Edremit’in Dalyanı..
Binlerce metrekare arazi..
Edremit’linin, Akçay’lının,Zeytinli’lilerin “sazlık” diye bildiği yer..
Kimilerinin “bataklık” diye söz ettiği alan..
Bugünlerde gündemde..
Büyükşehir Belediyesi “sessiz” ama belli ki hedefinde burası var..
Satılır mı, satılmaz mı,doldurulur da konut alanı mı yapılır yoksa “gizli kapaklı” bir projemi var bilinmez!..
Ama “bir şey olacağı” kesin!..
Bildiğim, duyduğum bir şey mi var?..
Hayır yok!..
Olsa zaten yazarım.
Belli süre sonra “hazineye tekrar devrolmaması” için bir takım hesaplar yapıldığını tahmin etmek hiç de zor değil!..
Mutlaka yapılıyordur!.
Çünkü ucunda siyaset var.
Nasıl “Kanal İstanbul” inadına malzeme yapılıyorsa bu da olmaz değil!..
Dilerim olmaz!.,
Aklı selim ile hareket edilir.
Doğaya zarar verilmez!..
İşin bir tarafında da çevreye duyarlı insanlar var.
Mesela EDÇEP var.
Edremit Çevre Platformu..
Açıklamalarını okuyorum.
TABİAT PARKI olarak değerlendirilmesini istiyorlar.
Binlerce canlının sazlıkta yaşadığını söylüyorlar.
Eko sistemin zarar görmemesinden yanalar.
Doğadan rant elde edilmesine karşılar.,
Satılmasını istemiyorlar..
Bu ve benzeri gerekçeler öne sürüyorlar..
Öz’ü bu!..
Bende bundan yanayım!..
İmzamı da atarım.
Ancak..
Meslekte 45 yılı aşmış son yıllarda da Körfez’de yaşayan Balıkesirli bir gazeteci olarak
gönlüm isterdi ki;
sadece “TABİAT PARKI” söylemi ile sınırlı kalan bir talep olmasaydı bu..
Keşke o sazlığın doğal değerleri bir, bir ortaya konsaydı..
Hani binlerce canlı deniliyor ya..
Türleri yazılsaydı!..
O canlıların doğal ortamlarındaki fonksiyonları yazılsaydı..
Beslenmeleri araştırılsaydı..
Ekolojik dengedeki rolleri neydi mesela..
Neye yararı var; neye zararı yoktu?..
Mesela tabandaki suyun dolgu ile kurutulması halinde olası “çevre katliamının” boyutları ve sonuçları irdelenmiş olsaydı..
Nasıl bir depremde 100 bin konut yıkılacağını öngörüp sonuçlarını deprem olmadan biliyorsak keşke “Dalyan” ile ilgili ekolojik bir fizibilite çıkarılmış olsaydı..
Valiliğe sunulduğu ifade edilen “bilimsel rapor” satırbaşları halinde kamuoyu ile de paylaşılsaydı.
Halkın bilgisi sadece “Dalyan satılamaz” pankartı ile sınırlı kalmasaydı..
Madem Tabiat Parkı olmasını istiyoruz.
Doğaya dokunmayın diyoruz.,
O halde;hangi özelliklerin olması gerektiği hususunda örnekleri kamuoyuna ve ilgili mercilere sunarak tezin arkasında durmak daha şık olmaz mıydı?.
Mesela..
Dalyan’daki..
Yaban hayatı ve bitki örtüsünün özellikleri nasıldır?..
Rekreasyon potansiyeli nedir?.
Jeolojik yapı nasıldır?..
Bu ve benzeri soru ve yanıtlara ilişkin argümanları ortaya koymak zor olmasa gerektir.
İnanıyorumki;
Bunları gönüllü yapacak birçok çevreci “bilim insanı” mutlaka vardır.
Diyeceğim o ki..
“Tabiat Parkı” talebinin haklı ve bilimsel temellere dayalı gerekçeler ile “bilgilendirilmiş kamuoyunun” da desteğini arkasına alarak gündem oluşturulması çok daha sağlıklı olurdu kanımca..
EDÇEP; çabalarında ve oluşturmak istediği kamuoyunda yalnız bırakılmamalıdır.
Konu “partiler üstü” bir konu olduğu için tüm STK’lar,hatta siyasi partilerin tümü “halkın ortak isteği” konusunda bir ve beraber hareket etmelidir.
İmza kampanyasını, bilboardlarla,yerel ve sosyal medya ile destekleyerek güçlendirmek “haklı dava” nın kazanılmasında süreci bir başka boyuta taşımak olur!..
Henüz zaman geç değil!..
Günümüzde PR işte bunun için çok önemli..
İmza atmak kolay!..
Önemli olan “büyük resmin” altına atılan küçücük imzadır.