Balıkesir Büyükşehir Belediye Meclisi’nin temmuz ayındaki toplantısının ardından izlenim ve önerilerimi yazmıştım.
Bu yazı oldukça ses getirdi, ama meclis üyeleri özellikle de iktidar partisinin bir kulağından girip diğerinden çıkmış gibi görünüyor.
Örneğin toplantının zamanında başlaması, çay servisi yapılmaması, oturumun canlı yayınlanması gibi önerilerim güme gitti!..
Ağustos ayının ilk toplantısı da 40 dakikalık gecikme ile başladı.
Bırakın çay servisinin kalkmasını, meclis üyelerine hatta izleyicilere bile çayın yanında kahve servisi yapıldı.
Canlı yayın ise yine yoktu.
Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz ve AK Parti Grup Başkanvekili İsmail Cankul da yoğun programları nedeniyle bu oturuma katılamadı.
Ama katılsalardı da yine pek bir şey değişmezdi.
Balıkesir’in yerel parlamentosunda günün sürprizi, TBMM’deki 9 temsilcimizden AK Partili Mutlu Aydemir, Mustafa Canbey ve Yavuz Subaşı’nın toplantıya gelmesi oldu.
Tabii hemen selfiler çekildi, flaşlar ardı ardına patladı.
Daire başkanları el pençe divan durdu.
Vekiller önce daire başkanlarının bulunduğu bölüme buyur edildi.
Ancak CHP Grup Başkanvekili Ali Kemal Deveciler’in itirazı üzerine basın mensupları için ayrılan yere geldiler
Milletvekilleri bizim bölümü şereflendirdiğinde o kalabalıkta Mutlu Hanım ve meslektaşımız Canbey’le selamlaşma fırsatı da bulduk.
Canbey, “Meclis toplantıları sert geçiyormuş bir görelim” dedi.
Vekillerin izlediği bölümde Tarım İl Müdürü’nün sunumu vardı.
Sunum çok önemli bilgiler verilmesine karşın teknik aksaklıklar bir de Meclis’teki o bir türlü alışamadığımız kargaşa nedeniyle verimli olamadı.
Sunum sürerken, vekillerin arkada kalmasından rahatsız olan Meclis Başkanı Ramazan Bahçavan onları “Sayın vekillerimiz geride kaldınız, lütfen buraya gelin” diyerek ön bölüme yani benim daha önce basın mensupları için istediğim yere davet etti.
Ancak vekiller belki de Deveciler korkusu yüzünden bu daveti geri çevirdi.
Bahçavan’ın bu duyarlılığı arkalardan bu toplantıları zor zor izleyen, sürekli fotoğraf çekmek için öne arkaya gidip, gelen, saatlerce ayakta kalan basın mensupları için göstermesini bekliyorum…
(Bu arada toplantının daha birinci gündem maddesine geçilmeden mecliste neredeyse daire başkanı kalmadığını da söylemeliyim)
Milletvekillerinin zamanı kısıtlıydı ve Kepsut’taki güreşler için ayaklandılar.
Giderken o sıkışıklıkta Canbey ve Mutlu hanımla yine selamlaştık…
Ancak bir ara büyükşehirde genel sekreter yardımcısı da olan Yavuz Subaşı’dan ne selam ne sabah vardı…
Üstelik benim kağıdı kalemi de devirip gitti!..
Meclis toplantısı öncesi ve aralarda hatta toplantı bitiminde ise konuşulan en önemli konu su zammıydı.
CHP İl Başkanı Serkan Sarı’nın son açıklaması kafa karıştırıcıydı.
Sarı’ya göre herkes açıklamasının bir bölümünü alıp işine geldiği gibi yorumluyordu.
İlçelerden gelen CHP’li üyelerin BASKİ’den alacaklarını tahsil etmek, halka hizmet gitmesi için zamma ‘evet’ dediği iddia edilmişti.
Bir CHP’li ilçe belediye başkanı “Aslında biz zam yapmadık. İlçeler arasındaki anormal fiyat farklarını giderip ortalama bir fiyat belirlemek için yapılan düzenlemeye onay verdik” dedi.
Artık ne kadar haklı onu bilemem.
Meclis toplantısını ABD’de 25 yıl çalışan psikolog Gülay Dayıcan’la birlikte izledik.
Balya Akbaşlar’ın ilk kadın muhtarı olan ardından Balya CHP İlçe Başkanlığını üstlenen Dayıcan da su zammına takmıştı.
Hatta zamma ‘evet’ diyen CHP’lilerin istifa etmesi gerektiğini söyledi.
Dayıcan, “Su temel ihtiyaçtır. Amerikalı su parası nedir bilmez. Doğalgaza, elektriğe para verir ama su ücretsizdir” dedi.
Bu ay 12.50 TL’lik su kullandığını ancak 35.60 TL. ödediğini vurgulayan Dayıcan yüzde 60’lık zam sonrası bu rakamın daha da artacağını sözlerine ekledi.
Ülke gündemindeki Kazdağları ve altın arayışı ise ana gündem maddesi olup çıktı.
Her partinin söyleyeceği bir şeyler vardı.
Ancak AK Parti adına son konuşmayı yapan Mehmet Birol Şahin’in konuşması çok sağduyu görünse de gerçekten kışkırtıcıydı.
Kirazlı Balaban Tepesi’nin Kazdağları’nda olmadığını söyledi.
CHP’li belediyelerin Kazdağı’nın eteklerini imara açtığını, asıl zararı onların verdiğini iddia etti.
Türkmenlerin Kazdağları’na bir iki hafta gidip çadır kurup konaklamasının çevreye zarar verdiğini söylemesi ise sabırları taşırdı.
Bu konuşma sonrası olan biteni haberimizde okudunuz, görüntülerde izlediniz.
Şahin CHP’lilerin tepkisini “suçluluk telaşı” diye yorumladı.
Bence göründüğü kadar iyi niyetli değildi.
Zaten kuliste CHP’li başkanları açıkça rantçılıkla suçladığını duydum.
Konuşmasından sonra çıkan olaylardaki mutluluğu ve gülümsemesi ise görülmeye değerdi.
Encümen seçimlerinde ortalığı karıştırıp, uslu bir çocuk gibi yerine oturmuştu.
Kazdağları konuşmasıyla da kendini tekrarlamış oldu.
Gelecek toplantıda görüşmek üzere…