Eski Türklerin ata dini olan Şamanizm; bilim, sanat, tıp ve kültürün anasıdır. Şamanizm, insan odaklı değil kutsal ve sonsuz doğa odaklı bir uygarlıktır. Dine devletçilik, tebliğ yani misyonerlik anlayışına sahip olmayan ama uzayı kucaklayan evrensel bir dindir.
Kam/Şaman olan Eski Türkler, sanat ve kültür alanında pek maharetliymiş. Toplumsal yaşamda sıkça müzik icra eder, yüksek sesle şarkılar söylerlermiş. Hay yani gırtlaktan türkü sanatı, Türklerin ezelden beri yaşadığı Sibirya bölgesinde ki halkın bugün de yaşattığı Kam/Şaman uygarlığının önemli bir parçasıdır. Şamanizm’de sanat hiçbir zaman yasaklanmamıştır.
Türk kültür ve sanat elçisi olabilme yolunda kendinden emin adımlarla ilerleyenler, bu köklerden beslenir. Öz kültüründen esinlenir. Dünyaya taklit ve özenme kokan değil özgünlük taşıyan bir söz söyler. Gerçek sanatı sergiler. Şaman atalar tarafından alkışlanır.
Günümüzde kadim Şaman inancını yaşatan, sanata ve kültüre değer verenlerin başında Kazdağları eteklerinde yaşayan Tahtacı Türkmenleri gelir. Gerçek sanatı sergilemenin ödülü olarak atalardan alkışı alanlar ise, hiç şüphesiz ülkemizin ilk özel etnografya müzesi olma gururunu yaşayan Tahtakuşlar Etnografya Galerisi’nin kurucusu Alibey Kudar ve ailesidir.
Bir Tahtacı Türkmen köyü olan Tahtakuşlar’ın adını bütün dünyaya duyuran galeride, kurulduğu 1992 yılından bugüne kadar sayısız etkinlik düzenledi. Yerli ve yabancı pek çok sanatçı, yazarı ve bilim insanı ağırlandı. Medeniyet bayrağını, göklerde dalgalandıran Kudar ailesinin kültür ve sanat dünyasına katkısı sadece galeri ile sınırlı değil. Müze binası içerisinde yer alan M. Selim Turan Galerisi, 12. Deniz Kuvvetleri Komutanı Omiral Emin Göksan Deniz Bölümü, Kazdağlı Salih Paşa Kütüphanesi ve Kudart Sanat Atölyesi de başlı başına bir kültür mabedidir.
Kudart Sanat Atölyesi, geçtiğimiz günlerde sanatçı M. Selim Turan anısına düzenlenen 31. Uluslarası Resim Sergisi’ne ev sahipliği yaptı. Küratörlüğünü Esma Kudar’ın üstlendiği sergiye Türkiye’den ve Amerika’dan 25 sanatçı katılım sağladı.
9-12 Temmuz 2022 tarihleri arasında gerçekleşen kültür ve sanat etkinliklerinde, ilk iki gün ressamların eserleri sergilendi. Birçok sanat dalına mensup sanatçının çalışmaları konuklar ile buluştu. M. Selim Kudar, Esma Kudar, Fevzi Karagöz, Nilgün Çağalı ve Mehmet Ali Tuzlu’nun canlı performansları muhteşemdi. Bunun yanı sıra M. Selim Kudar, 2004 yılında yayınladığı, bugün 8. baskıya ulaşma başarısını gösterdiği “Muatazmayinşatürta” adlı kitabını okurları için imzaladı.
Sanatseverlerin yoğun katılım sağladığıetkinliklerin üçüncü gününde ise, Kudart Sanat Atölyesi’nin öğrencilerinin resim sergisi vardı. Ahşap Oyuncak Atölyesi düzenlendi. Öğrenciler, oldukça keyifli ve mutlu anlar yaşadı.
Son gün ise, Ali Tuncay’ın bağlaması eşliğinde seyircilerin karşısına çıkan semah ekibi Tahtacı Türkmenleri’nin binlerce yıldır sürdürdüğü geleneği sergiledi. Etkinliğe katılanlar Tahtakuşlar’da bu kadim gösteriye tanık oldu. Etkinlik, Adil Gazioğlu’nun türküleri ve Körfez Aşıkları’nın müzik dinletisi ile son buldu.
Semah ekibinin izleyici ile buluştuğu semahın adı yozarıdır. Diğer adı ile dış semahtır. Tahtacı Türkmenler’in inancına göre iç semah sergilenmez. Bu etkinlikte olduğu gibi, özellikle gençlerin semahı öğrenmesi amacıyla dış semah ile seyircilerin karşısına çıkılır. Bundan dolayı da ritüel olarak değil gösteri olarak ifade edilmektedir. Geleneksel kıyafetleri ile de görsel bir şölen yaşatan semah ekibimize teşekkürlerimi sunuyorum. Emeğinizle var olun.
Elbette, teşekkür etmem gerekenler arasında kültür ve sanat etkinliğini taçlandıran birbirinden değerli sanatçılarımız ve ilk günden son güne kadar her şeyin en iyi şekilde olması için çabalayan Kudar ailesi de var. M. Selim Turan anısına düzenlenen bu etkinliğin uzun yıllar boyunca devam etmesini diliyorum.
Son teşekkürüm ise; etkinliğin son günü konuklara ikram edilen, Kuzey Ege’de halk arasında üç kardeş olarak bilinen keşkek, nohut ve pilavı, özel bir karışım olan içeceği ve ateş suyunu hazırlayan Kudart Sanat Atölyesi’nin emektarlarına. Her yerde tadına bakma fırsatımız olmayan destide çay, közde kahve, köy ayranı ve pişi de diğer eşsiz lezzetlerdi. Tahtakuşlar’ın marifetli ve becerikli kadınları, sağ olsun, var olsun.
Dört gün boyunca katılımcılara özel anlar yaşatan Kudart Sanat Atölyesi’nde etkinlikler devam edecek. Umarım sizler de bu sanat şölenin bir parçası olursunuz. Ve Mustafa Kemal Atatürk’ün kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti’nin temelinin kültür olduğunu da bir kez daha kanıtlarsınız.
Sanat bahçesine adım atar atmaz oradan oraya koşturan, herkesle yakından ilgilenen, yeri geldiğinden bakmışsınız masa ya da sandalye taşıyan güzeller güzeli bir kadını da görürseniz, “Bu Esma Kudar olmalıdır.” diyeceğinizi daha şimdiden tahmin edebiliyorum. Kendisi gibi yüreği de bambaşka bir güzelliğe sahip olan sevgili Esma Kudar’a sonsuz başarılar diliyorum. Yolu açık olsun.
Armut Ağacı Tahtacı Semahı’ndan bir bölüm ile yazımı noktalamak istiyorum.
Çırayı yaktım ocağa, çırayı yaktım ocağa
Kol kola da kucak kucağa, kol kola da kucak kucağa
Meydana gel meydana, meydana gel meydana
Meydan erenlerindir, semah dönenlerindir
Semah dönenlerindir dost dost