasına neden oluyor.
Uzaktan eğitim üniversitelerimizce açık öğretim programlarıyla uzun yıllardır uygulana gelmektedir. Açık Öğretim Fakültelerinden mezun onlarca yetişkin çalışanlarımız bulunmaktadır.
Sorun ilköğretim ve lise öğrencilerimiz olunca ; bu öğrencileri sürekli ekran başında izleme, dinleme ve anlama becerilerinin ne kadar gerçekçi olacağı şüpheler götürür?
Teknolojinin öğrencilerimize sağladığı bilgi, beceri ve üstünlükleri küçümseme asla düşünülmez.
Ama ancak ve lakin; Türkçemizin temel amaçları arasında yer alan; Okuma-Yazma, Okuma Anlama, Sözlü ve Yazılı Anlatım. Dilbilgisi- İmla’nın yanında; Dinleme ve İzleme becerilerinin geliştirilmesi sanal ortamda, öğretmen ve öğrenci göz kontaktı kurma, çocukların duygu ve düşüncelerini yüreklendirme, coşturma, esinlendirmeye yönelik deneyimlerinin gerçekleştirilmesi ne kadar olur, yeniden düşünmek gerekir.
Eğitim uzmanlarının tespitine göre; pek çok insan teknolojinin öğretmenlerin ve okulların yerini alacağına inanıyor….
Öğretmenlerin öğrenme kayıplarını en aza indirilmesi konusunda daha fazla katkıda bulunmaları gerekeceğini görmüşlerdir.
Eğitim uzmanları formunda varılan sonuçlarda;.. Öğretmenlerin rolünün daha da öne çıkacağına inanılıyor… Öğretmenlik bir çok entellektüel birikim gerektirir ve en önemli meslektir.
EĞİTİMCİ Ryan Jenkins diyor ki;
“Gelecekte eğitim , “bilmek”ten ziyade işbirliği yapmak, yeni fikirler keşfetmek, ve mevcut bilgiler arasında bağlantılar kurmak için kullanabilecekleri becerileri edinme ile olacak.
…Çocukları öğrenme süreçlerinde aktif katılımcı olarak görmek…Öğrenme sürecinin en önemli unsurları soru sorma, hata yapmayı ve eğlenmeyi ve materyal ve araçlarla oynamayı desteklemiyor.”
Sınavlar daha adil ve eşit olmak için tüm öğrencilere saygılı ve güvenli davranmalı…
Çocukların kendi kendilerini ifade edebilecekleri oyunlar içinde olacakları tamir atölyeleri, hata yapmalarına fırsat verilmesi gerekiyor.
“ Çünkü öğrenme sürecinin somut ve temsilini oluşturduğumuzda da iyi öğreniriz..”
Yaparak yaşatarak eğitimin insana kattığı değerleri çok iyi bilmeliyiz,
Çocukların kurcalama meraklarını kırmadan, insanın oyun içinde öğrendiğini unutmamalıyız.
Teknolojik gelişmelerin ışığında feyz almış eğitimcilerin görüşlerinden yararlanarak; korku eğitim sisteminden sevgi eğitim sistemine geçilmelidir. Bilgi ve beceriyle donatılmış öğretmenlerin Anadolumuzun ücra köşelerinde pırıltılı öğrenciler yetiştireceği bir Anadolu gerçeğidir.
Eğitim sisteminde yaşadığımız yıllara, siyasi iktidarlara göre her bakan değişikliğinde yeni uygulamalar ve eğitimde uzman görüşleri yerine siyasi görüşler egemenliği sonunda ortaya çıkan ulusal eğitim- öğretim çalışmaları eğitimi bırakıp öğretme ağırlıklı olunca işin rengi ve bakanlığın adı olan “MİLLİ EĞİTİM” yerine birtakım cemaat ve tarikatların görüşlerinin egemen olduğu bir öğretim biçimine dönüşür.
SONUN SONU PANDORAMİK İŞLERE DÖNÜŞÜR * İ D U R A K İ *.
Pandora’nın kutusunun gizlerini bir kez daha hatırlatmalıyım:
“ Zeus kendisinde ateşi çalan Prometeus ve kardeşi Epimetheus’tan intikam almaya karar verir. Güzeller güzeli Pandora’yı yaratır. Epimethus’a gönderir. Düğün dernek, evlenirler. Gelin görün Zeus, Pandora’nın ceyiz sandığının içine; felaketleri, hastalıkları,, ölümleri saklamıştır.” O günden bugüne Pandora’nın kutusu açıldığından bu yana insanlığın, barış, huzur ve sağlıklı yaşamaya hasret kaldığını görüyoruz.