Bugünkü yazımızda yer alan sayısal verileri , araştırmacı gazeteci-yazar Saygı Öztürk’ün köşesinden alıntılıyoruz, öncelikle bu başlangıç notunu hatırlatarak başlayalım ve rakamların anlattıklarına bakalım:
Göç İdaresi Genel Müdürlüğü’nün verilerine göre Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 2017 yılında 3 milyon 426 bin 786 kişiye, 2018 yılı sonunda ise 3 milyon 613 bin 961 kişiye ulaşmış.
Bir yıllık artış oranı yüzde 5.5.
Ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun 291 bin 790 Suriyelinin ülkelerine döndüğünü belirtmesine rağmen.
Yani dönenler olmasa sayı şimdiden 4 milyon!
31 Aralık 2017 verilerine göre Türkiye nüfusu 80 milyon 810 bin 525 kişi. 2016 yılında binde 13,5 oranında, 2017 yılında ise binde 12,4’lük artış gözleniyor.
Suriyelilerdeki nüfus artış oranı ise Türkiye’nin 2017 yılına ait genel artış oranından 4,43 kat daha fazla olduğu anlaşılıyor.
2018 yılında artan Suriyeli nüfus sayısı 2017 yılında ülkemizde artan nüfusumuzun yüzde 18,8’ine karşılık geliyor.
Rakamlara boğuldunuz biraz ama rakamlar çoğu kez yazıdan çok daha etkili konuşur, karşımızdaki gerçekliği net ve tartışmaya kapalı olarak sağlıklı verilerle ortaya koyar.
Görünen köy kılavuz istemez misali şimdi bu sayısal verilerin ışığında geleceğe bakacak olursak bizi nasıl bir nüfus bekliyor ona bakalım biraz da:
Suriyelilerin ve Türklerin nüfus artış oranlarının hemen hemen aynı seviyelerde seyredeceği kabul edilirse eğer..
5 yıl sonra Türkiye nüfusu 85 milyon 982 bin, Suriyeli sayısı 4 milyon 724 bine çıkacak. Yani toplam nüfus içinde Suriyeli sayısı oranı yüzde 5’i aşacak, 5.2’yi bulacak.
Yani sokağa çıktığımızda her 20 kişiden birinin Suriyeli olması demek bu!
10 yıl sonra ülke nüfusu 91 milyon 412 bin.
Suriyeli sayısı 6 milyon 173 bin.
Nüfusumuz içindeki oran yüzde 6,3 olacak.
25 yıl sonrasına bakalım… Ürkütücü rakamlar gelmeye devam ediyor.
25 yıl sonra Türkiye nüfusu 110 milyona ramak kalır halde.
Suriyeli sayısı 13 milyonu aşıyor.
50 yıl sonraya bakalım son olarak:
50 yıl sonra Türkiye’nin nüfusu 149 milyon 649 bini bulacak. Suriyeli sayısı ise 52 milyon 554 bin olarak hesaplanıyor.
Dediğimiz gibi bu rakamlar son yıllardaki artış oranları dikkate alınarak tespit olunmuş.
50 yıl sonra nüfus içinde Suriyeli oranı yüzde 26’ya yükselecek.
Bunun ne anlama geldiğinin farkında mıyız?..
Her dört kişiden biri Suriyeli olacak.
50 yıl ülkeler için kısa bir zaman dilimi.
Ama sayıların getirdiği mesaj ve tehlike çok açık.
Bugünün popülizm odaklı bakış açısı karşısında “tehlike” sessiz sessiz değil davul zurna çalarak geliyor.
Türkiye’nin ekonomik ve demografik durumu ortadayken Suriyelilere böylesine kucak açmak Türkiye’nin başını bugün zaten ağrıtıyor. Pek çok olumsuz haberler özellikle güneydoğudan ve göçün yoğun yaşandığı illerden artarak gelmeye devam ediyor.
Ancak “ayranı yok içmeye” halindeyken bir de 50 yıl sonrasına bakalım…
Nüfus açısından azınlığa düşmeye ramak halde kalacak şekilde fütursuzca ilerliyoruz.
Rakamların ortaya koyduğu çıplak gerçekliği nasıl çözeceğiz bugün “dur” demezsek?..
Böylesine bilinçsiz bir gidiş dünyanın hangi ülkesinde var olabilir?..
Tamam “insaniyet” adına Türkiye bir şeyler yapmalıdır ve bugüne kadar çok çok fazlasıyla yapmıştır da!
Lakin “bile bile lades”in de bir sonu olmalı! Yoksa her şey için çok ama çok geç olacak!
