Bilim insanlarının dışında tehlikeye dikkat çeken yok..
Evet baraj seviyeleri hakkında zaman zaman yerel idarecilerden de bilgi akışı ve tehlike çanlarının çaldığına yönelik açıklamalar geliyor ama baraj seviyesi düştü mü bizim düşüncemiz yağmurlarla barajların dolacağı ve tehlikenin ortadan kalkacağı..
Ama artık iklimlerin bozulduğu, değiştiği, bir gün yaz bir gün kış yaşanan garip ve giderek kötüleşen zamanlardayız.
Yağmurlar da eski yağmurlar gibi değil.
Sindire sindire günler boyu yağan yağmurlar da günlerce toprakta kalan karlar da mazide kaldı.
Yağmur yağıyor sel oluyor, önüne kalanı sürüklüyor, afet oluyor, vuruyor, yıkıyor.
Velhasıl…
Dünyada susuzluk büyük sorun.
Ama bulunduğu coğrafya açısından Türkiye açısından daha da büyük sorun.
Uzak değil yakın bir gelecekte su; bir numaralı mesele olmaya aday.
O zaman bugün konuştuğumuz ekonomi, israf, liyakatsizlik bile belki geri planda kalacak da…
İsraf ve liyakatsizlik, haliyle bilimin dinlenmemesinden doğan sonuçlar değil mi bunlar da?..
Kaç gölümüzü kaybettik ve kaç gölümüz kuruma, yok olma noktasında da Marmara başta olmak üzere denizlerimizi de bitirme yolunda değil miyiz kirlilikle?..
Oksijeni kalmadı denizlerimizin, müsilaj, atık, çöp, moloz deposu olarak kullanıyoruz halen ve halen!
Nasıl bir öngörüsüzlük ve denetimsizliktir ki bu, anlayabilene aşk olsun!
Dönelim çim sulamaya…
Özellikle belediyeler başta olmak üzere kamu açısından söyleyelim…
Kamunun örnek olması ve uygulamaya geçmesi gerek ki yavaş yavaş bireyselde de yaygınlaşsın…
Park ve spor alanları hariç….
Özellikle yollarda refüjlerde çim işinden belediyelerin başta olmak üzere genel anlamda kamunun vazgeçmesi gerek…
Kilometrelerce akan yolda orta refüje çim ekmek neyin nesi?
Su su su…
Bakınız körfez yolunda yeni düzenlemelerin bir kısmında çim yerine taş tercih edildi süsleme olarak.
Fena mı oldu?
Hiç değil.
Çim sulama spor veya halkın dinlenme alanı olarak yapılan parklar hariç acilen terkedilmesi gereken bir lükstür, tümüyle israftır.
Hele karayollarında sık sık görüyorsunuzdur, orta refüjde güya çim sulanıyor, suyun yarısı havaya, yarısı karayoluna, karayolu su birikintisi ve göle dönüyor, bir de üstüne kazaya davetiye…
Eğer kaynakların tükenme tehlikesi varsa bu kaynakları olabildiğince tutumlu kullanmak zorundayız…
Araç yıkamalardan tutun evlerde boşa akıtılan suyun sadece hane faturasına değil, insanlığın ve ülkenin geleceğine telafisiz kayıplar doğurduğunu aklımızdan çıkarmamak gerek.
Bu nedenle kamunun ön ayak olması ve örnek davranması şart.
Bir tarafta göllerimiz her hafta seviye kaybederken, barajlarımızda su kalmaz hale ilerlerken lüzumsuz süsleme ve orta refüj gibi alanlarda çim uygulaması bir an önce bırakılmalı ve suyun heba edilmesinin önüne geçilmelidir.
Bir tarafta susuzluk derken öte tarafta israf yaparsanız bu ne perhiz bu ne lahana turşusu haline dönersiniz.
Su hayattır.
Önem ve değerinin önce kamu tarafından fark edilmesi ve farkındalık yaratılması şart.
Her şey için geç kalıyoruz; bari su konusunda iş işten geçmesin.