2020-2021 eğitim öğretim yılının sona erdiği bugünlerde en çok dilimize dolanan kelime tatil…
Bir eğitim öğretim dönemini sonlanırken;
Tatilde ne yapalım?
Çocuklar tatilde ne yapmalı?..
Gibi sorular kafamızı meşgul ederken, bir taraftan tatil planları yapılmakta…
Öğrencilerim, velilerim ve danışanlarım ile yaptığımız görüşmelerde, tatil ile ilgili fikirleri, genel olarak sınırsız bir yatış durumu olarak ifade ediliyor. Yatış ifadesini kullanırken her alanda bir durmayı ifade ediyor, öğrenmede, kendini geliştirmede, okumada… Öğrencilerimizden aldığımız en önemli geri dönüş belki de bu…
Öğretmenim bir sayfa bile açmayacağım,
Kitap özellikle de test kitabı görmek istemiyorum…
İfadeleri oldukça fazla…
Sürekli sosyal medya, video ya da sanal oyun oynarım diyenlerin sayısı hiç de az değil.
Son yıllarda çocuklarımız da biz yetişkinlerde sanal dünya dışında zaman geçirmeyi sanırım unuttuk.
Tatil hep beklenen, geldiğinde mutluluk veren yaşanırken çabuk geçen zaman dilimi olarak ifade edilebilir.
Önümüzde yaklaşık üç aylık bir zaman dilimi var. Bu insan ömründe hatta bir yıl içerisinde oldukça uzun bir süreç.
Ne yapmalıyız tatilde?
Özellikle eğitim öğretim çağındaki çocuklarımız için ne yapmalıyız?
Hatta sınava hazırlanan öğrencilerimiz için ne yapmalıyız?
Birde sınavı bitirenler nasıl değerlendirmeli bu zamanı?
Tüm gruplar için okumak esas olmalı en az günlük bir saat okuma çalışması yapılmalı çünkü okumak bilginin ve öğrenmenin anahtarını oluşturmaktadır.
Okuma eylemi sayesinde, kelime hafızamız artar, artan kelime ifade ve düşünce zenginliğidir, bu durumda beynimizi geliştirdiği gibi anlama ve yorumlama kapasitemizi artırır.
Okuduğumuz materyal de önemli, çocuk öncelikle okusun fakat günde en az 20 dakika bir bilimsel yazı okuyup anlamaya çalışması gelişimine çok daha fazla katkı sağlayacaktır.
Bu çalışma her bireyin gelişimine sadece bilişsel değil aynı zamanda duygusal ve sosyolojik katkı sağlayacaktır.
Okuma becerisi, yeni bilgilerin, yeni dünyaların kapısını açtığı gibi özgüven, kararlılık gibi birçok duygunun da gelişmesini sağlayacaktır. Şunu unutmamak gerekir bilgi insanın kendine güvenini artırır. Tüm insanlarda böyle değil midir? Alanınız ile ilgili bir sohbet olduğunda kendinizi düşünün sesinizdeki özgüveni hayal edin, atalarımız boşuna dememiş boş teneke tıngırdar diye…
Oysa bildiğimiz konuda tıngırdamaz tamamen özgüven ile konuşuruz.
Bir ya da birden fazla hobisi olmalı insanın, tatilde yapmaktan keyif aldığı uğraş; bisiklet sürmek, müzik dinlemek, dans etmek, yürüyüş yapmak, boyama, tamirat, çizim, puzzle, oyun tasarlamak, dil öğrenmek vb…
Bu noktada bireyin odaklanma yeteneğini geliştirmesi oldukça önemlidir. Bazen dikkat dağınıklığı dediğimiz durumun çözümünde kullanmak için inanılmaz iyi gelen bir yöntemdir. Kişinin yapmaktan keyif aldığı, mesela dinlediği müziğin ritmine uygun dans figürleri geliştirmek gibi… Böyle bir etkinlik bireyin yaratıcılığını geliştirdiği gibi, olaylar ve durumlar arsında bağlantı kurma yeteneğini de geliştirecektir.
Bireyin, yapmaktan keyif aldığı durumdaki odaklanma yeteneği başka alanlarda da kullanılabilecektir. Öncelik bireyin yapmaktan keyif aldığı etkinlikleri bulması gerekir. Bunun yolu ise düşünmek ve denemekten geçer.
Başka bir öneri ise rutin hayat işleri yapmalısınız. Yemek yapmak, farklı tarifler denemek, temizlik yapmak, fatura ödemek, ev ihtiyaçlarını belirlemek vb liste uzar gider. Özellikle çocuklarımızdaki sorumluluk duygusunu geliştirecektir. Unutmamalıyız ders çalış diyerek sorumluluk duygusu kazanılamaz.
Sınava hazırlığında olan öğrenciler, öncelikle tatil eksikliklerin tamamlanması için şahane bir fırsattır. Süreçte sınav öncesi tüm eksiklikler belirlenerek, telafisi sağlanmaya çalışılmalıdır. Okuma anlama becerisi, test çözme yöntem ve teknikleri, psikolojik sınırlar, çalışma sistemi, özgüven gibi birçok ön hazırlık tatil sürecinde keşfedilerek düzene konulmalıdır.
Kesinlikle unuttum sanmayın tabii ki sosyal medya sınırımız olmalı. Geçmiş yıllarda bir öğrencimin okuma, anlama ve öğrenme becerisi ortalamanın üzerindeydi. Sistemli çalıştığı takdirde hayal ettiği noktaya rahatlıkla ulaşabilecekken, yaz tatilinde zamanının neredeyse 9-10 saatini bilgisayarda oyun oynayarak geçirdi. Özel durumlardan dolayı ailesi herhangi bir müdahalede bulunmadı. İki ayın sonunda öğrencinin anlama, algılama ve öğrenme yeteneğinde gözle görülür düzeyde düşüş yaşandı. Bu düşüş aynı zamanda özgüvenini kaybetmesine ve kendine inanmamaya ve doğal olarak eğitim hayatını olumsuz bir noktaya taşıdı.
Bu örneği sohbetlerimizde sıkça paylaşırım İnsan zihnine dair iyi bir örnektir. Zihinde irade kısmını geliştirmek zor, haz kısmını geliştirmek kolaydır. İnsan zihni kullanılmaz ise yeteneğini kaybeder, ne kadar kullanır iseniz o kadar gelişir.
Sınava giren öğrencilerin hayatları bitmiş gibi davranmak yerine hayatlarında başlayan yeni dönem için yeni hedefler doğrultusunda faaliyet göstermeleri yarar sağlayacaktır. Girecekleri daha çok sınav, alacakları daha çok yol var.
Tüm bunları düşündüğümüzde bir gün 24 saat, ortalama günde 10 saat uyusanız bile hala 14 saatiniz var. Bu zaman dilimi doğru planlanır ise insan kendini ne kadar geliştirebilir.
Günlük bir saat kitap okumak, üç saat kendini geliştirmeye harcamak sanırım bu zaman dilimi içerisinde fazla olmayacaktır. İnsanın kendine ayıracak dört saati yok ise hayattan beklentisi ve istekleri de o kadar olacaktır.
Müzik önerisi: https://youtu.be/jgE_AUBK8SM