Dünyada güçlü devletler var.
Bunların bazıları adalet, hak, hukuk, insan hakları gibi değerleri çiğneyip geçebiliyorlar.
Bizim nesil bu durumu Bosna’da Afganistan’da (…) gördü.
Toprak altında gözlerine yılanların, solucanların toprağın dolduğu Mussolini, Hitler, Kazıklı Voyvoda; Stalin gibi diktatörler, tarihin kara sayfalarında hayvandan da daha aşağı mahlûk olarak anılıyor.
Filistin’de ve Suriye’de yaşanmış ve yaşanmakta olan vahşetler, insan ve insanın eğitimi konusunda üniversal anlamda ciddi düşünmeyi gerektiriyor.
Ülkemizin Jeopolitik konumu nedeni ile dünyadaki her gelişme bizi ilgilendiriyor.
Elbette bu işin güvenlik boyutu var.
Gerçek anlamda demokratikleşmiş devletler, huzur içindeler.
Bunlar, kimlik ve kişilik kazanmış devletlerdir. Başka devletlerin, toplulukların dayatmalarına dirsek göstermesini biliyorlar.
Sömürgeci devletlerin, sinsi projeleri oluyor.
Bunlardan biri Ortadoğu coğrafyasıdır. Buralarda birtakım tarikatları, toplulukları güçlendirerek onların ruhlarını satın alıyorlar.
Kadının eğitimsiz bırakılması gerektiğini dinî hassasiyetlere bağlayanları, besin kaynaklarımızı bozanları, gençliği oyalayarak emperyalistlere hizmet edenleri; görsel-işitsel medyada üzülerek izliyoruz
Politik boyutta demokratik süreci destekler gibi görünüyorlar.
Bunlar, bir zorba gibi bağırıp çağırıyorlar.
Kendileri dışındakilere kâfir diyecek ve hakaret edecek kadar da ileri gidiyorlar.
Bu noktada sorgulayan, eleştiren analiz eden bir beyin yetiştirmenin ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor.
İnsanı ve toplumu yönetmek için parlak isimler ve kavramlar ortaya atarak her dönemde beyinler köleleştirildi.
Gençliği, Türkiye Cumhuriyetinin kurucu felsefesine sahip çıkabilecek bir anlayışta yetiştirmeliyiz.
Nesiller; laik, demokratik sosyal ve hukuk devletinin onurlu bir millet oluşturacağını iyi öğrenmelidir.
Çünkü tarih sayfalarında hâlâ kan damlamaktadır.
Hiçbir olgu –olay donmuyor, yok olmuyor.
Alparslan AYRAL
07.01.2025
