Aile, yuva, tüten bir baca, paylaşmak, sarılmak, dayanışma…
İnsan yaşamında nelerin önemli olduğunu ağır bir şekilde hatırlattı ülkemizi yasa boğan bu deprem.
Ve hüzün, endişe, korku içinde gelip geçti çileli bir ay ömrümüzden.
Geçti geçmesine de geçen zaman henüz yaralarını sarmaya yetmedi yaşama tutunmaya çalışan depremzedelerin, zira onlar için zorlu yaşam şartları hala devam ediyor ve daha da devam edecek gibi görünüyor.
Ekonomik koşullar nedeniyle birçok vatandaşımızın evlerinde dahi geçirmekte zorlandıkları kış mevsimini, depremzedeler eksi derecelere düşen hava şartlarında çadırlarda geçirmeye çalışıyorlar.
Sağlık için uygun olmayan koşullar altında bir de temel ihtiyaçlara erişim zorluğu yaşamaları, sıkıntılı geçen bu süreci daha da zorlaştırıyor onlar için.
Üstelik kadınların, kültürel öğretilerin de etkisi ile özel ihtiyaçlarını utandıkları için dile getiremediklerini ve bu nedenle yaygınlaşan kadın hastalıklarını öğrenince hem üzüldüm hem de öfkelendim.
Ve yurdumun yüreği yaralı, bahtı kara kadınlarının çaresizliğin bile en dibindeyken kadınlıklarından utanmalarına sebep olan cühelâ düzeni sorguladım.
Varoluşlarından beri kadınlar için fizyolojik bir süreç olan, sağlıklı her kadının ergenlik döneminden menopoz dönemine kadar düzenli olarak yaşadığı ve kadının vücudunu gebeliğe hazırlayan menstrüasyon (regl/adet) kanamalarını, ergen her kadın gibi erkekler de biliyor.
Dahası Tanrı kadını böyle yarattı, o halde utanmak niye?
Aksine kadına özgü doğurganlığınızla gurur duymalısınız, regl olmaktan, kadın pedi ve iç çamaşırı istemekten utanmak yerine.
Zira bırakın da, sizlerin fiziksel ve ruhsal kayıplar yaşamanıza sebep olan ve sizleri böyle bir felaketin içine sürükleyen vicdansızlar utansın.
Bırakın da sizleri saçı uzun aklı kısa diye gören, gücünüzden korkup türlü hurafelerle sizi sindirmeye çalışan, kendisi için zevk saydığını sizin için günah sayan, beşikteki bebeğinize bile şehvet duyan, regl olmayı kadının laneti olarak gören ve her fırsatta kadını ezmeye çalışan zihniyetler utansın.
Kadın, erkek ayırımı yapmadan “önce insan” olmanın önemine değer veren herkesi sevgi ile kucaklıyorum.
8 Mart’ın hazin anısına…